Yoga eğitmeni Dilara Caner, 2016 yılında Ankara’da başladığı yogada, zaman içinde çocuk yogası, hamile yogası ve hatha yoga uzmanlıkları kazanmış. Atölye Yoga’da söz konusu branşların derslerini veren Caner, farklı şehirlere taşımayı planladığı çocuk yogasının, onların evrenine uyumlu araçlarla aktaran bir gelişim ve farkındalık metodu olduğunu söylüyor. 24 Saat gazetesinin sorularını yanıtlayan Caner, çocuk yogasının bedensel bir aktivite olmanın ötesinde, içinde nefes egzersizleri, meditasyon, farkındalık çalışmaları, odak ve algı güçlendirmeye yönelik pratikler barındıran bir felsefe olduğunu söyledi

SULTAN YAVUZ/ANKARA - Yoga eğitmeni Dilara Caner, 2016 yılında Ankara’da başladığı yogada, zaman içinde çocuk yogası, hamile yogasu ve hatha yoga uzmanlıkları kazanmış. 1990 yılında Denizli’de doğan ve lisans eğitimini Bursa’da tamamlayan Caner, 2013 yılında Ankara’ya yüksek lisans eğitimi için gelmiş. Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları bölümü tezli yüksek lisans programından mezun olan Caner, bu sekiz yıl içinde, gençler ve çocuklarla, birbirinden farklı temaları bulunan atölye çalışmalarında buluşmuş. 2016’da arkadaşlarının Ayrancı’da kurmuş olduğu Atölye Yoga’da, öğrenci olarak yogaya başlayan ve beş sene içinde yogayla olan teması gittikçe derinleşen Caner, önce Aylin Tokcan’dan çocuk yogası uzmanlık eğitimi almış. Daha sonra Atölye Yoga kurucularından Anıl Tosun’un eğitimlerine katılarak hamile yogası ve hatha yoga uzmanlığı alan Caner, şu anda aynı yoga atölyesinde söz konusu branşların derslerini veriyor. Caner, Çocuk Yogası Uzmanlaşma Programı’nı da sürdürerek, bu eğitimle çocuklarla çalışabilecek oyuncu, kendisiyle bağlantısı güçlü, araştırmacı ve meraklı uzmanlar yetişmesine katkı sunuyor. Caner, bu programı farklı şehirlere taşımak istediğini belirtiyor. Dilara Caner, 24 Saat gazetesinin sorularını yanıtlıyor... -Çocuk yogası nedir, özellikleri nelerdir, yaş sınırı var mıdır? Dilara Caner: Çocuk yogası, çocukların bedensel gelişimine uygun yoga duruşlarıyla kurgulanan, yoganın temellerini çocuklara, oyun, hikaye, etkinlik gibi, onların evrenine uyumlu araçlarla aktaran bir gelişim ve farkındalık metodudur. Bedensel bir aktivite olmanın ötesinde, içinde nefes egzersizleri, meditasyon, farkındalık çalışmaları, odak ve algı güçlendirmeye yönelik pratikler barındırır. Bunun yanında çocuk yogası ne değildir sorusu da önemli aslında. Mesela sadece oyun oynanan ve geçirilen zamanın eğlenceden ibaret olduğu bir aktivite değildir. Kuşkusuz ki, oyun ve eğlence çocuk yogasının temel taşlarındandır fakat derslerde bu kazanımlardan daha fazlasının hedeflenmesi gerekir. Çocuk yogası, sadece eğlenceye odaklanmadığı gibi, sadece asana (yoga duruşu) pratiğine de odaklanmaz. Temel amacı, çocuğun kaslarını ihtiyacından fazla güçlendirmek, elastik bir bedene sahip olmasını sağlamak değildir. Öncelikle derslerde, çocuğun gelişiminin desteklenmesi, beden farkındalığının oluşması ve gelişmesi amaçlanır. Bunun yanında, kas gelişimi pek tabii güçlendirmeyi de içinde barındıran egzersizlerle desteklenir, çocuğun bedeninin ihtiyacı kadar esnemesine yardımcı olur. Bu çerçevede, dört yaşından itibaren çocuklarla yoga yapılabilir. Bu aralık 10 yaşına kadar devam eder. Her yaş grubunun gelişimsel ihtiyaçları farklıdır bu sebeple derslerde gruplar, birbirlerine yakın yaşlar dikkate alınarak oluşturulur. 