Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) Halk TV’ye 10 gün ekran karartma, Sözcü TV ve Tele 1’e ise para cezası vermesi tepkilere yol açtı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun konuya ilişkin görüşleri partisi tarafından bir açıklamayla duyuruldu. Anayasa'da bulunan “Basın hürdür, sansür edilemez” ifadesi ile güvence altına alınan basın özgürlüğünün "Türkiye’yi yönetenlerin korkusu haline geldiğini" belirten Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Toplumsal sözleşmemiz olan anayasamızı çiğnemeyi alışkanlık haline getiren iktidar, RTÜK aracılığı ile bir kez daha bu yüzünü göstermiştir. Sözcü TV’den sonra bu kez de Halk TV’ye 10 gün ekran karartma cezası, yine Sözcü TV ve Tele 1’e de para cezası vermiştir. Hatırlatmak isterim ki, milletimizin hayatını karartanlar, ekranları karartarak bu gerçeği gizleyemezler."
"Konuşan Herkesi Tehdit, Yazan Herkesi Hedef Haline Detirdiler!"
Türkiye'nin bir süredir bir "korku tünelinden" geçtiğini ve bu tünelin duvarlarının yalnızca karanlıkla değil, aynı zamanda demir parmaklıklarla örülü olduğunu belirten Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"İnşa ettikleri tutukluluk çemberinde, gazeteciler, akademisyenler, belediye başkanları, öğrenciler, sanatçılar, siyasetçiler, hatta sosyal medya paylaşımı yapan vatandaşlarımız var. Sayın Erdoğan ve ortakları, konuşan herkesi tehdit, yazan herkesi hedef, kendileri dışında seçilen herkesi potansiyel tutuklu haline getirdi. İktidarın bu düzeni, özgür yurttaş değil, sessiz, suskun ve biat eden kalabalıklar istiyor. Bu kabullenilebilecek bir durum değildir."
"İktidar Korkuyor"
Dervişoğlu, "haksızlığın ve hukuksuzluğun bu kadar cüretkâr olduğu bir dönem daha yaşamadıklarını" ve "keyfiliğin bu kadar normalleştiği bir başka dönem de görmediklerini" söyledi. "Gerçek şudur ki" diyerek sözlerine devam eden Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Gazeteci Fatih Altaylı’yı 'Cumhurbaşkanı’na suikast yapacakmış' gibi bir algı üreterek Silivri’ye gönderen ve her fırsatta ekranları karartmayı alışkanlık haline getiren bu iktidar korkuyor. Gerçeği en iyi kendi bildiği için korkuyor. Gideceğini en iyi kendi bildiği için hukuksuzca saldırıyor.
Hatırlatmak isterim, korkunun faydası yok. Türkiye’nin kurtuluşu, baskı ve adaletsizlik değil, daha çok demokrasi, hukuk ve adalettir. İYİ Parti olarak yalnızca ekranları karartanlara değil; geleceğimizi karartan bu düzene karşıyız! Halkın haber alma hakkını savunmak sadece bir siyasi görev değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluktur. Ve biz bu sorumluluğu sonuna kadar taşıyacağız."
"İktidar, Halkın Doğru Bilgi Almasını Önlemek İstiyor"
"Demokrasinin tam ve kamil olarak işleyebilmesi için, milletimizin kamusal kararlar hakkında doğru bilgi alması bir zorunluluktur " diyerek sözlerine devam eden Dervişoğlu, "hakikati dillendirebilen ve hatta eleştirebilen yayın organlarına ihtiyaç olduğunu" belirtti.
Dervişoğlu ayrıca, mevcut iktidarın, "halkın doğru bilgi almasını önlemek istediğini" ve "kendi siyasal propagandasını yaparak, yanlış ve yanıltıcı bilgilerle toplumu manipüle ettiğini" açıkladı.
"Bilgi edinme ve doğru bilgi alma hakkı, demokratik devlet olmanın zorunlu şartıdır " diyerek konuşmasının sonuna gelen Dervişoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Son sözümüz şudur; Gerçeği zincire vuramazsınız! Sözü hapsedemezsiniz! Milleti susturamazsınız! Saygılarımla."