Politika

Millet İttifakı seçim istiyor

Abone Ol
KILIÇDAROĞLU: Uzun süredir Türkiye yönetilmiyor zaten, Türkiye savruluyor. Yönetim olabilmesi için devleti liyakat olması lazım. Yönetim olabilmesi için sorunların sağlıkla tespit edilmesi lazım. Bana söyler misiniz? Rejim değiştikten sonra Türkiye’nin sorunları sağlıklı saptanabiliyor mu? Saptanmıyor. Sorunlar çözülüyor mu? Çözülmüyor. Sorunlar büyüyor ve derinleşiyor mu? Büyüyor ve derinleşiyor. Evet büyüyor ve derinleşiyor. Peki buna karşın bir çözüm üretiliyor mu? Çözüm üretilmiyor. İktidar kanadında çözüm üretmek isteyenler var mı? Çözüm üretmek isteyenler var. Yine de bir şeyler söylemek isteyenler var. Ama küçük ortak, büyük ortağı esir almış durumda. Ne Bülent Arınç ne de bir başkası düşüncelerini özgürce ifade edemiyor. Çünkü ifade ettiği zaman küçük ortağı tarafından tehdit ediliyor. AK Parti gibi bir partinin, Türkiye'yi tek başına 18 yıldır yöneten bir partinin küçük bir partinin tutsğı haline gelmesi Türkiye'nin yönetilmediğini gösteriyor, yönetilemediğini gösteriyor. İçeride, dışarıda her alanda Türkiye yönetilmiyor. Türkiye tam anlamıyla savruluyor. Hepimiz zaten bunu tanığıyız. AKŞENER: Cumhur İttifakının bileşenlerinin birbirlerine dolaylı yönden laf çarptırmasına dikkat çekmiştim. Şimdi esas konu şuydu, Sayın Adalet Bakanı Abdülhamit Gül beyefendi adalet reformundan bahsetti. Sayın Erdoğan bir konuşmasında bu reform talebine, reform yapılma isteğine ekonomiyi de işin içine katarak destek verdi. Akabinde Sayın Kılıçdaroğlu tehdit edildi. O zaman da söyledim bu tehdit milli iradeye yapılmış bir tehditti. Hepimiz sırayla kınadık ama ilginç olanı, ekonomi de adalet sisteminde reform sisteminde yapılacağı iddia edildi. Hemen Sayın Kılıçdaroğlu hapisten şartlı tahliye olmuş bir kişi tarafından tehdit edildi ve Cumhur İttifakının küçük ortağının Genel Başkanı tarafından da bu tehdit sahibi sahiplenildi. Bu Türk siyasi tarihinde, siyasi partiler dönemi de ilk defa olan bir şey. Biz hepimiz bütün siyasetçiler tehdit edildik, dün de edildik. Bu ilk defa olan bir iş olduğu için oradan yola çıkarak dedim ki Milli İradeye yapılmış tavır, saldırı, davranış. Ama buna yönelik Ak Parti Genel Başkanı ve yöneticileri ne yapacaklar. Çünkü aynı zamanda reformu dile getiren, Sayın Erdoğan’a da yapamazsın bunu diyen bir tavır dedim. Sonra Sayın Arınç bir konuşma yaptı. Üzerine Sayın Cemil Çiçek telefonla katıldı. Ve o zaman da sordunuz, yani bir makas değişikliğine gidiliyorsa o adımı görüyorum ben bu iki konuşmacıdan. Ama Sayın Bahçeli ile Sayın Perinçek ne diyecekler. Çünkü onlar iktidar ortağı paydaş. Sonra bu kişiler konuştu. Sayın Arınç YİK'ten istifa etmek zorunda kaldı."