Diyetisyenler, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun obeziteyle mücadeleye ilişkin sık sık yaptığı açıklamalara rağmen "kamuya yapılan atamalarda yok sayıldıklarını" belirterek tepki gösterdi.
Diyetisyenler Platformu'ndan yapılan açıklamada, 2024/5 atamasında yalnızca 74 kişilik kadro ayrılmasının hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük bir hayal kırıklığı yarattığı vurgulandı.
2012-2024 yılları arasında yapılan sağlık personeli alımlarında diyetisyenlere yalnızca yüzde 0,5 ila yüzde 1 arasında bir oran ayrıldığı hatırlatılan açıklamada, bu yıl ise bu oranın daha da düştüğüne dikkat çekildi.
Diyetisyenler Platformu'ndan 24 Saat'e yapılan açıklamada, "25.04.2025 tarihinde güncellenen Personel Dağıtım Cetveli’ne göre toplam 4 bin 88 diyetisyen ihtiyacı bulunuyor. Buna rağmen sadece 74 kişinin alınması, halk sağlığına dair verilen mesajlarla çelişiyor" ifadeleri yer aldı.
"Mevcut diyetisyen sayısı ihtiyacı karşılamıyor"
Kamu kurumlarında görev yapan 3 bin 527 diyetisyen bulunduğu bilgisine yer verilen açıklamada, yeterli sayıda atamaların, halk sağlığı açısından koruyucu ve hastalıkları önleyici önemli bir adım olacağına dikkat çekildi.
"Bireylerin dengeli ve yeterli beslenmesi, anne çocuk sağlığının korunması, bireylerin hastalıklarına uygun beslenmesi gibi kazanımlar ilerleyen süreçlerde sağlık sistemini güçlendirecekti" denen açıklama, şu sözlerle devam etti:
"Kamuya yeterli istihdamın yapılmaması, dolayısıyla diyetisyene ulaşımın zor olması bu hedefleri güçleştirdi. Bu da diyetisyenlerin halk sağlığı alanında geri plana alınıp hayal kırıklığına uğramasına sebep oldu. 2012-2024 yılları arasında Sağlık Bakanlığı’nın toplam personel alımlarında diyetisyenlere yalnızca yüzde 0,5-1 gibi düşük bir oran ayrılmışken, bu oranın daha da düşmesi, mesleğimizin kamuda hak ettiği yeri bulamadığının en somut göstergesi. 25.04.2025 tarihinde güncellenen resmi verilere göre, Sağlık Bakanlığı tarafından il il yayımlanan Personel Dağıtım Cetveli(PDC) tablosunda toplam 4 bin 88 diyetisyen ihtiyacı belirlendi. Rakamlarla konuşacak olursak 74 sayısı sizce yeterli midir? Diyetisyenlik mesleği tanımı ve görevleri ile beslenme, sağlık ve mutfağın yer aldığı tüm kurum ve kuruluşlarda elzem bir ihtiyaç. Bu bağlamda Sağlık Bakanlığı bünyesinde poliklinik hizmetleri, yatan hasta servisleri, mutfak,nütrisyon, diyaliz ve onkoloji gibi özellikli birimlerde diyetisyenin rolü oldukça hayati iken kamu bünyesinde çalışan 3 bin 527 diyetisyen ile 25 bin hasta başına bir diyetisyen düşüyor. Bu da mevcut diyetisyen sayısının maalesef ihtiyacı karşılamadığını açıkça gösteriyor."
"Beslenme eğitimini başka branşlara devretmek çözüm değil"
Öte yandan, beslenme kaynaklı hastalıklara da dikkat çeken Platform, "Beslenme eğitimi ve danışmanlığı gibi hizmetlerin farklı sağlık branşlarına devredilmesiyle bu alandaki sorunlara çözüm getirmeye çalışılabilir" dedi.
Ancak bu alanda eğitim almış ve yetkinliği olan tek meslek grubunun diyetisyenler olduğunu vurgulayan Platform, sahada beslenmeye dair hizmetlerin doğru ve etkili şekilde yürütülebilmesi için diyetisyenlerin aktif olarak yer almasının zorunluluk olduğunu belirtti.
Halk sağlığına ve birinci basamak sağlık hizmetlerine etkisi
Birinci basamak sağlık hizmetleri bünyesinde hizmet veren diyetisyen sayısının azlığının insanların doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmasını yetersiz kıldığını ifade eden Platform, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aynı zamanda yapılan çalışmalar gösteriyor ki bireysel danışmanlık alan ve düzenli kontrole gelen kişiler kilo vermekte ve verdiği kiloyu korumakta daha başarılı. Önerilerle değil bireysel danışmanlıkla ilerleyerek kişilerin sağlık durumu, fiziksel aktivite düzeyi, yaşı, cinsiyeti, genetik faktörleri, yaşam standartları, ekonomik durumları, kültürleri göz önünde bulundurarak kişiye özel diyet hazırlanması ve takip edilmesi açısından diyetisyen daha kalıcı çözümler sunacaktır. Diyetisyenlerin istihdamı kaliteli ve ulaşılabilir sağlık hizmetinin sunulmasında önemli bir faktör. Halkın diyetisyene erişimini ne kadar kolaylaştırır ve birincil basamaklarda yaygınlaşmasını sağlarsak başta obezite olmak üzere beslenme temelli birçok kronik hastalıklar kontrol altına alınabilir.Aksi takdirde obezite, diyabetik, hipertansiyon, koroner hastalıklar gibi kronik hastalıkların artmaya devam edecektir ki, bu tip hastalıklar aynı zamanda tüm ölümlerin yüzde 60'ını oluşturuyor."
Hangi adımlar atılmalı?
Kamuda daha fazla diyetisyen istihdamının sağlanabilmesi için beslenme ve diyetetik hizmetlerinin sağlık sistemindeki yerinin, koruyucu sağlık hizmetlerinin temel bir bileşeni olarak yeniden tanımlanması gerektiği belirtlen açıklamada, multidisipliner ekip anlayışının güçlendirilmesi ve diyetisyenlerin bu ekiplerde aktif roller üstlenmesinin sağlanması önem taşıdığı kaydedildi.
Aile Sağlığı Merkezleri’nde (ASM) diyetisyen istihdamı fikrinin ilk olarak 2013-2014 yıllarında “Aile Hekimliği Uygulamasının Geliştirilmesi” kapsamında gündeme geldiği de anımsatılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Ancak günümüzde hala uygulamaya geçilememiştir. Aile hekimi gibi aile diyetisyeni olması, bireyi doğumundan hayatının sonuna kadar beslenme danışmanlığı sağlayacaktır. Politika düzeyinde, özellikle birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında; aile sağlığı merkezleri, toplum sağlığı merkezleri, okullar ve belediyelere bağlı sağlık birimlerinde diyetisyen pozisyonlarının zorunlu hale getirilmesi, istihdam alanlarının çeşitlendirilmesine katkı sağlar. Bununla birlikte, toplu beslenme sistemleri de göz ardı edilmemelidir. Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtları başta olmak üzere, öğrenci, asker, işçi ve memur yemekhanelerinde günlük olarak milyonlarca kişiye hizmet veren bu sistemlerde, sağlıklı ve dengeli beslenmenin sağlanabilmesi için her birim bünyesinde en az bir diyetisyenin istihdam edilmesi gereklidir. Son olarak, Sağlık Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi farklı kamu kurumları arasında koordinasyonun güçlendirilmesi, ortak sağlık politikaları çerçevesinde diyetisyen kadrolarının artırılması yönünde yapısal düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir."