23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlenen program için eski Meclis binasına gitmeye çalışan CHP heyetinin bulunduğu otobüsü kullanan Gökhan Gülyurt, polis ekiplerinin "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alındı.
Gülyurt, Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, otobüsün polis aracının yanından geçtiği görüntüler kamuoyuna servis edildi.
Bakan Yerlikaya: Kamu Düzenine Yapılmış Bir Tehdittir
Bakan Yerlikaya bugün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Görevini yapan kadın polisimize araçla saldırmak, sadece bir polise değil; devletimize, huzur ve güvenliğimize ve kamu düzenine yapılmış bir tehdittir" açıklamasında bulunmuştu.
EGM Suç Duyurusunda Bulundu
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), ise 'dur’ ihtarına uymayan ve aracı polisin üzerine sürdüğü iddia edilen Gülyurt hakkında suç duyurusunda bulunduğunu duyurarak şunları kaydetmişti;
"Sürücü, görevli polis memurumuzun 'dur' ihtarına uymamış; aracı, bir silah gibi kullanarak ve hiçbir yavaşlama belirtisi göstermeden memurumuzun üzerine sürmüştür. Polisimiz son anda kaçarak ezilmekten kurtulmuştur. Emniyet Genel Müdürlüğümüzce söz konusu aracı kullanan G.G. isimli şahıs hakkında 'kasten öldürme', 'kasten yaralama' ve 'trafik güvenliğini tehlikeye sokma' suçlarından dava açılması için suç duyurusunda bulunulmuştur."
"Kendi Sözünün Kıymeti Olmadığı İçin, EGM'nin Arkasına Saklanmak Aciz Olduğunun Göstergesidir"
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, bu görüntülerin servis edilmesinin ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya tepki gösterdi.
Yücel, "İçişleri Sekreterine sesleniyorum" başlığıyla yaptığı açıklamada şunları kaydetti;
"Tüm yasaklarınıza rağmen İstanbul, Ankara ve 81 ilimiz bir aydır sel olup meydanlara akarken, 23 Nisan’da Atatürk’ün kurduğu Birinci Meclis’ten, Anıtkabir’e yürüyüş yapmamıza engel olmaya çalışmanız, en basit deyimiyle; izansızlıktır, iş bilmezliktir. Bu şuursuz ve kanunsuz niyetle, yazılı emir verme cesareti bile gösteremeden polisimizi öne sürmeniz ise tam anlamıyla basiretsizliktir. Ortaya çıkan her türlü tatsız görüntüden, bu şuursuz yönetim anlayışınız sorumludur.
Görev tanımınızda montajcılık mı var? Güvenlik kamerası görüntülerinin tamamını yayınlamayıp, otobüs polisi eziyormuş gibi gösterip, algı operasyonu için medyaya servis ediyorsunuz. Hiç merak etmeyin, kahraman Türk polisi, dostunu da kendisine kimin zulmettiğini de iyi biliyor. Polisimiz de, demokratik bir hukuk devletine kavuşmak, görevini kanun ve nizam çerçevesinde yapmak için gün sayıyor.
Bu acziyet de nedir?
Kendi sözünün kıymeti olmadığı için, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi sayfasının arkasına saklanmak bile ne kadar aciz ve kifayetsiz olduğunun göstergesidir. Keşke geçen hafta inkar ettiğin bantlarla kendi ağzını bantlasaydın da kendini de Bakanlığını da bu hallere düşürmeseydin."