Gazeteciler Cemiyeti bünyesinde sürdürülen 9. Köy Haber Merkezi Projesi'nin bu haftaki söyleşisi, "Çözüm mü, değil mi? Türkiye ve Ortadoğu'da Kürt açılımının yeni sürecine dair tartışmalar" başlığıyla gerçekleştirildi. Gazeteci Murat Yetkin ve Araştırmacı Roj Girasun'un konuk olduğu etkinlikte, Türkiye'nin içinde bulunduğu yeni dönem ve barış süreciyle ilgili beklentiler masaya yatırıldı.

Moderatörlüğünü Gazeteci Zeynep Gürcanlı'nın üstlendiği söyleşi, Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi'nde fiziki olarak ve Zoom uygulaması üzerinden çevrim içi olarak takip edildi.

Türkiye içinde ve bölgesel aktörler arasında Kürt meselesine dair yeni dönemin tartışıldığı söyleşide, sürecin önceki çözüm sürecinden nasıl farklılaşacağı, gerçekten bir barış ortamı mı yaratacağı, yoksa siyasi ve stratejik hesaplarla mı ilerlediği soruları irdelendi.

Whatsapp Görsel 2025 03 12 Saat 18.38.28 44A08D6B

Girasun: Yeni süreç, demokratikleşmeden ziyade güvenlik ve bütünleşmeyi gündeme taşıyor

Araştırmacı Roj Girasun, Kürt meselesinin Türkiye’nin iç ve dış politikasında nasıl konumlandığını değerlendirerek, 2015’ten bu yana güvenlikçi politikaların ön plana çıktığını belirtti. Ancak son dönemde beklenmedik bir gelişme yaşandığını ifade etti. Girasun, özellikle 2015’ten sonra Kürt meselesinin Türkiye sınırları içinde değil, daha çok bölgesel bir mesele haline geldiğini de vurguladı. 

Girasun, konuşmasında Kürt meselesinde sürdürülen güvenlikçi döneme ve Cumhur İttifakı'nın darbe sonrasındaki kurgulanışına dikkat çekti. Bu durumun yeni dönemi pekiştirdiğini belirten Girasun, o günden bu yana iktidar cephesinde Kürt meselesinin dış politika meselesi üzerinden görüldüğünü ifade etti.

2015'ten beri Türkiye'de özellikle dış politikada jeopolitik kimliğini Kürt meselesinin belirler hale geldiğini vurguladı: “Bugüne kadar AKP-MHP ittifakı sürdüğü müddetçe Kürt meselesinin çözülemeyeceği yönünde genel bir kanaat vardı. Ancak Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de DEM Parti ile temas kurması ve 22 Ekim’de bu süreci daha ileriye taşıması herkesi şaşırttı. Henüz netleşmemiş bir süreçten bahsediyoruz, ancak geçmiş çözüm süreciyle kıyaslamak kafa karıştırıcı olabilir. 2010-2015 arasındaki süreç demokratikleşme ekseninde ilerliyordu. Bugün ise güvenlik ve bütünleşme kavramları öne çıkıyor.”

Kürt meselesiyle ilgili çözülme niyetinin Devlet Bahçeli'den gelmesinin herkes için şaşırtıcı bir durum olduğunu ifade eden Girasun, bunun yarattığı kafa karışıklığının henüz giderilmediğini, ancak ortada bir süreç olduğunun aşikâr olduğunu belirtti. Bu süreci geçmiş sürecin ezberi olarak okumanın doğru olmayacağını savundu.

Whatsapp Görsel 2025 03 12 Saat 18.38.31 43348D7C

“Kürt meselesini Türkiye sınırları dışında daha çok konuşur hale geldik”

2010-2015 sürecinin bir demokratikleşme süreci üzerine kurulduğunu, çözüm ikiliğinin demokratik haklar meseleleriyle uyumlu olduğunu belirten Girasun, “Bugünkü yeni sürece baktığımızda demokratikleşmeden ziyade güvenlik ve bütünleşme kavramının gündeme geldiğini görüyoruz. Çünkü 2015’ten bu yana Türkiye sınırları içinde şiddet azalımı var. Sınır ötesinde eylemlerin geliştiğini, dönem dönem Türkiye’de görsek de bunun büyük oranda sindirildiğini ve Türkiye’de Kürt meselesinin şiddet boyutunun çok konuşulmadığını görüyoruz. 2012’den bu yana Kürt meselesini Türkiye sınırları dışında daha çok konuşur hale geldik” sözlerini aktardı.

Küreselleşen Kürt meselesinin Türkiye'nin daha fazla gündeminde olduğunu belirten Girasun, “Bu bir silahsızlanma meselesi. Bu iş bugüne kadar sosyolojik taşıyıcılar üzerinden yürütülmedi. Öcalan 26 yıldır görünür değil ama örgüt üzerinde gücü olan yegâne aktör. Geniş toplumsal kesimler nezdinde eski maneviyatı ve toplumsal gücü olmayabilir. Diğer taraftan örgüt tabanıyla ana akım Kürt siyasetinin üzerinde etkisinin olduğunu yadsımamak gerekir” sözlerini aktardı.

