TBMM - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Erken seçim falan yoktur, seçim 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır. 'İlle de seçim, hemen seçim, seçim de seçim' diyenler, bozgun siyasetinin taraftarlarıdır." dedi. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarihi bir eşikte olduğunu, aldanma devrinin kapandığını, şimdi şahlanma ve yükselme döneminin başladığını belirtti. MHP Genel Başkanı Bahçeli, ekonomi vasıtasıyla Türkiye'ye saldıranlara; vatandaşları faiz, kur, enflasyon sarmalına hapsetmek için uğraşanlara fırsat ve izin vermemenin, kalbi vatan ve millet sevgisiyle çarpan herkesin ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı. Döviz kurunun belirlenmesinde enflasyonun kuru yükseltici etkisinin, faizin kuru düşürücü etkisinden çok daha baskın olduğunu ifade eden Bahçeli, "Türkiye bir karar vermek ve bunu uygulamak için de bir irade ortaya koymak durumuyla karşı karşıyadır. Ya enflasyon artışına, faizleri yükselterek tepki vermeye devam etmek suretiyle enflasyon-faiz-kur sarmalı içerisindeki döngüyü kabulleneceğiz; ya da tüm ekonomik birimlerin faaliyet ve beklentilerini bozan yüksek faiz politikasından kademeli bir şekilde vazgeçerek, enflasyonla mücadeleyi yeniden tanımlamak ve üretim kanalını esas alan bir politika anlayışına geçeceğiz. Bize göre, başka bir alternatif kalmamıştır." değerlendirmesinde bulundu. Bahçeli, her iki politikanın da beraberinde getirdiği risk ve maliyetler olduğuna işaret ederek, "Birincinin maliyeti zaten ödenmiş, maalesef ödenmeye de devam etmektedir. İkincisi ise yapısal adımların atılmasını şart koşmaktadır. İkinci seçenek olan yüksek faiz politikasından kademeli bir şekilde vazgeçmek, her şeyden önce üretim ve dış ticarette ithal bağımlılığını yapısal bir sorun olarak gündeme almayı ve bununla kıran kırana mücadeleyi işaret etmektedir." diye konuştu. İlk etapta ham madde-girdi, makine-teçhizat bağımlılığını azaltıcı yapısal adımların atılmasının, kur yönünden gelen enflasyonist baskının kırılmasının temel taşı olacağını söyleyen Bahçeli, "Enflasyon ile mücadele arz yönlü yaklaşımın da içerisinde bulunduğu bir politikayla başarılacak ve Türkiye bir bedel ödeyecekse, bunu üretim yapısını değiştirmek ve geliştirmek için göze alacaktır. Ekonomik güvenliğimiz için başkaca bir yol kalmamıştır." görüşünü paylaştı. Devlet Bahçeli, yalnızca enflasyon ile mücadele değil, ekonominin tümü için çözülmesi gereken öncelikli konunun; politika uygulamasındaki belirsizliğin ortadan kaldırılması olduğunu anlattı. Bahçeli, para politikası ve Merkez Bankasını baz alan, kamu maliyesinin rolünün ikinci planda tutulduğu ve enflasyon ile mücadeleyi yalnızca faize bağlayan politikanın, çözüm üretmede yetersiz kaldığının, deneyimleriyle sabit olduğunu dile getirdi. Kararlı ve istikrarlı para politikası uygulanması kadar, kaynakların etkin kullanımı önündeki engelleri tespit eden, bunları çözecek bir kamu maliyesi yaklaşımına da ihtiyaç duyulduğunu belirten Bahçeli, "Türkiye, faiz kamburundan kurtulmalıdır. Faiz, uzun vadede üretim sistemine büyük hasarlar vermektedir. Ülkemiz şu anda dünyada faiz oranının yüksekliği açısından ilk on ülkeden biri, Avrupa'nın da zirvesindedir. Faiz, geleceğimizden çalmaktadır." ifadesini kullandı. "Bize göre, hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak, 'bittik, tükendik, yandık, mahvolduk' demek, felaket tellallığıdır, kötü niyetliliktir." diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye ekonomisi için 1980-2020 dönemi verileriyle ulaşılan sonuca göre, faiz oranı ve enflasyon arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmuştur. Akıntıya karşı kürek çekmek, neoliberal iktisat akımının alışkanlıklarıyla milletimize karamsarlık servis etmek, vatan sevgisiyle bağdaşmayan bir sorumsuzluktur." Geldiğimiz bu aşamada, yeni yönetim sistemi kapsamında Merkez Bankasının bağımsızlığı konusunu mutlak surette tartışmaya açmak hem demokrasinin hem de milli iradenin gereğidir. IMF ve faiz lobisinin oyunlarıyla daha fazla mesafe alamayacağımız ortadadır. Davul hükümetin boynundayken, tokmağın başkalarının elinde olması kabul edilemez bir çarpıklıktır. Özerk ve bağımsız kurumlar, milli iradenin üzerinde olamaz, olmamalıdır. Hesabı veren siyasettir, kararı veren de siyaset olmalıdır." "Ekonomiden anlamayan cahillerin tek söylediği erken seçim" MHP Genel Başkanı Bahçeli, geçen cuma günü, Resmi Gazete üzerinde spekülasyon yapıp, güvensizliği kamçılayanların, vatandaşları gece nöbetine sokanların, geçmişte kimin lehine faaliyet gösterdiklerinin şimdi daha iyi anlaşıldığını belirtti. "CHP, İP ve diğerlerinin yalnızca eleştirerek, ekonomi etrafında korkular üreterek siyaset yapmalarının, acziyetlerinin ve çaresizliklerinin göstergesi" olduğunu savunan Bahçeli, şunları kaydetti: "Nasıl bir ekonomi politikası takip edecekleri belli değildir. Nasıl bir kamu maliyesi tasavvuru içinde oldukları net değildir. Ekonomiden anlamayan cahillerin tek söylediği erken seçimdir. Aslında bunlar hazırlıklı değildir, derslerine çalışmayan haylaz öğrencilerle bir ve aynıdır. Tekraren söylüyorum, erken seçim falan yoktur, seçim 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır. 'İlle de seçim, hemen seçim, seçim de seçim' diyenler, bozgun siyasetinin taraftarlarıdır. İstikrara en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde 'seçim' demek kime hizmettir? Kimin sesine ses olmaktır? Nasıl bir siyaset anlayışıdır? İnsanlarımızın ekonomik sıkıntılarını biliyoruz, artan döviz kurlarından yakınmaların farkındayız, ancak takip edilen politikalar doğrudur, yakında her şey düzelecektir. Terörle mücadelemizin rövanşını kur üzerinden almak istiyorlar. Dik duruşumuzu, egemenlik haklarımızı kahramanca savunmamızı dövizle baskılamaya çalışıyorlar. Suriye'deki, Irak'taki, Libya'daki, Mavi Vatan'daki, Karabağ'daki, Afrika'daki mevcudiyetimizi dövizle püskürtmenin arayışındalar. Bu kez başaramayacaklar, yayından çıkan ok Allah'ın izniyle hedefine ulaşacak, Türkiye'yi hiç kimse tutamayacaktır. Döviz operasyonları boşunadır, faiz kulisi yapanların çabası beyhudedir, Türkiye'yi teslim alamayacaklar, Türk milletini yolundan çeviremeyecekler. Vatandaşlarımızdan ricam, biraz sabretmeleri, biraz metanet göstermeleridir, bugünler geçecek, milli ve yerli bir ekonomik dirilişle mutlaka rahatlığa kavuşacaklardır."
Editör: Ahmet Ertüm