Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı çağrıya ilişkin siyasi parti turlarına başladı.
Emek Partisi (EMEP), siyasi parti turunun ilk durağı oldu. DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Eş Genel Başkan Yardımcı Özlem Gündüz ve Ekonomi Komisyonu Sözcüsü ve Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç'tan oluşan heyetle birlikte EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan ve Genel Başkan Yardımcıları İskender Bayhan ile Sevda Karaca, MDK üyesi Şükran Doğan’ı TBMM’de ziyaret etti.
Yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapıldı.
"Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından önemli olacaktır"
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan görüşmeye ilişkin şunları söyledi:
"Türkiye'de koşulların olgunlaşması açısından bu zeminin daha demokratik biçimde tartışılması açısından hem İmralı'daki tecritin kaldırılması, Türkiye'de genel bir siyasal affın gerçekleşmesi, kayyum politikalarına son verilmesi, siyaset yapan, demokratik örgütlerinde, siyasi partilerde bu zeminde siyaset yapanlara karşı operasyonların durdurulması, sınır ötesi operasyonların da durdurulması dahil olmak üzere belediye başkanlarının yeniden göreve başlaması toplamda Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından önemli olacaktır.”
"Vedat Milor'e bile eğer bir soruşturma açılıyorsa sorunlar var demektir"
Aslan, son zamanlarda yaşanan gözaltı ve tutuklamalara değinerek “Vedat Milor'e bile eğer bir soruşturma açılıyorsa, gece saat dörtte ev baskınlarıyla belediye başkanları gözaltına alınıyorsa, Antep'te işçiler yüzde 30 zama 'hayır' dedikleri için greve direnişleri zorla bastırılıyorsa, Sendikanın genel başkanı Mehmet Türkmen gözaltına alınıyorsa Partimizin il başkanı Sema Barbaros HDK soruşturması kapsamında aslında toplumda bir emek mücadelesinden dolayı gözaltına alınıyorsa burada sorunlar var demektir” diye konuştu.
Bakırhan: “Şeffaf bir şekilde toplumu bilgilendirdik”
Bakırhan da EMEP’le yapılan görüşmenin verimli geçtiğini belirterek, "Siz de bilirsiniz bu süreç başlarken şeffaf olacağımızı, yapılan görüşmeleri, tartışmaları zaman sınırına takılmadan toplumun bütün dinamikleriyle açık şekilde paylaşacağımızı, toplumdan hiçbir şeyi kaçırmadan onların böylesine tarihi bir süreci doğru okumalarını ve katkı sunmalarını sağlayacak bilgileri aktaracağımızı belirtmiştik. Her iki İmralı'daki görüşmeden sonra da yine hem siyasi partilere hem toplumun bütün dinamiklerini bilgilendirdik” diye konuştu.
“Çağrı aslında demokratik toplumaydı”
Öcalan’la yapılan üçüncü görüşmenin tarihi bir görüşme olduğunu belirten Bakırhan, şunları kaydetti:
“Tabii katıldığımız görüşme çok tarihi bir görüşmeydi. 50 yıl önce Ankara'da kurulan silahlı örgütün kendisini feshetmesi kararı o görüşmede çıktı. Çok önemliydi. Sayın Öcalan, Türkiye'nin şiddet ve çatışmalardan uzaklaşarak demokratik bir zeminde müzakereyle, diyalogla meselelerin tartışılmasını, çözülmesini aslında o çağrı metnini dile getirdi. Çağrı sadece devlete, örgütüne ve bize değildi. Aslında demokratik toplumaydı. Demokrasi ve emek güçlerineydi. Bu sürecin başarıya ulaşması aynı zamanda toplumsal muhalefetin ve siyasi muhalefetinde bu sürece aktif katılımıyla olur. Bugün Emek Partisi ile yaptığımız görüşmelerde de onlar da Demokratik Toplum ve Barış çağrısını önemsediklerini, önümüzdeki dönem bunun bir barış sürecine evrilmesi için ellerinden gelen katkıları sunacaklarını belirttiler. Değerlidir, kıymetlidir. Bu süreçteki gelişmeleri görüşmeleri hem kamuoyuyla hem görüştüğümüz bütün çevreleri açık şeffaf bir şekilde aktararak bu sürece desteklerini, katkılarını almaya çalışacağız. Bu çağrı bir starttır. Bu starttan sonra bu çağrının yerine ulaşması, karşılığını bulması için de hiçbir dönem olmadığı kadar daha güçlü bir iş birliğine, güç birliğine birlikte mücadeleye ihtiyaç olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.”
“Öcalan mektubu gitmişti, o mektuba yanıtlar da verilmişti muhattap biz değiliz”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “silah bırakma” çağrısının YPG’yi de kapsadığını işaret etmesine ilişkin soruyu Bakırhan, şöyle cevapladı:
“Yani cevabı verilmiş bir soruyu tekrar yanıtlamaya gerek yok. Önümüzde Türkiye'nin ekonomisine nefsini yutan, can kayıplarına sebebiyet veren Kürt meselesinin çatışmasız, ciddiyetsiz, silahsız çözümünün tartışıldığı bu süreçte buraya odaklanmak gerekiyor. Çağrının nereye ne kadar kapsadığını muhatabı bizler değiliz. SDG'nin temsilcileri de değiliz biz. Biz okuduğumuzu anladığımızı söylüyoruz. Basına da söyledik. Çağrı demokrasi, barış diyor. Çağrı Türkiye'nin artık sorunları diyalog ve müzakereyle çözümünü Türkiye toplumuna iletiyor. Bunu muhataplarına sormak daha doğrudur. Sayın Öcalan mektubu gitmişti. O mektuba yanıtlar da verilmişti. O mektupta yazanı ve gelen cevabı görmediğimiz için çağrıya ne dediklerini, nereyi ne kadar kapsadığını şimdi belirtmek bizim işimiz olmadığını söylemek istiyorum.”
Bakırhan, “İYİ Parti’ye randevu talebinde bulundunuz mu?” sorusuna “Biz peyderpey randevu taleplerimizi bildiriyoruz siyasi partilere. Bu görüşmeler devam ettikten sonra değerlendireceğiz” dedi.