Gerçek bir diva: Leyla Gencer

Abone Ol
Birsen GÜRDİL  Safranbolulu bir çiftçi ailesinin kızı olarak 10 Ekim’de gözlerini dünyaya açanLeyla; Gencer, dişiyle, tırnağı ile verdiği bitmez, tükenmez mücadele sonrasında, dünyanın Maria Callas’tan sonra en ünlü ve süper yetenekli sopranosu unvanına sahip olmuştur. Opera âleminin mabedi kabul edilen Milano’daki La Scala Tiyatrosu’nun primadonnası ve bir Türk sanatçı sıfatıyla adını müzik âlemine altın harflerle yazdırmış gerçek bir diva olmuştur. Leyla Gencer’in başarılarını yayın organlarından takip eder bir Türk olarak gurur duyardım. Ona sahnede canlı canlı dinlemeyi çok arzu ederdim. Leyla Gencer’de ülkesinde program yapmak kusursuz sesini sevenlerine dinletmek arzusu içinde olduğunu da biliyordum. Nitekim Ankara’ya gelerek Devlet Opera ve Balesi’nde temsil edilecek bir oyunda rol almak istemiş. O yılların kıskanç yöneticileri, “Konuk sanatçı olarak size rol veremeyiz. La Scala’daki görevinizden istifa edin. O zaman istediğiniz operayı sahneye koyalım. Sizde hem oyanyın, hem söyleyin” demeleri üzerine bir skandal olarak vasıflandırılmış Gencer’de Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nin Farabi adlı salonunda sevenlerine bir daha dinlememiz mümkün olmayacak nefis bir konser vermiştir. Dakikalarca ayakta alkışlanırken, dünya divası da defalarca sahne önüne gelerek, kendisini duyarak içten gelen bir coşku ile alkışlayan hayranlarına eğilerek selam vermişti. Gerçek bir diva olmanın nasıl bir yetenek olduğunu gözlerimle görmüş, hiçbir kula nasip olmayan güzel renge sahip, duru bir sese ve kusursuz bir tekniğe sahip sanatçıyı canlı olarak dinlemiştim. Diva, daha sonraki yıllarda İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından Türkiye’ye davet edilmiş, İstanbul Aya İrini’nin muhteşem tarih kokan salonlarında yurtdışından gelen Gencer, hayranlarının da önünde verdiği konser yılın sanat olayı olarak tarihe geçmiştir. Primadonna Gencer, bu unvana sahip olmak için akıl almaz ölçülerdeki azmi, disiplini, sabrı ve çalışkanlığı sayesinde İtalya’da fırtınalar gibi esen Maria Callas’tan bayrağı teslim alıp, (Bella canto) güzel söyleyiş diye bilinen özel bir sese sahip olduğunu göstermiştir. Kusursuz tekniği sayesinde özel ir repertuvarla uzmanlaşmış, dönemin ünlü operalarındaki oyuncuları ile de şöhretini perçinlerken, unutulmuş eserleri de programına koyarak İtalyanları kendisine hayran bırakmıştır. Artık Avrupalılar onu “La Diva Turca” yani Türk Divası olarak tanımaya başlamışlardı. Dünyaca bilinen opera oyunlarının özellikle İtalyan bestecilerinin meşhur eserleri Verdi ve Puccini’ni’ ve diğer İtalyan sanatçılarının yapıtlarını ki bunun sayısı aşağı yukarı 70’in üstündedir. Diva bel canto dönemi operalarının kraliçesi olarak zirveye yerleşmiştir. La Scala Tiyatrosu, Leyla Gencer’le uzun süreli bir anlaşma yaparak divanın uluslararası şöhret olmasını sağlamıştır. Diva ABD’nin San Francisco kentinde Türk sanatçısı sıfatıyla çıktığı sahnede gururumuz olurken, Amerikalılar Gencer’i dakikalarca ayakta alkışlamışlardır. Başarısını kıskanan New York Metropoliten Operası sanatçıyı New York’a davet etmişlerse de La Scala’da sahneye konan bir oyundaki rolü için bu daveti kabul etmemiştir. Leyla Gencer, Londra CoventGarden’da konseriyle İngilizleri büyülerken, dünyanın en ünül orkestra yönetmeni HelbertvonKarajan, sahnede divanın elini öpmüştür. Bugün hayatta olmayan operanın en ünlü sopranosu Maria Callas, efsanevi şef AkturaTosanini’nin Milano’da yapılan cenaze töreninde istek üzerine Puccini’nin operalarından bir bölümünü seslendirirken, cenaze törenini takip eden Maria Callas, Gencer’in performansıyla ilgili, “Mammamia! Bu ne ses” diyerek ünlü Türk soprano Gencer’e olan büyük ilgisini göstermiştir. Diva Gencer, Napoli’de Madam Butterfly rolünde sergilediği oyun ve sesi ile dünya sinemasının usta oyuncusu İngridBergman’ın hıçkıra hıçkıra ağlamasına sebep olmuştur. Leyla için yazılacak, söylenecek çok şey vardır. Onu Türk sanatseverlere en iyi tanıtan ise “Tutkunun romanı” adlı eserin yazarı Zeynep Oral olmuştur. Böyle ölümsüz bir sanatçıyı bize ve bizden sonraki nesillere bütün gerçekçiliği ile anlatan değerli Zeynep Oral’a ne kadar teşekkür etsek azdır.