BSO ‘İhsan Doğramacı’yı anıyor

Abone Ol
Doğan BULGUN BİLKENT Senfoni Orkestrası (BSO) bugün Bilkent Üniversitesi’nin kurucusu Prof. İhsan Doğramacı’yı vefatının onuncu yılı münasebetiyle gerçekleştirilecek bir konserle anacak.. Devlet Sanatçısı Gürer Aykal yönetimindeki konsere Devlet Sanatçı İdil Biret solist olarak katılacak. Konserde Ludwig van Beethoven’in “Op.43, Prometheus’un Yaratıkları Uvertürü”, “Op.60, Si bemol majör 4. Senfoni”si ve “İmparator” başlıklı “Op.73, Mi bemol majör 5. Piyano Konçertosu” seslendirilecek. 25 Şubat Salı günü Bilkent Konser Salonu’nda saat 20.00’de başlayacak konserin biletleri aylar önce tükendi. Konserden bir saat önce Tunus Caddesi ve Bahçelievler’den (DSİ misafirhanesi önü) hareket eden ücretsiz servis izleyicileri Bilkent Konser Salonuna ulaştıracak. Müzik eğitimine Ankara Devlet Konservatuvarında başlayan GÜRER AYKAL, Necdet Remzi Atak'ın öğrencisi olarak 1963 yılında Keman Bölümünden, Adnan Saygun'un öğrencisi olarak 1969 yılında Kompozisyon Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl devlet bursu kazanıp İngiltere'ye giderek Londra'da Guildhall Müzik Okulunda Andre Previn ve George Hurst gibi önde gelen şeflerin yanında orkestra şefliği okudu. Guildhall Müzik Okulu ve Royal Academy İleri Şeflik Bölümlerini birincilikle bitirdi (1972). Ardından İtalya'ya giden Aykal, Academia Chigiana'dan Şeflik Nişanı aldı ve Santa Cecilia Akademisini Franco Ferrara'nın asistanlığını yaparak bitirdi. Bu arada Adnan Saygun'un isteği üzerine Pontificio Istituto di Musica Sacra'da Bartolucci ile Gregorien koro müziği ve Rönesans çoksesli müzik öğrenimi de gördü. 1975 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının Daimi Şefliğine atanan Aykal, daha sonra bir süre Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü yaptı. Bu arada Suna Kan ile birlikte kurduğu Ankara Oda Orkestrasının ülkemizdeki faaliyetlerinin yanı sıra bu orkestranın yurt dışında da yüzden fazla konserini yönetti. Aykal, Avrupa ülkelerinin önde gelen orkestraları ile sayısız konser verdi; İngiliz Oda Orkestrasını Güney Amerika ve Karayipler turnesinde yönetti. Amsterdam Concertgebouw Oda Orkestrasının da şefliğini yaptı. Eğitimci yönü yurtiçi ve dışında orkestra şefliği profesörlüğünü de kapsayan Gürer Aykal, ABD'de Indiana (Bloomington) Üniversitesi, Teksas Tech ve UTEP Üniversitelerinde ileri orkestra şefliği dersleri verdi. Halen Bilkent Üniversitesinde ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarında bu görevi sürdürüyor. ABD'de toplam 16 yıl şeflik ve genel müzik direktörlüğü yapan Aykal 1991 – 2003 yılları arasında El Paso Teksas Senfoni Orkestrası Daimi Şefliği ve Genel Müzik Direktörlüğü yaptı ve burada "Profesör Emeritus" unvanı aldı. Müzik alanındaki uluslararası başarıları ve hizmetleri nedeniyle 1981 yılında kendisine Devlet Sanatçısı unvanı verilen Aykal, bugüne kadar yaptığı CD kayıtlarında Londra Filarmoni Orkestrası, Kuzey Almanya Radyosu (NDR), Ankara Oda Orkestrası, Bilkent Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve