Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Irak medyasına yaptığı açıklamada, İsrail'in Suriye'deki saldırıları ve işgal girişimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Fidan, İsrail'in Suriye'deki politikalarının sadece bölgeyi istikrarsızlaştırmakla kalmayıp, İsrail'in kendi güvenliğine de zarar vereceğini vurguladı.

Fidan, "İsrail'in burada daha sorumlu davranması önemli. İşgal politikası, İsrail'in güvenliğine hizmet etmeyen ve ters tepecek bir politika. Suriye'yi daha da istikrarsızlaştıran bir yaklaşım sergiliyorlar" şeklinde konuştu. Ayrıca, İsrail'in Suriye'yi hedef almasının stratejik açıdan daha büyük tehditlere yol açabileceği uyarısında bulundu.

Irak ve Suriye arasında bir yakınlaşma olabilir mi sorusunu Fidan, şöyle cevapladı:

“Irak’la Suriye arasında, özellikle yeni yönetim arasında, yakın tarihten kaynaklanan bazı sorunlar var. Benim gördüğüm gerek Sayın Şara gerek Sayın Sudani büyük bir olgunluk göstererek bu sorunları geride bırakıp iki sorumlu devlet adamı olarak Irak ve Suriye için nasıl daha bütünleşik bir gelecek ortaya konabilir, ona bakmak lazım. Ben, Sayın Şara’nın herhangi bir tehdit oluşturmadığını ve buna yönelik bir niyeti olmadığını görüyorum. Aynı şekilde Irak’taki grupların da artık Suriye’yi bir tehdit olarak görmekten vazgeçmeleri lazım.”

“Suriye’de Eski Rejimden Kalanlar Provokasyonu Ateşledi”

Suriye'de Lazkiye ve sahil bölgesinde yaşanan katliamlara ilişkin değerlendirmeleri sorulan Fidan, şunları söyledi:

“Şimdi maalesef orada bazı mezhepler arası bir gerginlik mevcut, halk arasında. Çünkü yakın tarihte Beşar Esad'ın yanlış politikalarından dolayı ortaya çıkmış bir Sünni-Nusayri gerilimi var, bir tansiyon var. Ama Allah'a çok şükür, 8 Aralık'tan sonra Şam'da iktidara gelen yönetim bu konuda çok bilgiliydi ve hiçbir provokasyona müsaade etmedi. Ama baktık ki eski rejimden kalanlar, halk arasında bulunan bu gerginliği bir çatışmaya dönüştürmek için, bir provokasyon zeminini devlet organlarından, Sayın Şara ve arkadaşlarından göremeyince, kendileri ortaya çıkardılar. Şimdi bu provokasyon fitilini ateşleyince toplumsal karşılıklı gerginlik ve bazı istenmeyen olaylar oldu ve sivil katliamlarını biz tabii ki kınıyoruz. İster Sünni olsun ister Nusayri olsun, bunlar kabul edilebilir şeyler değildir.

“İsrail'in Politikası, Kendi Güvenliğine de Hizmet Eden Bir Politika Değil”

İsrail’in bölgede uyguladığı politikalara yönelik Fidan, “İsrail bu konuda niyet okumaları yapıyor. Yani İsrail'in Suriye'de şu anda izlediği politika bir provokasyon politikası” dedi ev şu ifadeleri kullandı:

Trump’tan 'Kırım' çıkışı: “Rusya’da kalacak” Trump’tan 'Kırım' çıkışı: “Rusya’da kalacak”

“Kendi güvenliğine de hizmet eden bir politika değil açıkçası, stratejik ve güvenlik değerlendirmesiyle söylüyorum. Yani taktik düzeyde bazı şeyleri hallediyor olması, stratejik düzlemde kendisi için yarattığı daha büyük tehdidi değiştirmiyor. Böyle bir realite var ama şu an İsrail'deki zihin başka türlü çalışıyor. Sayın Şara'nın, bölge ülkelerinin hiçbiri için bir tehdit oluşturmamaya yönelik politikası İsrail'i de içeriyor. Bence İsrail kendisiyle ilgili bir güvenlik sorunu algılıyorsa, bir devletin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne bağımsız saygı duyacak şekilde bununla ilgili parametreleri söylemeli. Aksi takdirde, ‘Ben niyet okudum, şimdi değil ama belki 15 yıl sonra bunlar bana tehdit olurlar. Ben o zaman gidip oraları işgal edeyim, buradan da böyle yapayım’. O zaman bir başkası da gelir sana bunu yapar. Dolayısıyla, bence bunu profesyonel bir şekilde halletmek gerekiyor. İsrail'in burada daha sorumlu davranması önemli. İşgal politikası tamamıyla İsrail'in güvenliğine olmayan bir politika. Ters tepecek bir politika. Suriye'yi daha da istikrarsızlaştırma yapısı olan bir politika.”

“Netanyahu, Bölge Ülkelerini Karışıklık İçerisinde Tutarak İsrail'i Güvenli Tutmayı İstiyor”

SDG ve Suriye hükümeti arasında bir anlaşmaya göre SDG'nin silah bırakıp kendini feshedecek olmasına İsrail'in tepkisinin nasıl olacağına ilişkin görüşleri sorulan Fidan, şu şekilde yanıt verdi:

“İsrail'de iki tane ana akım düşünce var. Birinci düşünce grubu bölgeyle gerçekten saygıya, sevgiye ve karşılıklı ilişkilere dayalı bir ilişki geliştirmek ve İsrail'i böylece daha güvenli hale getirmek. İkinci düşünce bölge ülkelerini hep zayıf ve iç karışıklık içerisinde tutarak İsrail'i güvenli tutmak. Netanyahu ikinci gruba mensup. Yani ‘Bölge ülkeleri Mısır, Ürdün, Lübnan, Suriye, Irak. Bunların hepsi zayıf olsun, belli kabiliyetleri olmasın. İsrail de burada kendini güvende hissetsin’. Bu strateji, İsrail'le de güvenlik getirmiyor, bölgeye de güvenlik getirmiyor. Birçok sorun getiriyor. Ben, burada tam da bu perspektiften dolayı Suriye'nin içerisinde bölücü grupları, yani işte diyelim PKK'nın Suriye'de hala işgale devam etmesini veya başka iç çatışmaların görülmesini falan destekleyen bir yaklaşımın sağlıklı bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum. Bu öngörülemeyen başka sorunları da beraberinde getiriyor. Sadece bölge için değil, İsrail için de. Yani o açıdan ben bu politikaları formüle ederlerken çok daha dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum.”

Editör: Nur Yıldız