Orhan GÜRDİL Türkiye eşsiz arkeolojik eserlerle ve mutlaka görülmesi gereken muhteşem müzelerle dolu ülkedir. Toprağı nerede kazarsanız oradan mutlaka tarihi değeri yüksek...

Orhan GÜRDİL Türkiye eşsiz arkeolojik eserlerle ve mutlaka görülmesi gereken muhteşem müzelerle dolu ülkedir. Toprağı nerede kazarsanız oradan mutlaka tarihi değeri yüksek, paha biçilmez eserler çıkmaktadır. Bugün ülke genelindeki tüm müzelerimiz geçmişin değerli eserleri ile doludur. Müzelerimizin ötesinde yüzyıllar ötesinden bugünlere gelmiş olan arkeolojik yapıtlar da mevcuttur. Saymakla bitmez tarihi kalıntıların başında Göbeklitepe gelmektedir. Kireçtaşından bir plato da yer alan insan yapımı bir tepe olan Göbeklitepe Neolitik yerleşimlerden biri olarak yıllar önce Pro. Halet Çambel tarafından kayıt altına alınmış olan Göbeklitepe ile daha sonra da Amerikalı arkeolog Robert J. Braidwood 1963 yıllarında bu tarihsel yapı ile ilgilenmiş. Göbeklitepe’nin tekrar gündeme gelmesi ise Alman arkeolog Prof. Klaus Schmdıt sağlamış. 1995 yılında ise kazılara Alman arkeoloji enstitüsü ve Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nin ortaklaşa çalışmaları ile yapıtın birçok bölümleri gün yüzüne çıkartılmıştır. Bugün Şanlıurfa müzesine bağlı bu tarihi yapı dünyaca tanınan tarihi kalıntıdır. • İzmir Efes Ören yerinde bulunan Celsus Kütüphanesi bir anıt mezar alarak ülkemizin en önemli arkeolojik yapıtlarından biridir. Konsül Galus Julius tarafından babası Aya Genel Valisi Celsus adına MS 117 yılında yapılmış olan tarihi yapı ülke turizmine büyük katkı sağlamaktadır. • Afrodit Tapınağı Aydın Afrodisias Ören yerinde bulunmaktadır. Arkaik devirde yapıldığı bilinen tapınak MS 500 yıllarında kilise olarak kullanılmıştır. Tapınağın yapısı bir mimarlık harikası olarak kabul edilmektedir. • Arsuz Stelleri yaklaşık 2.2 metre yüksekliğinde ve 5 metre genişliğinde olan Stellerin ön yüzlerinde kanatlı bir kuşun muhtemelen karalı temsil ettiği tahmin edilmektedir. Tarihçiler bu yapıta fırtına tanrısının resmedildiğini belirtmişlerdir. • Antonin çeşmesi, Burdur Sağalassos ziyaret alanında bulunan yapıt Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde yapılmıştır. Yedi renkli taş kullanarak yapılan görkemli çeşme tek katlı olup 28 metre uzunluğunda 9 metre yüksekliğindedir. • İzmir Efes’te yer alan Büyük Artemis Heykeli, hayvanlar üzerindeki etkisini göstergesi olarak elbisesinin üstü aslan, koç, geyik, arı, grifon ve rozet kabartmalarıyla süslenmiştir. • Şanlıurfa da Haleplibahçe, Mozaik Müzesi en erken tarihli Orfeus Mozai’dir. Roma İmparatorluğunun vasıl krallığı olan Osrhoene Krallığı döneminde MS 194 yılında yapıldığı tahmin edilen mitolojik figür olan Orpheus’un Lir çalarken tasniflendiği bu mozaikte yerli ve yabancı gezginlerin ilgisini çekmektedir. • Dünyanın sayılı arkeolojik müzelerinden biri olan İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan İskender Lahdi, koleksiyonerlerin paha biçemedikleri muhteşem bir tarihsel yapıttır. Tek taş mermere yapılan bu lahit MÖ 4’üncü yüzyıl sonlarında İskender tarafından Sidon tahtına oturtulan Abdalonymus’a ait olduğu tahmin dilmektedir. • Çingene Kız Mozaiği Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesinde bulunmaktadır. Oldukça ünlü olan mozaik Maenad Villası’nda yemek odasının taban mozaiğinin gün yüzüne çıkarılan tek parçasıdır. Figürün gözlerindeki mahzun bakışı nedeniyle bu değerli tarihi kalıntıya Zeugman’ın Mona Lisa’sı olarak adlandırılmıştır. • Dünyanın en iyi korunmuş olan Zeus Tapınağı, Kütahya da Aizanvi Antik Kent alarak yer almamıştır. Bir tepe üzerine kurulmuş olan dinsel yapı zamanımıza kadar ayakta kalmış yapısı ile dünyanın en iyi korunmuş tapınağıdır. Yapının ön duvarlarından imparator Hadrian ve Aizanı için önemli hizmetler görmüş Apuleius’u öven yazıtlar yer almaktadır. Ülkemiz de tarihi değeri olan daha pek çok muhteşem eserler bulunmaktadır. Bunları saymakla bitiremeyiz. Tarihi yapılar bakımından dünyanın zengin ülkelerinden biri olan Türkiye bu eserlerin yanı sıra birbirinden zengin müzelere de sahiptir. 1610 YILLIK BUKOLEON SARAYI RESTORE EDİLİYOR UNESCO’nun dünya mirası listesine aldığı 1610 yıllık tarihi Bukoleon Sarayı restore edilmeye başlandı. 19. Yüzyılda açılan Rumeli Demiryolu hattında, günümüzde de kullanılan sahil otoyolu inşaatı nedeniyle büyük hasar gören Saray İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu bittikten sonra turistik ve kültür amaçlı hizmetlerde kullanılacak. Yapıt Fatih’te bulunmaktadır.