Türkiye’de tarımsal üretimde artış gösteren maliyetler ve yetersiz destekler, üreticileri zor durumda bırakmaya devam ediyor. Özellikle mazot, gübre ve sulama ücretlerindeki yükseliş, üreticilerinin kazancını eritirken, verilen tarımsal desteklerin piyasa koşullarına göre yetersiz kalması da dikkat çekiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat ayına ilişkin Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım ÜFE) verilerini yayımladı. 

Buna göre endeks, söz konusu ayda bir önceki aya kıyasla yüzde 2,7, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 5,52, geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 29,89 arttı. Yıllık bazda Tarım ÜFE 44 ay sonra ilk kez yüzde 30'un altına indi.

Hilvan Ziraat Odası Başkanı Hikmet İpar, Tarım ÜFE verilerinin çiftçilere yansımasını 24 Saat'e değerlendirdi. 

Çiftçilere verilen desteklerin yetersizliğine dikkat çeken İpar, "Anayasal olarak çiftçiye GSMH’nin yüzde 1’i destek olarak verilmeli. Ancak şu an çiftçinin aldığı destek, bunun yalnızca yüzde 0,26’sına denk geliyor. Çiftçiyi desteklemezsek üretim azalır, gıda enflasyonu yükselir ve tüketici de daha yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalır. Tarımsal üretimin sürdürülebilir olması için çiftçi korunmalı ve desteklenmeli" ifadelerini kullandı.

"Çiftçiler hasat yaparak ürünlerini pazarda değerlendirmeye odaklanacak"

Tarımsal üretimde maliyetlerin her geçen gün arttığını vurgulayan İpar, çiftçinin hasat sürecine girdiğini belirtti. "Bu aylarda tarımsal girdilerin en az kullanıldığı bir dönemdeyiz" diyen İpar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarımsal ürünlerin, özellikle sebzelerin ekim dönemi tamamlamış, hasat dönemi başlamıştır. Dolayısıyla çiftçinin büyük ölçüde masraf yapmasını gerektiren bir durum kalmamış, girdilere olan talep azalmıştır. Çiftçiler, kullanmaları gereken mazot, gübre gibi girdileri zaten kullanmış olup bundan sonra yalnızca bir-iki kez sulama veya ilaçlama yapacaktır. Bu noktadan sonra kalan girdi maliyeti, toplam girdi maliyetinin en fazla yüzde 15-20’sine denk gelir. Çiftçiler, artık hasat yaparak ürünlerini pazarda değerlendirmeye odaklanacaktır. 

Girdi fiyatlarındaki dalgalanma elbette üreticiyi etkiler. Ekim sezonunun başındaki fiyatlarla mevcut fiyatlar arasında fark oluşmuştur. Hububat ekili alanlarda taban gübresi kullanılmış, ancak yağış durumuna bağlı olarak üst gübreleme ve yabancı ot ilaçlama dönemi başlamıştır. Bu nedenle çiftçiler, arpa, buğday gibi tahıl üretimi yapılan alanlarda masraf yapmaya devam edecektir."

Doğum, düğün ve etkinlik fotoğrafçılığına yeni düzenleme
Doğum, düğün ve etkinlik fotoğrafçılığına yeni düzenleme
İçeriği Görüntüle

                      

"Çiftçinin ürettiği ürüne enflasyon oranında fiyat verilmeli"

Bununla birlikte, tarımsal girdilerdeki fiyat artışının önlenemez hale geldiğinin altını çizen İpar, şunları kaydetti:

"Çiftçi artık gübre ve besin elementlerini bile daha az kullanıyor. Üretimi sürdürebilmek için acilen çiftçiye yönelik ciddi destekler sağlanmalı. Mazot ve gübrede destek miktarı artırılmalı, sulama ücretlerinde en az yüzde 50 indirim yapılmalı ve çiftçinin ürettiği ürüne enflasyon oranında fiyat verilmelidir.

Anayasal olarak çiftçiye GSMH’nin yüzde 1’i destek olarak verilmelidir. Ancak şu an çiftçinin aldığı destek, bunun yalnızca yüzde 0,26’sına denk geliyor. Çiftçiyi desteklemezsek üretim azalır, gıda enflasyonu yükselir ve tüketici de daha yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalır. Tarımsal üretimin sürdürülebilir olması için çiftçi korunmalı ve desteklenmelidir."

"Sulama ücretlerine en az yüzde 50 indirim yapılması gerekiyor"

Şanlıurfa tarımı için suyun oldukça önemli olduğunu vurgulayan İpar, bölgenin kuraklık tehdidi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. İpar, yağışların yetersizliğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle son verdi:

"Ancak bitkilerin ihtiyacı olan seviyede yağış gerçekleşmemiştir. Bu nedenle sulama imkanı olan çiftçiler, sulama sistemlerini kullanmaya başlamıştır. Bölgede Atatürk Barajı'ndan sulama projeleriyle desteklenen alanlar olduğu gibi, çiftçilerin yer altından motopomp sistemiyle su çıkardıkları alanlar da bulunmaktadır. Ancak bu sulama sistemlerinin maliyeti oldukça yüksektir. Günümüzde sulama projeleri kapsamında sulama yapılan alanlarda sulama bedeli 4 bin 500 TL’ye kadar çıkmıştır. Geçmiş yıllarda sulama ücretlerinde elektrik desteği sağlanarak indirim yapılırken, bu indirim 2024 yılı itibarıyla yüzde 30’a kadar düşmüştür. 2025 yılı sulama sezonunda herhangi bir destek uygulanıp uygulanmayacağı henüz belli değildir; hatta indirim yapılmayacağı yönünde duyumlar alınmaktadır. Eğer bu gerçekleşirse çiftçiler sulama sistemlerini kapatıp sulu tarımdan vazgeçmek zorunda kalacaktır. Çiftçilerin üretim yapmaya devam edebilmesi için sulama ücretlerinde en az yüzde 50 oranında indirim yapılması gerekmektedir."

Muhabir: Esin Özdemir