Cumhuriyetin unutulmayan müstesna kadınları

Abone Ol

91 yıllık Cumhuriyet tarihimizde dünyada dahi pek çok kadına örnek olacak davranışları ile günümüzde de müstesna kadınlar olarak geçmişimize damga vurmuş bu saygın hanımlarımızla ne kadar iftihar etsek azdır. Bugün aramızda olamayan, fakat yetenekleri ve başardıkları işlerle adlarını altın harflerle tarihin değerli sayfalarına yazdırmış olan ilk kadın romancımız Halide Edip Adıvar’dır. 1884 – 1964 yılları arasında yaşamış olan Halide Edip çağdaş bir yazarımız olmasının ötesinde İstanbul’da doğan daha sonra 1920’de Anadolu’ya kaçarak Kurtuluş Savaşına katılmış üst çavuş rütbesi almış bir milli kahramandır da. Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda İstanbul Üniversitesi İngilizce Filolojisi Kürsüsüne başkan olmuştur. 1950 de bağımsız milletvekili seçilerek yüce mecliste görev almıştır. Çağdaş yazarımız olarak tanınmaktadır. Nezihe Muhiddin 1898 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. 1958 yılında yine İstanbul’da bir akıl hastanesinde yapayalnız vefat etmiş olan Nezihe Muhiddin daha 20 yaşında iken İttihat Terakki Kız Sanayi Mektebi’nde müdürlük yapmış , Cumhuriyet’in ilanından sonrada kadınlara oy hakkı ve siyasi haklar verilmesi için mücadele etmiş 1934’de emellerine nail olmuştur. Ulviye Mevlan Civelek (1893-1964) Osmanlı’nın sıkıntılı yıllarında (1913) çıkardığı " Kadınlar dünyası " adlı dergi ile adını duyurmuş, Bütün baskı ve tehditlere rağmen varını yoğunu yatırarak yaşatmaya çalıştığı derginin sahibi ve başyazarı olarak büyük bir üne kavuşmuştur. Afife Jale Türk ve Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu yıllarda İstanbul’da ünlü Apollon Tiyatrosu’nda ki bir temsilde rol alarak sahneye çıkması ile tutuklanıp karakola götürülmesi bir olmuştur. " Dinini, milliyetini unutan senmisin" denilerek dövülüp hırpalanan Afife Jale uzun yıllar bu dövülmenin üzüntüsünü içinden atamamış, aldığı uyuşturucular sonunda morfinman olarak yaşantısını sürdürmüştür. Atatürk’ün emriyle " Müslüman Türk kadınları sahneye çıkma yasağının kaldırılması" üzerine 1923’de tekrar sahne çalışmalarına başlamış, Anadolu’da turnelere dahi çıkmıştır. Her geçen gün artan morfin alışkanlığı akıl sağlığını bozmuş 1902 İstanbul’da doğan Jale 1941 yılında yine İstanbul’da bir akıl Hastanesinde hayata gözlerini yummuştur. Süreyya Ağaoğlu : Hukuk profesörü Ahmet Ağaoğlu’nun kızı olan Süreyya 1903 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş bir süre devlet memurluğu yaptıktan sonra Avukatlık mesleğine dönmüş. Milletler arası Kadın Hukukçular Komisyonu’nun iki yıl avukatlığını yaparak tarihe geçmiştir. Prof. Dr. Afet İnan Atatürk’ün yakından tanıdığı bir ailenin kızıdır. Afet İnan 1925’de Bursa kız öğretmen okulunu bitirdikten sonra Büyük önderin talimatları doğrultusunda Lozan’da Fransızca dilini öğrenmesi için gönderilmiş, dönüşte İstanbul Fransız kız lisesinde öğrenimine devam ederek Tarih Öğretmeni olmuştur. Atatürk’ün manevi kızı olarak ta tanınan İnan Türk Tarih Kurumu’nun kuruluşunda da büyük katkıları olmuştur. 1908’de Selanik’te doğan Prof.Dr. Afet İnan 1985 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Türkiye’nin ilk kadın sendikacısı olan Zehra Kosova Durmaz yaşadığı 1910- 1954 yılları arasında Türk işçi hareketlerinin belli başlı ismi olmuş 1928’de bir tütün işçisi iken 1950 yılında görev yaptığı sendikanın kapatılması üzerine tutuklanarak Harbiye Askeri Cezaevi’nde 16 ay gözetim altında kalmıştır. Hapis çıkışı tekrar sendikal faaliyetlerde bulunan Durmaz mücadeleden yılmayan bir kadın olarak 1954 yılında ölmüştür.Behice Boran: Türkiye’de sol düşüncenin önde gelen savunucularından bir olup 1948 yılında öğretim görevlisi olarak ç alıştığı Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji bölümündeki hocalık sıfatı kaldırılarak fakülteden uzaklaştırılmıştır. 