10 yaşından sonra ise ön ergenlik başlar. Çocuk yogasının araçları artık yetersiz kalır ve ders metodunda farklılaşmaya gidilir. -Çocuklara faydaları nelerdir? Neden önemlidir? Caner: Çocuk yogasıyla çocukların, fiziksel, bilişsel ve psikomotor gelişimleri desteklenir. Derslerde, odaklarının ve algılarının güçlenmesine yardımcı olacak, kendilerine ait bir alan yaratmalarını ve onu korumayı öğrenmelerini sağlayacak çalışmalar yapılır. Okulla birlikte kendini şiddetli bir rekabet ortamının içinde bulan çocuklar için; içinde rekabetin olmadığı, kolektif çalışmaların yürütüldüğü bir alandır çocuk yogası dersleri. Dolayısıyla içindeki eğlenceyle birlikte çocuklara bir rahatlama alanı sağlar. Onlara rekabetin, hırsın baskın olduğu bir ortamın kolektif bir alternatifini sunar. Bunun yanında çocuklar, nefes farkındalığı, postüral farkındalık kazanırlar. Beden sınırlarıyla ilgili düşünme fırsatı yakalarlar ve daha da önemlisi kendi ihtiyaçlarıyla sezgileriyle, özgünlükleriyle bağlarını güçlendirirler. Oyunun ve hikayelerin içindeki evrende kendi duygularını, düşüncelerini ve bunların ışığında verdikleri tepkileri, gösterdikleri davranışları fark etme olanağı yakalarlar. “Kendilerini keşfetme yolunda harika adımlar atıyorlar” - Şimdiye kadar kaç çocukla çalıştınız ve ebeveynlerden ne tür geri dönüşler aldınız? Caner: 2018’de çocuk yogası uzmanlığımı aldığım günden bu yana pek çok ve her yaş grubundan çocukla çalıştım. Çocuğun kendi bedenine, düşüncelerine, duygu ve hislerine dönük farkındalığının arttığına yönelik geri dönüşler çok alıyoruz. Kendilerini keşfetme yolunda harika adımlar atıyorlar. Bunun yanında çocuklarla arada postür odaklı dersler yapıyoruz. Özellikle sekiz yaş ve sonrasıyla. Postürü doğru kullanmak, doğru duruşa dair ve duruş bozukluklarının bedene nasıl yansıyabileceğine dair bilgiler edinmek oldukça işlerine yarıyor. Maalesef okul hayatının getirdiği bir takım sorumluluklar, masa başında çok zaman geçirmek, ağır çantalar taşımak bunun yanı sıra tablet ve telefonla çok zaman geçirmek postürlerine olumsuz etki ediyor. Bedeni doğru kullanmaya dair farkındalıklarının artması gerekiyor. Derslerden sonra ailelerden çocuklarında bu bilincin gelişmekte olduğuna dair geri bildirimler alıyoruz. -Özellikle büyük şehirlerde kalabalık, kirlilik, gürültü ve doğadan uzaklık nedeniyle insanlar mutsuz, huzursuz ve depresif olabiliyor. Yoga bir yandan da bu anlamda kurtarıcı oluyor sanıyorum. Nasıl bir çağda yaşıyoruz ki, çocuklar dâhi yogaya ihtiyaç duyuyor? Caner: Öncelikle yoga, kendimizle ilgilenmemizi sağlar. Dolayısıyla kargaşanın içinde mutsuz, huzursuz olmasak da ihtiyaç duyabileceğimiz bir şey. Her birimizin ihtiyaçları, hayatlarımızın belli dönemlerinde değişiyor. Bu ihtiyaç bazen sakinleşmek, bazen bedensel olarak güçlenmek, bazen hissettiğin ama fark edemediğin bir duyguyu keşfetmek, bazen içinden çıkamadığımız olayların, durumların, düşüncelerin arasında yol bulmak olabiliyor. Yoga, öncelikle insana kendiyle ilgilenme alanı tanıdığı için, ona ihtiyacını bulma olanağı sağlıyor. Ve tüm bu süreçler, bu budur, bu olunca bu olur diyebileceğimiz formüllerle değil, daha akışkan ve değişken bir şekilde ilerler. Aslında yolu yoga değil, yoga yapan kişi kendine gösterir, yol gösterici o’dur. Dolayısıyla, çocukların kendilerini keşfetme yolunda yogayla tanışmaları bu keşfi derinleştirir. Çocuk da yetişkin de kendine daha dikkatli bakar. -Yoganın terapi etkisi var mı? Psikolojik etkilerini de anlatır mısınız? Caner: Yoganın zihin ve beden üzerinde çokça olumlu etkisi olduğu bilinmekte fakat burada terapi derken psikolojik tabanlı bir terapiden söz ediyorsak, çok net bir dille söyleyebiliriz ki asla bir terapi değildir. Bedensel hareket, nefes egzersizleri, odaklanma ve denge çalışmaları ve tabii ki meditasyon içinde zihni sakinleştiren, zihnin dalgalanmalarını dengelemeye yarayan, kişiyi daha berrak bir düşünme haline sevk eden bir yapı barındırır. Yani yogada yaptığımız bu çalışmaların psikolojiye olumlu etkileri vardır ama bir psikoterapi denkliği yoktur. “Bir arada oyun oynamak temel araçlarından biri” -Eskiden sokakta oyun oynardık, artık bu mümkün değil… Bir yandan da çocuk yogası sosyalleşmeyi de beraberinde getiren bir etkinlik mi? Caner: Tabii ki... Çocuk yogası grubun kolektif enerjisiyle yürüyen bir stil. Dolayısıyla bir arada oyun oynamak temel araçlarından biri. Bu anlamda çocukların, oyun ihtiyacını karşılamaya yönelik bir imkân da sunuyor. -Yogaya spor diyebilir miyiz? Caner: Yoganın spor dallarıyla tek ortak yönü bedensel bir pratiği içinde barındırması. Yoganın kurgusunda bedeni çalıştırmanın ötesinde niyetler vardır ve temelinde bir felsefe yatar. Temel olarak yoga, varlıkla ilgilenir. Varlıkla ilgilenirken, beden, zihin ve ruh bir bütün halinde bu ilginin konusudur. Ama eğer kişi sportif bir faaliyet arıyorsa pek tabii yoga yapabilir. Yoganın bedensel pratiği, dengeli bir biçimde bedeni güçlendirir ve esnetir. -Çocuk yogasına ilgi duyanlar, çocuğuna yaptırmak isteyenler ancak kısıtlı bir bütçeye sahip olanlar ne yapabilir? Kendi kendilerine youtube gibi kanallardan öğrenmek doğru mu? Aşağı yukarı maliyeti nedir? Caner: Maliyet her yerde farklılık gösterir. Bazı okulların ve kreşlerin müfredatında artık çocuk yogası dersleri var. Yoga salonlarında keza çokça ders verilmeye başlandı. Bunun yanında, sivil toplum kuruluşlarının ağlarının kapsamında gönüllü olarak çocuklarla yoga yapan arkadaşlarımız var. Ailelerin videolardan birkaç örnek izleyip çocuklarıyla yoga yapmasında bir sakınca yok ama yetişkin yogası yerine çocuk yogası örnekleri izlemeleri faydalı olacaktır. Pratik sırasında çocukların herhangi bir pozu/çalışmayı yapmaları konusunda onları zorlamamalarını, onlara müdahale etmemelerini öneririm. Çocuk her bir çalışmayı ne kadar yapabiliyorsa o kadar yapsın. Amaç, oyun içinde ve kendi bedeninin, algısının, dikkatinin sınırlarına saygı duyarak öğrenmesi ve eğlenmesi, bunun beraberinde gelişim zaten peşi sıra gelecektir. Aileler, çocuklarıyla birlikte yoga yapamıyorlarsa onlarla bol bol oyun oynasınlar. Oyunun büyüsü içinde beden de zihin de bütünleşir. Bu yetişkin için de çocuk için de eşsiz bir yarar. -Bize projelerinizden bahsedebilir misiniz? İnsanlar size nasıl ulaşabilir? Caner: Çocuk Yogası Uzmanlaşma Programı vermeye devam ediyorum. Henüz tam kesinleşmemekle birlikte, bu sene Denizli’de ve Ankara’da bir program daha açılacak. Önümüzdeki günlerde, Atölye Yoga’da, Hamile Yogası Uzmanlaşma Programı açacağız, arkadaşım Nesrişah Aydın ile birlikte. Bunun yanında çocuk, yetişkin ve hamile dersleri atölyede devam ediyor. Ayrıca içinde Çocuklar için uyku meditasyonları ve hikayelerin olduğu bir Spotify podcast kanalım var, “Çocuklar için Hikâyeler” adında. Bolca hikâye üretip burada çocuklarla paylaşmak istiyorum, fırsat buldukça. @dilaracaneryoga adında da bir Instagram sayfam var, ilgilenenler en güncel bilgiyi bu sayfadan alabilirler ve bana mesaj atarak ulaşabilirler. -Sizce yoga eğitim sistemine dahil edilmeli mi? Şayet edilse, ne değişir? Caner: Kesinlikle edilmeli. Çocuklar, yukarıda bahsettiğimiz her bir faydadan, bu sayede eşit şekilde yararlanabilirler. Okul yaşamının disiplin, rekabet, başarı odaklı atmosferinden sıyrılabilirler böylece ve hatta bu durum okul mevhumuna olan bakışlarını bile olumlu yönde etkileyebilir.