Türkiye’de gazeteciler, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü baskılar, sansür ve tutuklamalar gölgesinde karşıladı.
DİSK Basın-İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, KESK Haber-Sen gibi çok sayıda basın meslek örgütü temsilcileri, Ankara Güvenpark’taki buluşmanın ardından Adalet Bakanlığı’na yürüyerek bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Grup, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması talebini yineledi.
“Adaleti arıyoruz”
“Adaleti arıyoruz!” sloganıyla yapılan buluşmada konuşan temsilciler, her yıl artarak devam eden sansür ve otosansür ortamına dikkat çekti. Basın mensuplarının tutuklanması, ev hapsiyle cezalandırılması, düşük ücretlerle çalıştırılması ve güvencesizleştirilmesi gibi sorunlara değinen açıklamada, “Son yapılan yasal düzenlemeler ve hazırlığı sürdüğü belirtilen yeni düzenlemeler mesleğimizi hedef haline getirmekte ve halkın haber alma hakkına açık bir müdahaledir” denildi.
"Basın özgürlüğü suç değil haktır"
Devlet kurumları aracılığıyla uygulanan ekonomik yaptırımların basına dönük sistematik bir baskıya dönüştüğünün altı çizilen açıklamada, oto sansürün yaygınlaştığı, gazetecilerin düşük ücretlerle, güvencesiz ve baskı altında çalıştığı bir dönemden geçildiği vurgulanarak “Basın özgürlüğü suç değil haktır” denildi.
"Genç gazeteciler meslekten kaçıyor"
Açıklamada, özellikle genç gazetecilerin mesleği yapmaktan kaçınmaya başladığına dikkat çekildi:
“Genç meslektaşlarımız mesleğimizi yapmaktan kaçınmaya başlamışsa bunun ana sebebi anti-demokratik düzenlemeler ve güvencesizliktir. Gazetecilere bedel ödettirmekten vazgeçilmeli, çünkü bu bedel yalnızca gazetecilere değil, demokrasiye de ödetilmektedir.”
Basın özgürlüğünde 159. sıradayız
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 159. sıraya gerilediği hatırlatılan açıklamada, bu tabloya karşı mücadele çağrısı yinelendi. Terörle Mücadele Kanunu, Dezenformasyon Yasası ve Siber Güvenlik Yasası gibi düzenlemelerle gazeteciliğin hedef alındığına vurgu yapıldı.
“Gazetecilik mesleği, demokratik rejimlerde olduğu gibi ifade özgürlüğü ile korunmalı, mesleğimizin saygınlığı geri kazandırılmalıdır” çağrısı yapıldı.
Çakırözer: Haber alma hakkı, hukuksuz şekilde halkın elinden alınıyor
Gazetecilere destek için orada bulunan CHP Milletvekili Utku Çakırözer ise tüm tutuklu gazetecilere özgürlük istedi.
Türkiye’de özgürlüğü kutlamanın imkansızlaştığını vurgulayan Çakırözer, “Halkın haber alma hakkı elinden alınmış durumda. Tüm tutuklu gazetecilere özgürlük talep ediyoruz. Özgürlüklerinden çalınan bir gün daha olmasını istemiyoruz” dedi.
Son dönemlerde tutuklamaların yanı sıra artan ev hapsi, adli kontrol, yurt dışı çıkış yasağı gibi tedbirlerin halkın haber alma hakkı için verdiği çabaya bir kısıtlama olduğunu söyleyen Çakırözer, “Erişim engelleri ile Türkiye’nin hafızası yok edilmektedir. Ucu Saray’a dokunan her yolsuzluk, usulsüzlük haberi; ucu kamuya dokunan taciz haberlerine erişim engeli getirilmektedir. Haber alma hakkımız hukuksuz şekilde elimizden alınmaktadır” dedi.
“Gazetecilerin özgürlüğünün çalınması, 86 milyonun özgürlüğünün elinden alınmasıdır”
Basın özgürlüğünü yok eden düzenlemelere sonuna kadar karşı duracaklarını ifade eden Çakırözer, “Gazetecilik suç değildir, özgür basın susturulamaz. Gazetecilerin özgürlüğünün çalınması 86 milyonun özgürlüğünün elinden alınmasıdır. Her türlü sansüre, zorlamaya, zulme rağmen bizler için görev yapan meslektaşlarımızı kutluyorum” sözlerini aktardı.