El Paso Senfoni Orkestrası gibi önde gelen birçok sanat topluluğu ile Bach, Beethoven, Mozart, Tchaikovsky, Elgar, Smetana, Ravel, Akses, Erkin ve Saygun gibi büyük bestecilerin yapıtlarını seslendirdi. Gürer Aykal, Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin müzik yoluyla tanıtılması konusunda yurtiçi ve yurt dışında yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı 1999 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından Yılın Sanatçısı seçildi. 1999 yılında Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasını kuran ve Daimi Şefliği ile Genel Müzik Direktörlüğünü yürüten Gürer Aykal, bu görevine Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Onursal Şefi olarak devam etmektedir. 2000-04 yılları arasında Antalya Devlet Senfoni Orkestrasını kurmak ve geliştirmek görevini üstlendi. Aykal Mayıs 2008’de, Türkiye ile Finlandiya arasındaki kültürel işbirliğine sağladığı katkılardan ötürü Finlandiya Devlet Nişanı ile ödüllendirildi. 2008 Temmuz ayında Roma Lazio Avrupa ve Akdeniz Festivali kapsamında Roma’da düzenlenen törende, Uluslararası Gösteri Sanatları kategorisinde başarı ödülü aldı. 2009 yılında Bilkent Üniversitesi tarafından Fahri Doktora ile, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından 2011 Onur Ödülü Altın Madalyası ile onurlandırıldı. Gürer Aykal, Aralık 2011'de Karşıyaka Belediyesinin öncülüğünde Karşıyaka İzmir Filarmoni Orkestrasını kurdu. Bu orkestra oda orkestrası olarak devam etmektedir. Devlet Sanatçısı İDİL BİRET, üç yaşında olağanüstü müzik kabiliyeti gösterdi. Türkiye’de ilk derslerini aldıktan sonra 1948 yılında TBMM’nin, adına çıkardığı özel kanunla sekiz yaşında Fransa’ya gitti. Büyük Fransız müzikolog ve pedagogu Nadia Boulanger'in nezaretinde Paris Konservatuvarında eğitim aldı ve on beş yaşında üç birincilik ödülü ile mezun oldu. Daha sonra Alfred Cortot ve Wilhelm Kempff ile çalıştı. On altı yaşından itibaren İdil Biret, dünyanın dört bir yanında en önemli orkestralarla Rudolf Kempe, Gennady Rozhdestvensky, Eric Leinsdorf, Sir Charles Mackerras gibi şeflerin yönetiminde ve solo resitallerde üç bine yakın konser verdi. Amerika’da Van Cliburn, Belçika’da Kraliçe Elisabeth, Fransa’da Messiaen, İtalya’da Busoni, Almanya’da Bayerische Rundfunk, Rusya’da Sviatoslav Richter gibi birçok piyano yarışmasında jüri üyeliği yaptı. Fransa, İtalya, Polonya, Türkiye ve diğer ülkelerde birçok ödül ve nişan aldı. İdil Biret, Chopin, Brahms, Rachmaninov’un bütün konçertoları ve solo piyano eserlerinin, Beethoven'in 32 sonatı, bütün konçertoları ile dokuz senfonisinin piyano uyarlamalarının kayıtlarını yaptı ve Beethoven’in bu eserlerinin hepsini konserlerde de çalarak bunu yapan ilk ve tek piyanist oldu. Kaydını yaptığı birçok 20. yüzyıl bestecisinin eserleri arasında Adnan Saygun’un 1. Piyano Konçertosu, Ertuğrul Oğuz Fırat’ın solo piyano eserleri, Pierre Boulez'in üç piyano sonatı, Gyorgy Ligeti’nin ilk iki defter piyano etütleri ve Paul Hindemith'in beş piyano konçertosu