Tiyatro Ayme, pandemi nedeniyle sahneleyemediği eski ve yeni oyunlarını seyirciyle buluşturuyor. Yeni sezonda hangi oyunları sahneleyeceklerini ve bu süreçte kaybedilen sanatçıları anmaya yönelik hazırladıkları metinde, “Sanata Evet” diyen Tiyatro Ayme, “Ben Cemal Süreya Şiir Adam” oyunun yanı sıra, “Mavi Bir Yolcu Sabahattin Eyüboğlu” ve “Meddahça” oyunlarıyla da seyirciyi selamlayacak

SULTAN YAVUZ/ANKARA - Tiyatro Ayme’nin kurucusu Mehmet Nurkut İlhan, pandemi nedeniyle sergileyemedikleri ve yenisini ekledikleri oyunları bu sezonda seyirciyle buluşturacaklarını ifade eden bir bildiri kaleme aldı. Bu süreçte kaybedilen sanatçıların da anıldığı metinde, “Sanata Evet” diyen Tiyatro Ayme, 18 ay sonra perdelerini açacak. Sanatın gücüne değinilen metinde, “Sanatın gücünün toplumların, ülkelerin ve bireylerin gelişimine nasıl katkı sağladığını biliyoruz. Sanatı önemli kılan ve kalıcı yapan dokunmasıdır. İnsana dokunmanın, fark etmenin, çok daha değerli olduğunun bilinciyle her oyunumuzda “Sanata Evet” diyerek yola çıkmıştık. Pandemi nedeniyle her tiyatro seyircimizle buluşmayı 18 aydır erteledik. Eski normalimiz olmasa da seyircimiz ve sahne ile buluşmanın heyecanı ile çalışmalarımıza başladık. Yaşamına son veren, sahne bulamadıkları için seyirci ile buluşamayan tiyatroların ömür tükettiği ülkemizde, zor şartlara karşın yeni bir tiyatro anlayışı ile nefes almanın, nasıl bir emek verilerek bugünlere gelindiğinin önemli yaşayanlarıyız. Bu süreçte çeşitli nedenlerle yitirdiğimiz Erol Keskin, Tomris İncer, Kaan Ertem, Özgür Tanyeri, Hasan Saltık, Emine Işınsu Öksüz, Necati Tutaş, Ümit Berber, Selçuk Tekay, Şafak Tavkul, Ertuğ Koruyan, Kaya Akarsu, Muharrem Erdemir, Duran Ahmeti, Fazıl Ender Uzun, Mustafa Dik, Altan Karındaş, Erol Demirçöz, Jale Aylanç, Ali Demirel, Handan Uran Ertuğrul, Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin, Levent Niş, Nedret Güvenç, İnci Çayırlı, İlhan Daner, Selahattin Duman, Ekrem Gökkaya, Kutay Yavuz, Atilla Pakdemir, Karahan Çantay, Toygun Ateş, İncilay Şahin, Metin Çekmez, Uğurtan Saynıner, Cezmi Gökalp, Halil Esen, Cahit Çağıran, Turgay Yıldız, Hüseyin Özay, Doğan Cüceloğlu, Ayla Karaca, Levent Niş, Mehtap Ar, Erol Uras, Prof. Dr. İnci San., Prof. Dr. Hülya Nutku hocalarımızı saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Ülkemizde İnsan …İnsan yaşamı… Bir varmış, bir yokmuş. Masal gibi. Bugün varsa, yarın yok. İnsana dair kalıcı duyguların ve yaşamın her alanında yer alan canlıların sevgi ile hep dost kalabilmesinin sadece bir anımsatmamız olduğu ilkemiz oldu Tiyatro Ayme olarak. Bugünün gençliğinin çok iyi tanıyamadığı sanat insanlarını oyunlarıyla bugüne taşıyıp, buluşmalarını sağlamak, dünyadaki kültürel değişimleri olabildiğince ulusal ve uluslararası festivaller ile oyunlarımızı farklı yerlerde, farklı seyirciyle buluşturmak hedefinde ilerliyoruz” denildi. Yeni oyun “Meddahça” Metinde, pandemi döneminde hazırladıkları “Meddahça” oyunu da tanıtılarak, Serdar Öztürk tarafından, Prof. Dr. Özdemir Nutku’nun “Meddah ve Meddahlık” hikayeleri üzerinden hazırlanan oyunun, Mehmet Nurkut İlhan tarafından oynanacağı belirtildi. Müziklerinin Dursun Çiçek, ışığın Çetin Atay ve Murat Afşar, afişin Yiğit Yavuz Kalcı, kostüm ve aksesuar tasarımının Esen Nilsu İlhan tarafından üstlenildiği oyunun ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı dijital kütüphanesinde beş yıl boyunca gösterilmek üzere teslim edildiği belirtildi. Repertuardaki diğer oyun “Mavi Bir Yolcu Sabahattin Eyüboğlu” ise Ahmet