İstanbul'da kar yağacak mı, soğuk hava ne kadar sürecek? Uzmanı yanıtladı İstanbul'da kar yağacak mı, soğuk hava ne kadar sürecek? Uzmanı yanıtladı

Whatsapp Görsel 2025 03 12 Saat 18.38.28 A44Ae6Ed

“Kürtler, ‘bu defa olmazsa’ kaygısı yaşıyor”

Kürt toplumunda büyük bir kaygı olduğunu söyleyen Girasun, “2013 ve 15 arasındaki çözüm sürecinin ardından ‘bu defa olmazsa’ kaygısı Kürtlerde başat duygu. İkincisi, belirsizliğin getirdiği merak duygusu. Kürt toplumunun önemli bir kısmı, bu meselenin Kürtlerin dışarıdaki kazanımlarını engellemek amacıyla yapıldığını düşünüyor. Diğer yandan bu meselenin Erdoğan’ın tekrar başkan seçilmek için yapıldığını düşünenlerin sayısı da az değil” dedi. 

Meselenin toplumsal rızaya dayanmak zorunda olduğunu vurgulayan Girasun, işin siyasi taşıyıcılarından MHP Başkanı Devlet Bahçeli'nin buna bir devlet meşruiyeti getirdiğini, ancak geniş toplumsal kitlelere taşıyacak ismin Erdoğan olduğunu ifade etti. Geniş muhalif kesimler de dahil olmak üzere, Kürt toplumunun merakını azaltacak ismin de Demirtaş olduğunu söyledi.

“Toplum, silahsızlanmaya itiraz etmiyor”

Türkiye’deki sürecin de bu bölgesel gelişmelerden etkilendiğini vurgulayan Girasun, "Türkiye’deki çözüm sürecinin hızlanacağına dair bazı işaretler var. Toplumun silahsızlanmaya itiraz etmediğini görüyoruz. Öcalan’ın olası bir silah bırakma çağrısının sosyolojik bir karşılığı olacağını düşünüyorum. Ancak bu durum, Kürt hareketinin kolektif haklar konusunda büyük bir kazanım elde edeceği anlamına gelmez” sözlerini aktardı. 

Whatsapp Görsel 2025 03 12 Saat 18.38.34 12996E69

Yetkin: ABD, SDG’yi yeniden yapılandırmak istiyor

Gazeteci Murat Yetkin, Kürt toplumunu “içeride ve dışarıda” diye ayırmanın zor olduğunu belirtti. 2012-2015 arasındaki diyalog sürecinin başarısız olmasının ve diyaloğun bitmesinin ardından kanlı bir dönem yaşandığını, bunun ardından operasyonların kesilmediğini belirtti.

Önceki yıllardaki başarısızlıklarından ders çıkarılıp çıkarılmadığını sorgulayan Yetkin, devletin önceki çözüm sürecinden farklı bir strateji izlediğini söyledi. Yetkin, ABD’nin Kürt meselesine yaklaşımında önemli değişimler yaşandığını da ifade etti: "ABD, uzun yıllardır desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) yeniden yapılandırmak istiyor. Bu kapsamda, SDG’nin Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ile yaptığı anlaşma önemli bir kırılma noktası. Washington’un Türkiye ile ilişkileri dengelemek için Kürt meselesine dair yeni bir tasarım geliştirdiğini düşünüyorum.”

“Bölgesel dengeler süreci şekillendiriyor”

Ahmet Eş-Şaraa ile Mazlum Abdi arasındaki anlaşmaya da değinen Girasun, bu sürecin ABD tarafından teşvik edildiğini ve bölgesel dengelerin belirleyici olacağını belirtti. Yetkin, konuya dair şu sözleri aktardı: “Bu anlaşma, YPG’nin Suriye rejimine katılımı gibi konular açısından önemli. Ancak detayları henüz netleşmedi. 2025 yılı sonuna kadar anlaşmanın sonuçlandırılması için tarafların çalışacağı ifade ediliyor. Bu, Kürt meselesinin bölgesel boyutunu daha da belirgin hale getiriyor.”

Gerçek bir çözüm mü, stratejik bir hamle mi? 

Murat Yetkin, sürecin belirleyici aktörünün ABD olduğunu ve Türkiye’nin daha ikincil bir rolde kaldığını belirtti. Yetkin, son olarak şu sözleri aktardı: “Bu süreç, asıl olarak ABD’nin bölgedeki yeni tasarımının bir parçası. Öcalan’ın mektubu bir niyet beyanı olabilir ama bu, ülkelerin parlamentolarında onaylanmış bir anlaşma değil. Türkiye açısından Ankara’yı rahatlatan şey, üniter devlet vurgusunun korunması. Ancak asıl mesele, ABD’nin bu süreçten ne beklediği.” 

Whatsapp Görsel 2025 03 12 Saat 18.38.33 C165244B

Muhabir: Cemre Polat