da bulunmaktadır. Stüdyo kayıtlarının tamamı 2018’YAŞLARI 60 ile 90 arasında değişen 25 kadın, Altındağ Belediyesi'nde aldıkları müzik eğitiminin ardından koro oluşturdu. Zaman zaman Yunus Emre Kültür Merkezi'nde provalar gerçekleştiren koro üyeleri, şarkı söylemekten büyük keyif aldıklarını söyledi. Kendilerini dinlemeye gelenlerin de büyük beğenisini kazanan koro, konserlerine, haftanın bir günü 2 saatlik provalarla hazırlanıyor. "GELMEZSEM HUZURSUZ OLUYORUM" 80 yaşındaki koro üyesi Havva Yıldırım, şarkı söylemeyi çok sevdiğini ifade ederek, "Buraya gelmezsem huzursuz oluyorum; stresimi atıyorum. Şarkı söylerken çok neşeleniyorum, zevk alıyorum. Evde sıkılıyorum, kendime hobi olsun diye buraya geliyorum. Bütün vücudum ağrıyor, ağrılarımdan burada kurtuluyorum. Eve gülerek, neşeli gidiyorum" ifadelerini kullandı. 74 yaşındaki Aysel Kabasakal ise "Arkadaşımın desteğiyle Altındağ Belediyesi'nin açmış olduğu merkeze gelmeye başladım. Çocuklar bayramlarda nasıl heyecanlanır, ben de buraya gelirken öyle heyecanlanıyorum. Buraya geleceğimiz gün sabah erkenden kalkıyoruz. Çantamızı bir gün öncesinden hazırlayıp koşa koşa geliyoruz. Her geleceğim günün öncesinde bir bayram sevinci yaşıyorum." dedi. "BURASI OLMASAYDI, BEN BU KADAR GENÇ KALAMAZDIM." 2008 yılından beri koroda türkü söylediğini belirten 79 yaşındaki Ayten Tuna ise "Hem Türk Halk Müziği, hem Türk Sanat Müziği korosundayım. Sabah kalkar radyoyu açarım. Radyoyla birlikte ben de şarkı söylerim. Neşet Ertaş'ı çok severim. Onun sayesinde merak saldım. Koroya gelebilmek için Pazartesi günlerini iple çekiyorum. Burası benim hayatım, burayı çok seviyorum. 79 yaşındayım eğer burası olmasaydı ben bu kadar genç kalamazdım. Burada derdimi tasamı unutuyorum." sözleriyle duygularını aktardı. Koro şefi İlkim Eylül İlk ise koroya katılan kadınların birbirlerini teşvik ederek, geldiklerini söyledi. Diğer merkezlerle birlikte toplamda 200 öğrencilerinin olduğunu belirten İlkim Eylül İlk, "Şimdiki koromuzda da 25 öğrenci bulunuyor. 80 yaşında öğrencim var. Onlarla birlikte çalışmaktan çok keyif alıyorum" dedi. "KÜLTÜR VE SANATLA BULUŞTURUYORUZ" Altındağ Belediyesi'ne ait Kadın Eğitim ve Kültür Merkezlerinde binlerce kadının kültür, sanat ve sporla buluştuğunu ifade eden Altındağ Belediye Başkanı Doç. Dr. Asım Balcı, "Merkezlerimizde çeşitli sanat dallarında eğitim alan kadınların gün geçtikçe neler başarabildiğini görmek bizleri oldukça gururlandırıyor. Resim sergisi açan, müzik korosuna katılan, enstrüman çalan ve daha birçok alanda kendini geliştiren kadınlar geleceğin Altındağ'ına da yön veriyor. Onlar sayesinde Altındağ sanatın ve kültürün başkenti oluyor." şeklinde konuştu.de 130 CD'lik bir kutu içinde topluca yayınlandı ve Naxos tarafından dünya dağıtımına sunuldu. İdil Biret, 2020’nin Beethoven’in 250. doğum yılı olması nedeniyle ülkemizde vereceği konserlerin hepsinde bestecinin eserlerine yer verecek; ayrıca Ankara’da beş piyano Konçertosu ve Korolu Fanteziyi Mayıs ayında üç konserde CSO ile çalacak.