12 Mart da siyasi görüşleri nedeniyle tutuklanıp 15 yıl hapse mahkum olan Boran daha sonra yeniden kurulan Tip’in başına geçmiştir. Önemli bir bilim insanı olarak ta tanınan Boran 1910 -1987 yılları arasında yaşamış cesur bir Türk kadınıdır. Semiha Berksoy 1910 – 2004 yılları arasında Türk opera dünyasının ünlü bir sanatçısı olarak varlığını sürdürmüş ilk kadın opera sanatçısı olmasının yanı sıra Avrupa’da sahne alan ilk Türk opera sanatçısı unvanına da sahiptir. Cumhuriyetin ilk kadın öğretmenlerinden olan Müfide İlhan 1912 yılında Mersin’de belediye başkanı seçilen İlhan böylelikle adını ilk kadın belediye başkanı olarak ülke tarihine yazdırmıştır. "Mücadele" adlı bir dergi çıkartan Başkan fikir birliği yaptığı arkadaşları ile Müstakilleri Destekleme Cemiyetini bir süre sonra da İzmit’te Türk Kadınları Birliğinin şubesini açmıştır. Müfide İlhan 1996 yılında aramızdan ayrılmıştır. Sabiha Gökçen, Atatürk’ün manevi kızı olan başarılı bu pilot hanım dünya’nın ilk Kadın Savaş Pilot ve Türkiye’nin ilk kadın pilotu olarak tarihe geçmiştir. Sabiha Gökçen 1913-2001 tarihleri arasında yaşamıştır. Müzeyyen Senar 1998 yılında Devlet sanatçısı unvanı ile taltif edilmiş. Türk Sanat Müziği’nin müstesna icracısı olarak Atatürk’ün ilgisin çekmiş uzun yıllar toplumun sevgisine mazhar olmuştur. Senar 1918-2015 yıllarında diva olarak başarısını sürdürmüştür. Bahriye Üçok Çağdaş, modern bir Türk kadını olan Bahriye Üçok ne yazık ki İslam Dinini çağdaş bir şekilde yorumladığı için devamlı ölüm tehditleri almış sonunda evine gönderilen paketin patlaması sonucu 1990 tarihinde yaşamını yitirmiştir. 1919 ‘da doğan Üçok Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin ilk kadın öğretim üyesi olarak büyük bir üne sahiptir. 1916 yılında Almanya – Berlin’de dünyaya gelen Prof. Dr. Halet Çambel, ilk önemli Türk arkeologlarından biri olmasının ötesinde olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcusu olmanın onurunu da taşımıştır. 2014 yılında kaybettiğimiz Prof. Dr. Çambel Hattuşaş – Boğazköy’de başladığı kazıları hayatı boyunca sürdürmüş, Karatepe – Aslantaş Höyüğünde Türkiye’nin ilk açık hava müzesini kurmuş Hitit dilinin çözülmesinde büyük katkısı olmuş. Karatepe kalıntılarını ortaya çıkarmıştır. Prof. Dr. Türkan Saylan 1935 yılında dünya ya geldi. 19637de İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirip Deri ve Zührevi Hastalıkları uzmanı oldu, 1989 yılında kurcusu olduğu Çağdaş Yaşama Derneği’ni kurdu ülke genelinde sağlık ve eğitim alanındaki çalışmaları ile Türkiye’nin gündeminde daima yer aldı. Sinsi hastalığı ile savaşırken, faaliyetlerinden rahatsız olan bir zümre ünlü hocayı hedef haline getirdi. 13 Nisan 2009’da derneği güvenlik güçleri tarafından basıldı. Tüm bilgisayarlar, evraklar ve görevliler gözaltına alındı. 2009 yılının mayıs ayında vefat ettikten sonra suçsuzluğu bütün çıplaklığı ile kamuoyuna açıklanmış ve dernek temize çıkmıştır. 1921 yılında Viyana’da dünyaya gelen Nermin Abadan Unat çevirmen, hukukçu ve sosyolog olarak hayatının her safhasında ülkesine faydalı olabilmek için çalışmış bir yazardır. Yurtdışında ve yurt içinde pek çok dernekte görev alan Nermin Abadan Unat’ın pek çok yabancı dilden Türkçeye çevrilmiş romanı ve bilimsel eserleri vardır. Kadının Adı Yok kitabı ile tanınan feminist yazar Duygu Asena’da gurur duyduğumuz hanımlarımızdan birisidir. 1946 – 2006 tarihleri arasında yaşamış olan Duygu Milliyet, Hürriyet, ve Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı yapmıştır. Melahat Ruacan ilk kadın hakim , Lale Orta ilk kadın milli maç hakemi, Safiye Ali ilk kadın doktor, Sabiha Zekeriya Sertel ilk kadın Gazeteci gibi Cumhuriyet tarihimize ilk’ler olarak imza atmış olmalarına rağmen daha pek çok müstesna Türk kadını vardır. Bizler çağdaş ülkenin örnek bu kadınları ile ne kadar gurur duyup, iftihar etsek azdır.