İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, PKK'nın 5-7 Mayıs tarihlerinde yapılan kongre sonrası alınan kararlar doğrultusunda silah bırakma kararının ardından açıklama yaptı.
Dervişoğlu, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, emniyet güçlerimizin, bölgedeki korucularımızın mücadelesiyle bitirilme noktasına gelen terör örgütü maalesef iktidar ve yerel ortaklarının ömür boyu başkanlık ve siyasi hesapları küresel ortaklarının talimatları ve stratejileri ile PKK terör örgütü olmayan bir savaşın galibi, olmayan bir barışın aktörü haline getirilmiştir.
"PKK hedef ve amaçlarından geri adım atmamıştır"
Yapılan açıklamadan anlıyoruz ki, PKK hedef ve amaçlarından geri adım atmamıştır. Özellikle altını çizmek isterim ki, 'Lozan' Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir. Açıklamada Lozan'ın inkar politikalarına karşı verilen silahlı mücadelenin başarıya ulaştığı iddia edilmektedir. Böyle bir durumda başarı ve müjdeden bahsedebilen iktidara ve çığırtkanlarına; birinci vazifesi Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruma ve kollama olan Türk istikbalinin evlatları olarak soruyoruz. Terör örgütüne Lozan'ın hangi maddesini delme sözü verdiniz de Lozan'a karşı başardık demektedirler. Bir terör örgütü Lozan'a karşı zafer ilan ediyorsa Türk Devleti'ni ve bu süreci yönetenler kalkışmanın failleri olmaktan kaçamazlar.
"Terör örgütü zaferini ilan ediyor"
Görmüyor musunuz? Terör örgütü zaferini ilan ediyor. Okuduğunuzu anlamıyor musunuz? Kazanan PKK ise kaybeden Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Bu bildiriden sonra kuyruğa giren iktidar sözcülerinin açıklamaları da akıllara ziyandır. Cumhurbaşkanı'nın danışmanlarından birinin sözleri aslında nasıl bir ihanet ile karşı karşıya bulunduğumuzu göstermedktedir. Terör örgütünün bildirisi için, 'Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti ile bütünleşmesinin tarihsel teyidi ve ilanıdır' demek aklın ve vicdanın iflasıdır. Çünkü Kürt kardeşlerimizin, Cumhuriyetin onurlu yurttaşları oldukları 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ile birlikte zaten teyit ve ilan edilmiştir.
"Terör örgütünü devletleştirme operasyonudur"
Geldiğimiz noktada uyanık olmak ve özellikle Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeleri dikkatle izlemek ve hatta müdahale etmek mecburiyetindeyiz. İktidara açık açık soruyorum; içeride PKK üzerinden PR yaparken KCK, PKK ve YPG'nin Suriye'de kurduğu ve 26 Nisan tarihinde Kamışlı'da ilan ettiği özerk yapı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? ABD, Fransa, PKK, PYD, SDG, DEM Parti ve Barzani ortaklığı ile 26 Nisan'da Kamışlı'da alınan kararlara dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu kararlarda, 'Suriye, ademimerkeziyetçi bir yapıya dönüştürülecektir. Federal yapılar oluşturulacak. Devletin ismi, bayrağı, milli marşı değişecektir. PKK-YPG unsurlarının hakları yasal güvence altına alınacaktır.' Hani siz Suriye fatihiydiniz? Hani KCK, PKK, YPG Suriye'de silah bırakmıştı? Bilakis YPG, Suriye Devleti içine entegre edilerek meşrulaştırılıyor. Bu bir teslimiyet değil terör örgütünü devletleştirme operasyonudur.