Altındağ'da ‘İkinci Bahar’ korosu kuruldu

[caption id="attachment_178020" align="alignright" width="215"] İlkim
Eylül İlk[/caption] YAŞLARI 60 ile 90 arasında değişen 25 kadın, Altındağ Belediyesi'nde aldıkları müzik eğitiminin ardından koro oluşturdu. Zaman zaman Yunus Emre Kültür Merkezi'nde provalar gerçekleştiren koro üyeleri, şarkı söylemekten büyük keyif aldıklarını söyledi. Kendilerini dinlemeye gelenlerin de büyük beğenisini kazanan koro, konserlerine, haftanın bir günü 2 saatlik provalarla hazırlanıyor. "GELMEZSEM HUZURSUZ OLUYORUM" 80 yaşındaki koro üyesi Havva Yıldırım, şarkı söylemeyi çok sevdiğini ifade ederek, "Buraya gelmezsem huzursuz oluyorum; stresimi atıyorum. Şarkı söylerken çok neşeleniyorum, zevk alıyorum. Evde sıkılıyorum, kendime hobi olsun diye buraya geliyorum. Bütün vücudum ağrıyor, ağrılarımdan burada kurtuluyorum. Eve gülerek, neşeli gidiyorum" ifadelerini kullandı. 74 yaşındaki Aysel Kabasakal ise "Arkadaşımın desteğiyle Altındağ Belediyesi'nin açmış olduğu merkeze gelmeye başladım. Çocuklar bayramlarda nasıl heyecanlanır, ben de buraya gelirken öyle heyecanlanıyorum. Buraya geleceğimiz gün sabah erkenden kalkıyoruz. Çantamızı bir gün öncesinden hazırlayıp koşa koşa geliyoruz. Her geleceğim günün öncesinde bir bayram sevinci yaşıyorum." dedi. "BURASI OLMASAYDI, BEN BU KADAR GENÇ KALAMAZDIM." 2008 yılından beri koroda türkü söylediğini belirten 79 yaşındaki Ayten Tuna ise "Hem Türk Halk Müziği, hem Türk Sanat Müziği korosundayım. Sabah kalkar radyoyu açarım. Radyoyla birlikte ben de şarkı söylerim. Neşet Ertaş'ı çok severim. Onun sayesinde merak saldım. Koroya gelebilmek için Pazartesi günlerini iple çekiyorum. Burası benim hayatım, burayı çok seviyorum. 79 yaşındayım eğer burası olmasaydı ben bu kadar genç kalamazdım. Burada derdimi tasamı unutuyorum." sözleriyle duygularını aktardı. Koro şefi İlkim Eylül İlk ise koroya katılan kadınların birbirlerini teşvik ederek, geldiklerini söyledi. Diğer merkezlerle birlikte toplamda 200 öğrencilerinin olduğunu belirten İlkim Eylül İlk, "Şimdiki koromuzda da 25 öğrenci bulunuyor. 80 yaşında öğrencim var. Onlarla birlikte çalışmaktan çok keyif alıyorum" dedi. "KÜLTÜR VE SANATLA BULUŞTURUYORUZ" Altındağ Belediyesi'ne ait Kadın Eğitim ve Kültür Merkezlerinde binlerce kadının kültür, sanat ve sporla buluştuğunu ifade eden Altındağ Belediye Başkanı Doç. Dr. Asım Balcı, "Merkezlerimizde çeşitli sanat dallarında eğitim alan kadınların gün geçtikçe neler başarabildiğini görmek bizleri oldukça gururlandırıyor. Resim sergisi açan, müzik korosuna katılan, enstrüman çalan ve daha birçok alanda kendini geliştiren kadınlar geleceğin Altındağ'ına da yön veriyor. Onlar sayesinde Altındağ sanatın ve kültürün başkenti oluyor." şeklinde konuştu.