CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklanmasının ardından İngiltere merkezli Financial Times gazetesine yazdığı makalede Türkiye'nin demokratik geleceği ve hükümetin tutumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, tutuklanmasının Erdoğan’ın zaferi değil, tam aksine "bir uyanış" tetiklediğini ve Türkiye’nin demokratik yapısının yalnızca kendi vatandaşları için değil, dünya için de önemli olduğunu vurguladı.
"Beni Parmaklıklar Ardına Yerleştirmek Erdoğan İçin Zafer Değil"
İmamoğlu, yazısında Türkiye'deki siyasi gelişmeleri ve kendi tutuklanma sürecini anlatarak, "Beni parmaklıklar ardına yerleştirmek Erdoğan için bir zafer değildir; aksine bir uyanışı tetikledi" ifadesini kullandı. Silivri Cezaevi'nden kaleme aldığı yazısında, tutuklanmasının ardında siyasi bir amaç yattığını belirten İmamoğlu, kendisinin "siyasi bir mahkum" olduğunu söyledi. Ekrem İmamoğlu, tutuklanmasının ardından yapılan protesto eylemlerine ve milyonlarca kişinin gösterdiği desteğe de değindi. "Sokaklara ilk dökülenler öğrenciler oldu. Erdoğan'ın patronaj ağlarına bağlı medya ve işletmelere karşı boykotlar başlatan yüz binlerce kişi katıldı" dedi.
"Türkiye’nin Yönü Sadece Bizim İçin Değil, Uluslararası Düzen İçin de Önemli"
Makalede, Türkiye'nin jeopolitik önemi üzerinde de duran İmamoğlu, "Yönümüz sadece bizim için değil, uluslararası düzenin istikrarı için de önemli" diyerek Türkiye'nin Orta Doğu ve Kafkaslar'daki stratejik rolüne dikkat çekti. Avrupa ile Asya'yı birleştiren, Karadeniz ve Doğu Akdeniz'e demir atan Türkiye'nin, küresel ticaret, güvenlik ve diplomasideki önemli yerini vurgulayan İmamoğlu, Erdoğan’ın 22 yıllık iktidarının ardından demokratik kurumların aşındığını ve ekonomik krizin derinleştiğini belirtti.
"Türkiye Halkı Değişime Hazır"
İmamoğlu, İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde sunduğu kalkınmacı politikaları, Erdoğan’ın yönetim anlayışıyla karşılaştırarak, "Erdoğan'ın otoriter popülizminin aksine, benim kalkınmacı 'insan'izm dediğim model, insan onuruna, pratik çözümlere ve kamu güvenine dayalıdır" ifadelerini kullandı. 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin ardından Türkiye halkının değişime hazır olduğunu vurgulayan İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasının ardından artan baskılara ve soruşturmalarla karşılaştığını söyledi. Ayrıca, “Zaferimiz, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) ulusal çapta elde ettiği kapsamlı başarının bir parçasıydı” diyerek, seçimdeki başarısının halkın değişim talebinin bir yansıması olduğunu belirtti.
"Demokratik Türkiye'nin Var Olması AB İçin Vazgeçilmezdir"
Ekrem İmamoğlu, yazısında Türkiye'nin AB üyeliği için uzun süredir aday olduğunu ve NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye'nin jeopolitik önemine dikkat çekti. İmamoğlu, demokratik bir Türkiye’nin yalnızca Türkiye için değil, Avrupa Birliği (AB) ve Orta Doğu'nun güvenliği açısından da elzem olduğunu belirtti. "Gençlerini susturan, muhalefeti ezen ve korkuyla yöneten bir rejim sadece bölgesel istikrarsızlığı derinleştirecektir" şeklinde uyarıda bulunan İmamoğlu, Türkiye'nin demokratik bir yapıya dönüşmesinin AB için kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti.
"Demokratik Dayanışma ve Ortak Gelecek İçin Artık Elzemdir"
İmamoğlu, küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği ve coğrafyanın Türkiye'yi doğal bir ortak haline getirdiği bu dönemde, ülkenin şeffaf ve kurallara dayalı bir ekonomi politikasıyla yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Aksi takdirde yatırımcı güveninin kaybolacağına ve sermayenin başka ülkelere kayacağına dikkat çekti. "Türk halkı iki yüzyılı aşkın bir süredir anayasacılık, sivil temsil ve adalet için mücadele ederek otoriterliğin Türkiye'nin doğal durumu olduğu efsanesini çürütmüştür" diyen İmamoğlu, Türkiye'nin yeniden demokratik bir ülke haline gelmesinin küresel bir dayanışma için önemli bir adım olacağını ifade etti.