İş Dünyası İstişare Toplantısı'na katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) 30 bin temizlik işçisi atanacağını ifade etmişti. Bakan Işıkhan ayrıca, İşgücü Uyum Programı’na (İUP) katılan vatandaşların eğitim süresince aldığı günlük 566,73 TL cep harçlığının da artırılacağını söylemişti.

CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Bakan Işıkhan’ın açıklamasına tepki gösterdiği açıklaması şu şekilde: 

“Tek adam yönetiminin plansızlığının yanı sıra milli eğitimi piyasanın emrine sunan uygulamalarla okullarımızda büyük bir temizlik sorunu oluştu. İktidar bu sorunu kalıcı olarak çözmek yerine geçici önlemlere yöneldi. Buldukları çözüm ise işsiz yurttaşlarımızı cep harçlığına çalıştırmak oldu. Cep harçlığı, kişinin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar düşük bir gelir anlamına gelir ve bu, devletin vatandaşlarına karşı sorumluluğunu yerine getiremediğini gösterir.

"Okullarda istihdam edecekleri 30 bin kişiyi asgari ücretin altında kalan ‘cep harçlığı’yla çalıştırmak insafsızlıktır”

Devletin asli görevi, vatandaşlarının insanca yaşam koşullarını sağlayacak bir gelir düzeyine ulaşmasını temin etmektir. Sosyal devlet ilkesi bunun için vardır. Anayasamız yurttaşlarımızın temel hak ve ihtiyaçlarının devlet tarafından güvence altına alınmasını öngörür. Bu çerçevede, insan onuruna yaraşır bir ücret politikası temel haktır. Ancak anayasa tanımaz bir tutum sergileyen şahsım devleti, bırakın işçi ve emekçilere emeklerinin karşılığını vermeyi, mevcut haklarını da tırpanlamaktadır. Okullarda ortaya çıkan temizlik sorununu çözmek için buldukları yol da yeni mağduriyetlerin habercisidir. İUP ile okullarda istihdam edecekleri 30 bin kişiyi asgari ücretin bile altında kalan ‘cep harçlığı’yla çalıştırmak insafsızlıktır.

"Aylık toplam ödeme 6 bin 800 TL civarında olacaktır”

Bakanlık tarafından detayları açıklanan program kapsamında, çalışacaklara dilenci muamelesi yapılmakta, insan onuruna yakışmayan bir ücret ödeneceği anlaşılmaktadır. 2024 yılı için günlük 566,73 TL ödeme öngörülmektedir. Haftada üç gün çalışıldığında aylık toplam ödeme 6 bin 800 TL civarında olacaktır. Günümüz ekonomik şartları göz önüne alındığında yetersiz olduğu aşikar olan bu ücret, çalışanların temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyecektir.

"Kişiler güvencesizlik havuzuna itilmektedir”

Bakanın ‘müjde’ olarak açıkladığı program kapsamında, işsizlerin okullarda en fazla 10 ay boyunca çalışması öngörülmektedir. Buna göre ilk dört haftada, haftada beş gün (37 buçuk saat), sonraki haftalarda ise haftada sadece üç gün (22 buçuk saat) çalışması istenen kişiler güvencesizlik havuzuna itilmektedir. Bakanlık tarafından belirlenen sınırlı çalışma süresi çalışanların iş güvencesi ve iş devamlılığı bakımından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Çalışanlar geçici ve güvencesiz bir çalışma ortamında bırakılmaktadır. MEB’e bağlı kamu okullarının sayısının 60 bin dolayında olması ve program kapsamında sadece 30 bin kişinin çalıştırılacak olması, iş yükünün altından kalkmanın imkânsız olduğu anlamına gelmektedir. Okulların çeşitli alanlarının (derslikler, koridorlar, idari odalar, bahçeler, spor mekânları vb.) temizlenmesi ve düzenlenmesi için gereken iş gücü sağlanamamaktadır.

Özel: Fernas Madencilik işçilerinin yanlarındayız Özel: Fernas Madencilik işçilerinin yanlarındayız

"İktidar ILO normlarına, uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve Anayasa’ya aykırı bir çalışma düzenini meşrulaştırıyor”

Okulları temizleme işlerinde görevlendirilecek 30 bin kişi, ‘katılımcı’ ve ‘kursiyer’ adı altında çalıştırılacaklar. Dolayısıyla okul temizlik işlerinde bu kapsamda çalıştırılanlara yaşlılık, ölüm, malullük gibi uzun vadeli sigortaları yapılmayacak; sadece iş kazası ve meslek hastalığıyla genel sağlık sigortası yapılacaktır. Bu bakımdan çalışanların sosyal güvenlik hakkı bizzat iktidar tarafından ihlal edilecektir. Bu bakımdan İUP, Toplum Yararına Program’a benzer olmakla birlikte getirdiği çalışma koşulları, Toplum Yararına Program’ın daha da gerisindedir. İktidar, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) normlarına, uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı bir çalışma düzenini Türkiye’de meşrulaştırıyor.”

Editör: Erva Gün