İstanbul Havalimanı’nda 27 Mart 2025 tarihinde gözaltına alınan ve ertesi gün tutuklanan İsveçli gazeteci Joakim Medin’in “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması, 28 Mart 2025 tarihinde Ankara 79. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Medin, duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlanırken, Avrupa Parlamentosu’ndan Jonas Sjöstedt, İsveç Parlamentosu’ndan Ulrika Westerlund, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü adına Martin Roux, İsveç’in Ankara Büyükelçisi Malena Mard ve DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu da duruşmayı takip etti.
Gazeteci Medin: “Amacım Cumhurbaşkanını Aşağılamak Değildi”
Savunmasında suçsuz olduğunu belirten Joakim Medin, Türkiye'deki yargı sürecine dair şunları ifade etti: "Suçsuz olduğumu düşünüyorum. Filistin’de, İsrail’de yaşanan insan hakları ihlallerini haberleştirdim. Yıllardır gazetecilik yapıyorum, 6 adet kitabım var ve araştırmacı gazetecilik alanında ödüle aday gösterildim." Medin, İsveç’teki çalışmalarından ve gazetecilik kariyerinden bahsederken, Türkiye’ye gelmesinin hiçbir suç amacı taşımadığını ve her zaman gazetecilik sınırları içinde kalmaya özen gösterdiğini söyledi.
Medin, gözaltına alındığı süreci de detaylarıyla anlattı. İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındıktan sonra, “İngilizcesi yetersiz bir polis memuru tarafından gözaltı işlemim gerçekleştirildi. Çevirmen ve avukatın olmaması nedeniyle işlemde sıkıntılar yaşadım. Tutukluluğum sırasında bir geceyi hücrede geçirdim, su ve tuvalet gibi temel ihtiyaçlarım karşılanmadı.” dedi.
Olayın Başlangıcı: Fotoğraf ve Makale Üzerinden Suçlama
Medin’in yargılandığı dava, Mart 2023’te yayımlanan bir makalesinde kullanılan fotoğrafla ilişkilendiriliyor. Fotoğrafta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maketinin elinde LGBTİ bayrağı tutan bir görsel yer alıyor. Medin, söz konusu görselin amacının Cumhurbaşkanını aşağılamak değil, yalnızca bir haberin parçası olarak kullanıldığını savundu. “Bu fotoğraf gazetemdeki editörler tarafından seçildi ve görselin montajlı olduğunu da belirttim. Amacım yalnızca bir konuyu haberleştirmekti. Fotoğrafın ortaya çıkmasındaki asıl sebep, Stockholm’deki onur haftasında yapılan eylemlerdi.” dedi.
Medin, aynı zamanda Türkiye’deki Kürt örgütleriyle ilgili haberler ve İsveç’in Türkiye ile yürüttüğü terörle mücadele görüşmelerine de değindi. “Türkiye’deki basın özgürlüğüne dair yazılarım ve İsveç’in NATO üyeliği konusundaki makalelerim, kamu yararı gözeterek yazılmıştır. Amacım hiçbir zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmek olmamıştır.” ifadelerini kullandı.
“Bir Gazeteci Olarak, Cezalandırılmamalıyım”
Savunmasında, gazeteciliğin etik sınırları içinde hareket ettiğini belirten Medin, “Yaptığım şey gazeteciliktir. Benim amacım Cumhurbaşkanını küçük düşürmek değildi. Bir gazeteci olarak, sadece görevimi yerine getirdim. Bu dava, gazeteciliği ceza konusu yapma çabası gibi görünüyor. Eğer suçlu olsaydım, Türkiye’ye defalarca gelmezdim.” dedi.
Medin’in avukatı Veysel Ok da, gazetecilerin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a, Medin’in tutukluluğunun sorgulanması gerektiğini belirttiklerini vurguladı. Ok, “Joakim gazetecilik sınırları içinde kalmıştır. İsveçli bir gazetecinin tutuklu tutulması, hamile eşinin yanına dönmesini engellemek hiçbir anlam taşımıyor.” şeklinde konuştu.
Hakim Kararını Verdi: 11 Ay 20 Gün Hapis Cezası
Duruşma sonunda hakim, Joakim Medin’in “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve Medin’in tahliyesine karar verildi. Bununla birlikte, Medin’in tutukluluğu devam edecek çünkü başka bir dava kapsamında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasından dolayı cezaevinde bulunuyor.