Mehmet Necati GÜNGÖR Ramazan ayı yaklaşıyor. Ramazan ayı bana memleketim Erzurum’daki ramazanları hatırlatır. Benim hemşehrilerim dindardır, oruç onlar için hiçbir şekil...

Mehmet Necati GÜNGÖR Ramazan ayı yaklaşıyor. Ramazan ayı bana memleketim Erzurum’daki ramazanları hatırlatır. Benim hemşehrilerim dindardır, oruç onlar için hiçbir şekilde ihmal edilemeyecek bir ibadettir. Ramazan, kutsal bir aydır. Bu ayda camiler dolar taşar. Teravih namazlarına çocuklar da katılırlar. İftar vakitleri ise bir şenlik havasında geçer. Özellikle çocuklar. Top sesi işittiklerinde ve Erzurum’a bakıp iftar topunun atıldığını anladıklarında “Atıldııııı!” diyerek evlerine koşarlar. Başlığa aldığım ÇKK rumuz değildir. Erzurum’da iftar yemeklerinin üç vazgeçilmezidir. Çorba, kıyma, kadayıf. İster zengin, ister fukara ol, iftar sofranda bu üç nimet yoksa O Ramazanın tadı tuzu olmaz. Böyle bir hevesle, anlayışla oturulur iftar sofralarına. Bu yıl iftar sofralarının bu nimetlerden mahrum kalacaklarını görüyoruz. Et çok pahalı, kadayıf, yumurta, şeker deseniz, onların da yanına yaklaşılmıyor. Anlaşılan o ki, iftar yemekleri sadece hemşerilerim için değil, pahalılığı yaşayan bütün vatandaşlarımız için tatsız olacak. Pide fiyatları da artacak. Pidelerin yanına da yaklaşmak zor olacak. Etsiz, pidesiz, kadayıfsız, tatlısız iftar nasıl olacak? Allah hemşerilerimin ve milletimizin yardımcısı olsun. Erzurumlular kadayıfa “ğedayıf” derler. Kadayıfçılar Ramazanda çalımlı olurlar. Kuyrukta kadayıf bekleyen onlarca kişi olurdu. Kadayıf döken amca da müşterilere kadayıf yerine çalım satardı. Altı alevle ısıtılan geniş tepsilere dökülen kadayıflar seyredenlerin iştahını da kabartırdı. İftar saati hayalleri kıyma ve kadayıf üzerine kurulurdu. Aç mideler hayalle doldurulurdu. “ğıyma, ğedayıf” zor artık. İftar sofralarının misafirleri de azalacak gibi. Eskiden bu sofralara akrabalar veya fukaralar oturtulurdu. Garibim kimi davet etsin. Sofra dolu olacak ki, misafir ağırlayasın. Aileler kendilerini ağırlamaktan bile acizken…