Türkiye'de 2002 yılından bu yana görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakaları, 2025 yılında da artış göstermeye devam ediyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2002-2024 yılları arasında 17 bin 132 KKKA vakası tespit edildi ve bu vakalardan 819'u ölümle sonuçlandı.

Bu yılın ilkbahar ve yaz aylarında, özellikle İç Anadolu'nun kuzeyi, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu bölgelerinde KKKA vakalarında artış yaşandı. Sivas, Amasya, Tokat, Erzincan, Giresun ve Yozgat illerinde yeni vakalar bildirildi. Sivas'ta tedavi gören üç kişi, Koyulhisar ilçesinde bir bebek ve Tokat'ta tedavi gören bir bebek KKKA nedeniyle hayatını kaybetti.

Sağlık Bakanlığı, KKKA ile mücadele kapsamında, hastalığın tanı ve tedavi süreçlerini standartlaştırmak amacıyla 2025 yılında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Vaka Yönetim Rehberi'ni güncelledi.

Sağlık Bakanlığı-4

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül, KKKA'nın bulaşma yolları hakkında bilgi vererek, hastalığın keneler aracılığıyla insanlara bulaştığını ve enfekte kişilerin kan ve vücut sıvılarıyla temasın da risk oluşturduğunu belirtti. Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişiler ile sağlık çalışanlarının risk altında olduğunu vurguladı.

“Sıcaklık artışı vakaları çoğaltıyor”

Sıcaklıkların artmasıyla kenelerin daha aktif hale geldiğini ve hastalığın görülme sıklığının arttığını söyleyen Ergönül, iklim değişikliğinin hastalığın yayılımı üzerindeki etkilerine dikkat çekti.

Ergönül, hastalığın Türkiye'de ilk kez 2002 yılında görüldüğünü hatırlatarak, “Vakalar havaların ısınmasıyla çoğalmaya başladı. Türkiye’de bu hastalığın genellikle İç Anadolu çevresinde görülmesinin sebebi sıcaklık artışıyla bu kene türünün çoğalmasıyla ilgilidir. İklim değişikliğine bağlı olarak KKKA yayılıyor. Keneler 4 derecenin altında uykuda oluyorlar. Ancak sıcaklık arttığında aktif hale geçiyorlar. Eğer kış ve bahar ayları sıcak geçerse bu dönemlerde de vakalar görülür” dedi.

Kene Nerede Yaşar

“İnsandan insana da bulaşabiliyor”

Prof. Dr. Ergönül, KKKA’nın yalnızca keneler aracılığıyla değil, insandan insana da bulaşabildiğine dikkat çekerek, “Bu hastalık yalnızca keneden değil, enfekte kişilerin kan ve vücut sıvılarıyla temasla da bulaşabilir. Sağlık çalışanları ve hastalara bakım veren kişiler de bu yüzden risk altındadır” dedi.

Tarlalarda, açık alanda çalışan insanlara kene tutunması ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyleyen Ergönül, yaşlıların enfekte olması durumunda ölüm oranlarının daha yüksek olacağının da altını çizdi.

“Kene tutunması tehlikesi varsa doktora gidilmeli”

KKKA’nın tanısı hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Ergönül, “Kesin tanı Ankara’daki Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nden geliyor. Ama bölgede hekimler, temel bazı belirtilerle ve laboratuvar testleriyle kanama olmadan önce de tanı koyabiliyorlar” dedi.

Erken teşhisin önemine de dikkat çeken Ergönül, “İlk iki üç gün içinde kullanılması gereken antiviral ilaçlarımız var, bu ilaçlar erken safhada etkili oluyor. Ancak bir hafta sonrasında, kanamalar başladığında ilaçların etkisi de azalıyor. O durumda yoğun bakımda destek tedavileri, kan nakli gibi uygulamalar devreye giriyor” diye konuştu.

Aile hekimleri için “6 aylık muayene” süresi uzatıldı: "Belirsizlik getiren kısmi bir iyileşme"
Aile hekimleri için “6 aylık muayene” süresi uzatıldı: "Belirsizlik getiren kısmi bir iyileşme"
İçeriği Görüntüle

Keneyi inceleyerek “zehirli mi, değil mi” gibi bir sınıflandırmanın çok da anlamlı olmadığını belirten Ergönül, “Kişi riskli bölgelerde yaşıyorsa ve kene teması olmuşsa, belirtiler grip gibi başlıyorsa—halsizlik, ateş, yorgunluk—derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmalı” dedi.

Haşere

“Kelkit Vadisi ve çevresi çok riskli”

Zehirli kenelerin en sık görüldüğü Kelkit Vadisi ve civarında bireysel korunma önlemleri alınmasının önemini vurgulayan Ergönül, vatandaşların kene yönünden riskli bölgelerde dikkatli olmaları, kene temasından kaçınmaları ve şüpheli durumlarda sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerektiğini söyledi.

Ergönül, “Keneyle teması önlemek çok önemli. Özellikle Kelkit Vadisi diye geçen Sivas, Tokat, Çorum, Yozgat, Kastamonu, Ankara’nın doğusu, Karadeniz’in iç tarafları gibi bölgelerde maruziyet olabildiğince azaltılmalı” diye uyardı.

Vatandaşlara, kene riski taşıyan alanlarda vücudu örten kıyafetler giymeleri ve kene tespit edilirse çıplak elle dokunmadan sağlık kuruluşuna başvurmalarını öneren Ergönül, dünyada en çok KKKA vakasının görülen ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak, “Bununla mücadele için elbette çalışmalar devam ediyor ama hâlâ yapılacak çok şey var” dedi.

Prof. Dr. Önder Ergönül

Prof. Dr. Önder Ergönül kimdir?

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı, Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıklar Araştırma Merkezi’nin (KUISCID) kurucu direktörü olan Ergönül, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1989 yılında mezun oldu. Uzmanlık eğitimini, 1996 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalında tamamladı.

2003 yılında Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’ndan Halk Sağlığı Yüksek Lisans derecesi aldı. 2000-2002 yıllarında ABD Utah Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Klinik Epidemiyoloji bölümünde araştırma görevlisi olarak çalıştı. “Crimean-Congo Hemorrhagic Fever (2007, Springer), Emerging Infectious Diseases: Clinical Case Studies (2014, Elsevier) ve Antimicrobial Stewardship (2017, Elsevier, ESCMID / ESGAP)” kitaplarının editörlüğünü yaptı.

2004 yılında Bayındır Hastanesi Araştırma Ödülü'nü, 2007 yılında ise Türk Tabipleri Birliği Prof. Dr. Nusret Fişek Halk Sağlığı Bilim Ödülü'nü aldı. 2006-2010 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olarak çalıştı.

Koç ve Harvard Üniversiteleri iş birliğiyle 2010 yılından bu yana İstanbul’da düzenlenen “Sağlık Bilimlerinde Araştırma Metodolojisi ve Etik” yaz okulunun program direktörlüğünü sürdüren Ergönül, aynı zamanda Türkiye Bilim Akademisi asil üyesi.

2013-2017 yılları arasında Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) başkanlığını yapan Ergönül, 2018 yılından bu yana Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (ESCMID) eğitimden sorumlu yönetim kurulu üyesi ve burada yayın sorumlusu olarak görevini yürütüyor.

Muhabir: Cemre Polat