Yıldız ve Mehmet Nurkut İlhan tarafından yönetildi. Oyunun müziği Dursun Özdil, kostüm ve afiş tasarımı Esen Nilsu İlhan, ışık düzenlemesi Çetin Atay, ışık kumandası ise MuratAfşar’a ait. Ayrıca Tiyatro Ayme’nin gelecek yılki projeleri arasında Oğuz Atay’ın hayatının ele alındığı, canlı müzik eşliğinde seyirci ile buluşturmayı planladığı “Ben Oğuz Atay, Yalnız Bir Adam” da yer alıyor. Bedisa Eloğlu’nun yazdığı oyunun yönetmenliğini Mehmet Nurkut İlhan ve Bedisa Eloğlu birlikte yapacak. Dekor, kostüm ve tasarım Esen Nilsu İlhan, müzik Dursun Özdil, canlı müzikler Özdül ve Gürcan Yazırlıoğlu’na ait olacak. Oyunun ışık tasarımını Çetin Atay, ışık kumandasını da Murat Afşar üstlenecek. “Ben Cemal Süreya Şiir Adam” oyunu ise bu sezonda da gösterilecek. Oyun şimdiye kadar çeşitli festivallerde ödül aldı. Oyuna ilişkin değerlendirmede, “Aslı adı Cemalettin Seber ama o Cemal Süreyya olarak tanınmış, soy ismindeki “y” harfinin birini iddiada kaybetmiş tek şair. Şiir anlamında çoğu kez değerlendirmelerde bulunulmuş, ama bir şiir tanımı yapmamıştır. Her şiirin kendi doğrusu ve kendini tanıtımı olduğunu vurgulayan Cemal Süreya şiirleri ile yol alan, titiz çalışmalar yapan, fazla üretmeyen, ürettiklerinde iz bırakan bir şairdir. Türk Dil Kurumu tarafından onaylanmış Türk diline 300’e yakın sözcük kazandırmıştır. Hayatının en ince ayrıntısına şiirlerinde serüvene dönüştüren, eleştirisini ve direnişini şiir satır aralarında örneklerle buluşturan ve okuyucuyu kendi yaşamında buluşturan bir şairdir Cemal Süreya. Şiirlerini yaşadığı duygularla yazan, toplumun herkesimi ile buluşturan, tarihinizde barındıran sözcüklerle insanın kendisi ile hesaplaşmasını da sağlıyor Cemal Süreya. Hayatta yaşadığı sıkıntıları şiir satırlarındaki direnişleri ile dile getiren, her şiirin ayrı bir öyküsünün ve yaşanmışlığının olduğunu vurgulayan, toplumun değer yargılarını buluşturan, eğlence olmadığını her satırda ifade eder Cemal Süreya” ifadesi kullanıldı. Söz konusu oyun Mehtap Temiz öncülüğünde ortak kalemlerden çıktı. T. Murat Demirbaş’ın yönettiği, Mehmet Nurkut İlhan’nın reji asistanlığı yaptığı, Tamer Levent’in danışmanlığındaki oyunun ışığı Çetin Atay, müzikleri Dursun Özdil ve Gürcan Yazırlıoğlu’na ait. Oyunun afiş tasarımınınım ilkini Necdet Akdoğan, ikincisini Esen Nilsun İlhan, son afişini ise Karikatürist t Erhan Başkurt tasarladı. Cemal Süreya kuklaları ise Ata Yıldırım tarafından hazırlandı. “Yitirdiğimiz ustalarımıza, büyüklerimize, arkadaşlarımıza selam olsun” Sanatın iyileştirici gücünün vurgulandığı metinde, ayrıca, “İnsan kalabilmenin tek giysisi bizce sanat. Tiyatro. İnsanı estetik kılan, emek harcanarak başarının hep geleceğinin bilincinde olan, düşünmeye yönelten, başkasının yerine kendini koyarak empati yapan, sorgulamasını sağlayan, kimlik kazandıran ve değerli olduğunu anımsatan sanattır. İktidarın her seferinde bahane bularak yok saymaya çalıştığı dünya liderimiz Mustafa Kemal Atatürk “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” diyerek sanatın ülkenin geleceğindeki önemini yıllar önce vurgulamıştır. Bu nedenle hangi sanat alanında olursa olsun, sürdürülebilir, geliştirilebilir, özgür ürünler oluşturmak, bir sanat dalının içinde yer almak sorumluluğumuzdur. Sanatın insana ulaşmasına emek verenlere selam olsun. Canım annem Mukaddes İlhan’a, Emine Sevin Anneme selam olsun. Mete Balıkçı’ya selam olsun, Yusuf Aykut İlhan’a selam olsun. Yitirdiğimiz ustalarımıza, büyüklerimize, arkadaşlarımıza selam olsun...” denildi.
Editör: Ahmet Ertüm