19 Mart protestolarında gözaltına alınanların açıklamalarıyla "çıplak arama" ve "kötü muamele" bir kez daha gündemde. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, iddiaların doğru olmadığını savunurken, kötü muameleye maruz kaldıklarını belirtenler iddialarında ısrarlı. Onlardan bir bölümü de 4 ay önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmacı olduğu etkinlikte İsrail'e ticaretin kesilmesi yönünde protesto eylemi yaptıkları için bir süre tutuklu kalan gençler. Tartışmanın yeniden gündemde olması nedeniyle tanıklıklarını, hukuki mücadelelerini ANKA'ya anlatan gençler iddialarında ısrarlı. Gençler, "Emniyette çıplak aramaya maruz bırakıldık... Cezaevine girerken ilk başta X-ray cihazından geçtikten sonra çıplak arama eğer ihtiyaç duyulursa yapılabilirmiş. Ancak, bizi direkt odaya aldılar. Maalesef onur kırıcı bir aramaya maruz kaldık... Kayıt zamanım geldiğinde başörtümü kestiler, kalan mendil kadar parçayla başımı örtmek zorunda kaldım" dediler.

4 ay önce İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen TRT World Forum etkinliğinde İsrail ile petrol ticareti yapan Socar şirketinin Türkiye CEO’su Elchin Ibadov’u protesto eden 9 genç gözaltına alınarak tutuklanmıştı. 29 Kasım 2024’te gerçekleştirdikleri eylemin ardından yaşadıkları çıplak arama, fiziki ve psikoljik şiddete ilişkin hukuki mücadelelerini sürdüren gençlerin avukatı Adem Bingöl ve eylemciler ANKA’ya konuştu.

İstanbul'da gerçekleştirilen protesto eylemi sırasında gözaltına alınan ve bir süre tutuklanan gençler, başörtülerinin kesilmesinden, kötü hijyen koşullarına, fiziki ve psikolojik şiddete kadar birçok zorlayıcı durumla karşılaştıklarını belirtti. Cezaevine girerken, çıplak aramaya maruz kaldıklarını ifade eden gençler, mahremiyetlerine saygısızca davranıldığını ve sağlıksız koşullarda tutulduklarını aktardı.

Hukuki mücadelesini sürdüren avukat Adem Bingöl, çıplak arama ve detaylı arama arasındaki farkı, ilgili yönetmeliklerdeki değişiklikleri ve yaşanan sürecin hukuka aykırılığını vurguladı. Bingöl, yaşanan bu tür uygulamaların, kamu görevlilerinin kanunla belirlenmiş sınırlar içinde hareket etmesi gerektiğini ifade etti.

Fatma Dilara Gezmişoğlu: "Başörtüm Kesildi, Onur Kırıcı Muameleye Maruz Kaldık"

Gözaltına alınanlardan öğretmen Fatma Dilara Gezmişoğlu, emniyetteki deneyimlerini anlatırken, polislerin kendilerini çıplak aramaya tabi tuttuğunu, başörtülerinin zorla kesildiğini ve cezaevine girdiklerinde yine onur kırıcı uygulamalarla karşılaştıklarını belirtti. Gezmişoğlu, cezaevinde hijyen malzemelerinin eksik olduğunu ve kendilerinin zor durumda bırakıldığını ifade etti.

Avukat Adem Bingöl: "Soruşturma İzni Verilmedi"

Avukat Adem Bingöl, gençlerin gözaltına alındıktan sonra yaşadıkları muamelelere ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurduklarını ancak İstanbul Valiliği'nin soruşturma izni vermediğini söyledi. Bingöl, "Çıplak arama ve diğer muameleler hukuka aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ancak, devletin yetkili makamlarının bu konuda adım atmaması, durumun ne kadar ciddiyetle ele alındığını gösteriyor." dedi.

Erdoğan'dan 'deprem' açıklaması: "Muhalefet, vatandaşın en çok ihtiyaç duyduğu gün sınıfta kaldı" Erdoğan'dan 'deprem' açıklaması: "Muhalefet, vatandaşın en çok ihtiyaç duyduğu gün sınıfta kaldı"

"Bize Şiddet Uygulandı"

Gözaltına alınan gençlerden Çile Uğur Zengin ve Mürüvvet Sena Eliküçük, yaşadıkları fiziksel ve psikolojik şiddeti detaylı bir şekilde aktardı. Zengin, emniyette 3 gün boyunca kötü muamele gördüklerini ve bu süreçte başörtülerinin kesildiğini, hijyen malzemelerinin verilmediğini ifade etti. Eliküçük ise çıplak arama sürecinde yaşadığı travmayı anlatarak, bu tür uygulamaların kanunsuz olduğunu belirtti.

"Yıldırma Politikası"

Gençlerin büyük bir kısmı, yaşadıkları muamelenin "yıldırma politikası" olduğunu ifade etti. Mürüvvet Sena Eliküçük, "Çıplak arama gibi işlemler, bizi sindirmek ve susturmak amacıyla yapılan uygulamalardır. Bizim özgürlük haklarımız, bizim onurumuz bu şekilde çiğnenmiştir." dedi.

Filistin'i Savundukları İçin Hedef Oldular

Gençler, İsrail ile petrol ticaretine tepki göstermek amacıyla düzenledikleri eylemin ardından hedef alındıklarını belirtti. Gençler, Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşlarının, kendilerine yapılan bu tür muameleleri görmezden geldiğini ve sadece Filistin'i savunan bireyleri savunduklarını düşündüklerini vurguladılar

Kaynak: Anka Haber Ajansı