Son Dakika

Kılıçdaroğlu: Enflasyonun faturası işçilere çıkacak

Abone Ol
"Yaşanan enflasyonun faturasını işçiye çıkaracaklar" Hükümetin, Şubat ayından bu yana sözleşme görüşmelerini yapmak üzere Türk-İş'e randevu vermediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "4 aydır niçin randevu vermiyorlar? Seçimler var. Seçimlerden sonra çok düşük rakamlar verecekler. Yaşanan enflasyonun faturasını işçiye çıkaracaklar." iddiasında bulundu. Kemal Kılıçdaroğlu, 4 aydır Türkiye'nin en büyük konfederasyonuna randevu verilmemesini bütün işçilerin düşünmesi gerektiğini dile getirerek, "O sendikanın da yerinde durmaması, beklememesi lazım. 200 bin kişiden söz ediyorum." dedi. CHPli milletvekillerinin bayramda cezaevlerinde mahkumları, tutukluları ziyaret ettiklerine değinen  Kılıçdaroğlu, "Eren Erdem ile de görüşüldü. Tam 11 aydır hapiste. Bir haksızlıkla karşı karşıya. Deniliyor ki 'adalet reformu yapacağız, gerçek anlamda adaleti getireceğiz'. Bu, şu anlama da gelir: 'Bu ülkede adalet yok, adaleti getirmeye çalışıyoruz.' 17 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? 17 yıldır bu ülkenin dokularına adaletsizliği kim yaydı? 17 yıldır, anneler, babalar, çocuklar ağlıyor. 17 yıldır insanlar adalet beklentisi içerisinde, yeni mi aklınıza geldi? Adaleti getirsinler, başımızın üstüne. Zaten, bunun mücadelesini veriyoruz. Ama adaleti getirmekte samimiler mi değiller mi, onu önümüzdeki günlerde göreceğiz." diye konuştu. "Hesap soracaksan önünde 23 Haziran var" CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir milyonu üniversite mezunu 8,5 milyon insanın işsiz olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Biz iktidarda değiliz ama nereye gitsem ceplerim doluyor, 'çocuğuma iş istiyorum' diye. Herhalde iktidar sahiplerine de bu pusulalar gidiyordur. Bütün işsiz kardeşlerimize ve onların ailelerine sesleniyorum: Bir hesap soracaksan, önünde 23 Haziran var. 23 Haziran'da gideceksin sandığa, gözünü kırpmadan, hiçbir endişeye kapılmadan Ekrem İmamoğlu'na oyunu vereceksin. 17 yıldır ülkeyi tek başınıza yöneteceksiniz, 17 yılın sonunda nasıl olur da 8,5 milyon insan işsiz olur? Çoluk çocuğu işsiz olanların bunu sorması lazım. İşsizliğin ne kadar büyük bir felaket olduğunu, bütün kötülüklerin anası olduğunu bilenlerin sorması lazım. Adana'da 35 yaşında genç bir çocuk intihar ediyor. Annenin söylediği 'Oğlum bu kadar borç için intihar etmeye değer miydi?' O annenin dramını kimler biliyor? Sarayda oturanlar biliyor mu? Onun sosyete damadı biliyor mu acaba? Lale Devri'nde yaşayanlar biliyor mu acaba? O annenin acısını, kederini biliyorlar mı? 'O çocuk borç batağına nasıl battı' diye düşünüyorlar mı? Kastamonu'da atama bekleyen matematik öğretmeni, sınıf birincisi, yıllardır bekliyor, ataması olmayınca intihar ediyor. Atama bekleyen öğretmenlerden kaçıncı intihar acaba? Sarayda oturanlar bunun farkında mı? İntihar ve işsizliğin ne demek olduğunu biliyorlar mı? Kastamonu'da Hüseyin Taşçı, mevsimlik işçi, evini geçindiremiyor, üç çocuğu var, intihar ediyor. Ahşap kapı üretimi yapan bir başka kişi, 44 yaşında, intihar ediyor. Bu tablo Türkiye'nin uzun süre kaldırabileceği bir tablo değildir. Hepimizin duyarlı olması gerekiyor. Ölen bizim vatandaşımızdır. Hangi gerekçelerle hayatına son veriyor bunun üzerinde düşünüp araştırmamız gerekiyor." "Kimsenin vicdanı bunu kaldıramaz" Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar'ın iki oğlunun işine son verildiğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "AK Parti'ye oy veren değerli vatandaşlarımın vicdanı sesleniyorum: Bir kişi düşünün, siyaset yapma hakkı var ama AK Parti'de değil. Düzgün, ahlaklı bir adam. Sen misin o partide siyaset yapan, iki evladının da işine son veriyorlar. Hangi vicdan bunu kaldırır ey AK Parti'li kardeşlerim. Eğer senin vicdanın bunu kaldırıyorsa, git oyunu Binali Yıldırım'a ver, hiç itirazımız yok. Senin vicdanın ve ahlakın bunu kaldırmıyorsa, adresin tek, Binali Bey dışında gideceksin oyunu vereceksin. Saadet Partisi adayının siyaset yapma hakkı elinden alınmak isteniyor.  Kişinin ailesiyle, çoluk çocuğuyla uğraşılır mı? Yolsuzluk yaptıysa uğraş, haram yediyse uğraş, kul hakkı yediyse uğraş. Yahu alnının teriyle çalışıyor. İnsan olan hiç kimsenin vicdanı bunu kaldıramaz. Bunu kaldıracak bir vicdan varsa, kimse kusura bakmasın ben ona 'insan' demem. İnsanda değer, vicdan, ahlak, değer, akıl vardır." "Yoksul, fakir sayısını artırdılar" Kılıçdaroğlu, 1000 liranın altında aylık alan 1 milyon 120 bin 877 kişi olduğunu belirterek, bir ayda 1000 liranın altında aylıkla bu insanların nasıl geçineceğini sordu. "İktidar 17 yıldır Türkiye'yi yönetiyor. Bütün yandaşları köşeyi döndü, servete boğuldu. Bu kadar kişiye siz nasıl bu kadar aylık öngörüyorsunuz? Hangi vicdan, ahlak, bütçe anlayışı, sosyal devlet anlayışı bunu kaldırır?" diyen Kılıçdaroğlu, 1500 liranın altında 2 milyon 837 bin 24 kişinin; 2000 liranın altında da 8 milyon 311 bin 419 kişinin aylık aldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Saray bunu biliyor mu? Onun atadığı bakan bu gerçekleri biliyor mu? O ailenin evinde mutfak nedir biliyorlar mı, o ailenin dramını biliyorlar mı? Yoksulluğu bitireceklerdi, yoksullukla mücadele edeceklerdi hani bunlar? Yoksul, fakir sayısını artırdılar." dedi.