“Şimdi Vardım: Burada, Şurada, Orada”, sergisiyle Ka Görsel ve Sanatsal Düşünce için Mekan’da sanat izleyicileriyle bir araya gelen Kahya, Fransız Elçiliği’nin açık çağrısıyla gittiği yerde göçmenlik, coğrafya ve sınır kavramlarını bireysel ve toplumsal bağlamlarıyla ele alarak sanat severleri bu olgular üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor. Institut français Türkiye, Korsika Üniversitesi Vakfı ve Popularte tarafından desteklenen sergi, belirli bir coğrafyayla sınırlı olmayan, evrensel bir aidiyet sorgulamasını görünür kılıyor.

Göçmenlik, coğrafya ve sınır kavramlarını yeniden düşündürüyor

Göçmenliği yalnızca fiziksel bir hareketlilik olarak değil, bir bakış, bir duruş ve bir varoluş biçimi olarak ele alan Kahya, ada deneyimini sabit çerçeveler yerine süreç içinde şekillenen bir yapı olarak işleyip göç olgusunu içsel bir perspektiften değerlendiriyor. Sergi, göçmen kimliğinin dinamik ve dönüşen bir yapı olduğunu vurgulayıp, göçmen figürünü belirli bir ulusal ya da etnik aidiyetle sınırlandırmak yerine, “öteki” kavramını daha geniş bir bağlamda veriyor. Yabancılaşma hissinin yalnızca uluslararası göçmenlere değil, iç göç, toplumsal hareketlilik ve sosyal dışlanma deneyimlerine de özgü olduğunu ortaya koyan bu sergi 19 Nisan’a kadar izlenilebilecek.

“Aidiyet coğrafi değil, deneyimsel”

Kahya, kendi konumunu da bir “öteki” olarak yeniden tanımlayarek, bu durumu mekansal deneyimler, bireysel karşılaşmalar ve görsel anlatılar aracılığıyla sorguluyor. Kahya sergiye ilişkin, “Başlangıçta coğrafya ve sınırlara dair fikirlerim netken, göçmenlik konusunu bilinçli olarak açık uçlu bıraktım. Konuyu uzaktan gözlemlemek yerine, adadaki deneyimlerimin süreci yönlendirmesini istedim. Sanatsal pratiğimde projeleri açık uçlu bırakmayı önemsiyorum; süreç onları yönlendirirken, konulara daha samimi bir perspektifle yaklaşmamı sağlıyor. Korsika'da tamamladığım ‘Şimdi Vardım: Burada, Şurada, Orada’, bu anlayışın bir sonucu oldu. En başta fark ettiğim şey, benim de adada ‘öteki’ olduğumdu. Göçmenlerle kurduğum sınırlı temas, aidiyetin coğrafi değil, deneyimsel olduğunu gösterdi. Ötekilik, yalnızca mekāna değil, bireyin kurduğu ya da kuramadığı ilişkilere bağlı olduğunu deneyimledim” bilgisini veriyor.

3-61

Ötekileri bir araya getiren bir meyve ağacı

Projeyle, herkesin bir noktada "öteki" olabileceğini görünür kılan Kahya ayrıca, “Sergideki portreler izleyiciyi bakış eylemine davet ederken, bu bakış zamanla yalnızlaşan ötekinin hareketine dönüşüyor. Devinimi, kaynağından çıkan bir taşın yolculuğuna benzetiyorum. Sergi mekânındaki yerleştirmeler göçmenliği soyut bir düzleme taşıyor ve bireyin öznelleşme sürecini yansıtıyor. Bu anlatının merkezine, farklı geçmişlerden ötekileri bir araya getiren bir meyve ağacı yerleştirdim, İzleyicinin sergideki yolculuğu, bu ağaca ulaşmayı hedefliyor. Farklı açılara your yerleştirilmiş deniz imgeleri, bireyin konumuna göre değişen sınır çizgileri oluşturuyor. Gerçek ve hayalin iç içe geçtiği bu dünyada, yolculuğun nihai noktası video çalışmam, kendi bakışım, ötekinin yürüyüşü ve yerlilerin anlatıları bu filmde birleşiyor” diyor.

Zilberman Genç Yeni Farklı’25 başvuruları başladı Zilberman Genç Yeni Farklı’25 başvuruları başladı

1-111

Murat Kahya kimdir?

Murat Kahya, İstanbul merkezli bir görsel sanatçıdır. Fotoğrafı video, ses ve bulunan nesnelerle birleştirerek çok boyutlu enstalasyonlara dönüştüren sanatçı, çalışmalarında mekân, hafıza ve algı üzerine yoğunlaşır. Lisans eğitimi sırasında White Tension, New Americana, Bgara ve Out of Conflict adlı fotoğraf projelerini tamamladı. Fotoğrafın iki boyutlu doğasını araştırma süreci, yeni anlatım biçimlerine duyduğu ilgiyle birleşerek 2018’de tamamladığı Intertwined projesinde fiziksel bir form kazandı.

2019’da Kızılırmak Nehri üzerine başlattığı uzun soluklu projesi, zamanla ses, video ve bulunan nesnelerle zenginleşerek çok boyutlu bir anlatıya dönüştü. Bu projeye ait eserleri 2022’de Galeri Zilberman’ın Genç, Yeni, Farklı sergisinde ve 2023’te Simbart Project’te sergilendi. 2024 yılında Bilsart İstanbul’da gerçekleşen Endless Landscapes sergisinde, beş yıl boyunca nehir boyunca çektiği görüntüleri ve kayıtları suyla birleştirerek izleyiciyi interaktif bir deneyime davet etti.

Sanatçı, 2021’de Darağaç Kolektifi’nin kamusal alan sergisi Temas’ta Passageway adlı çalışmasıyla yer aldı. 2024’te, Daire Sanat’taki misafir sanatçı programı kapsamında, şehirde duyduğu rastgele cümleleri arşiv fotoğraflarıyla birleştirdiği Seesaw: What I Heard and Saw projesini geliştirdi. Şu anda proje temelinde bir foto-kitap heykeli tasarlamaktadır.

Muhabir: Naz Akman