İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun, İstanbul Üniversitesi tarafından diploma iptaline ilişkin verilen karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırmaya devam ediyor. Karara ilişkin tepkiler sürerken, eski Ağır Ceza Hakimi ve Avukat Levent Dağdeviren, bu süreçte hukuki usul ve mevzuat ihlalleri olduğunu öne sürdü.

Anka Haber Ajansı'na konuşan Avukat Levent Dağdeviren, İmamoğlu’nun üniversiteye yatay geçiş yaptığı dönemdeki yönetmelik hükümlerinin geçerli olduğunu vurgulayarak, İmamoğlu’nun diplomasının iptalinin hukuka aykırı olduğuna dikkat çekti. Dağdeviren, yaptığı araştırmalar sonucunda, 30 Temmuz 1990 tarihli Milliyet gazetesinde yayımlanan ilanı buldu ve bu ilanın İmamoğlu’nun yatay geçiş yapması için gereken tüm koşulları sağladığını belirtti.

Özel'den 23 Nisan mesajı: "Her 4 çocuktan 1’i aç" Özel'den 23 Nisan mesajı: "Her 4 çocuktan 1’i aç"

Milliyet Arşiv

Dağdeviren, şunları söyledi: “Bu kararı verenler mevzuatı referans almıyorlar mı? Yüksek mahkeme kararlarını referans almıyorlar mı? Belli ki mevzuatı, yüksek mahkeme kararları referans almıyorlar. Acaba neyi referans alıyorlar?”

30 Temmuz 1990 tarihli ilan gazetede yayınlanmıştı

Dağdeviren, “Gerçekten Milliyet gazetesinde yer alan ilanı inceledim. Burada yer alan şartlar, o dönemdeki üniversite yönetiminin ilanıyla duyurulmuş ve İmamoğlu’nun başvurduğu koşullar tam olarak bu ilana uymaktadır.” dedi. 1990 yılında yayımlanan ilanda, üniversiteye yatay geçiş için belirli bir kontenjan ve öğrencilerin başarı kriterlerine uygunluk şartları sıralanmıştı. Dağdeviren, “İmamoğlu’nun o dönemdeki koşulları sağladığı kesin olarak ortaya çıkmıştır” diyerek, diploma iptali kararının hukuken geçerli olmadığını savundu.

Imamoglu Ilan

"O dönem tanıma koşulu yoktu"

Levent Dağdeviren, İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönemde geçerli olan yönetmelikleri incelediğinde, o dönemde yurtdışından gelen öğrenciler için tanıma koşulunun aranmadığını belirtti. 1982'de yürürlüğe giren yönetmeliğin, o dönemde sadece ders geçişi ve belirli başarı koşullarına dayalı bir geçişi kabul ettiğini ifade eden Dağdeviren, sonrasındaki yönetmelik değişikliklerinde tanıma koşulunun da eklendiğini belirtti.

Dağdeviren, “Ancak o dönemde geçişin yapıldığı 1990 yılı için tanıma gerekliliği yoktu. Yani İmamoğlu’nun geçişi tamamen mevzuat çerçevesinde yasal ve doğru bir şekilde gerçekleştirilmiştir” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin emsal kararını hatırlattı

Dağdeviren, anayasa mahkemesinin “Abidin Pişkin” kararı örneğini de hatırlatarak, yüksek mahkemelerin benzer durumlarda üniversitenin de sorumluluğu olduğunu vurguladı. “Anayasa Mahkemesi, bir üniversitenin yönetmeliğine aykırı olarak öğrenciye diplomayı verdikten sonra geri almasının, öğrencinin anayasal eğitim hakkını ihlal ettiğini belirtmişti. Buradaki prensip, öğrencinin de üniversitenin de sorumlu olduğu yönündedir” dedi.

İmamoğlu’nun durumu için de benzer bir hukuki değerlendirme yapan Dağdeviren, İmamoğlu'nun seçme ve seçilme hakkının da tehdit altında olduğunu belirtti. “Cumhurbaşkanı adayı bir kişinin eğitim hakkının ihlali, aynı zamanda anayasal seçilme hakkına da saldırıdır” diye ekledi.

Dağdeviren, “Türkiye’de artık kimse hukuki güvenliğini garanti edemiyor. Her an herkesin başına her şey gelebilir” diyerek, yaşanan süreci bir kabus gibi nitelendirdi. Hukukun ve anayasal güvenceye dayalı bir sistemin yerleşmesi gerektiğini savundu.

Kaynak: Anka Haber Ajansı