Artun TALAY Bir tarafta spora ayrılan genel fonun yüzde 98’ini kullanan ve Avrupa Şampiyonası’ndan sıfır puanla dönen selfici profesyonel futbol, diğer tarafta ise bu fonu...

Artun TALAY Bir tarafta spora ayrılan genel fonun yüzde 98’ini kullanan ve Avrupa Şampiyonası’ndan sıfır puanla dönen selfici profesyonel futbol, diğer tarafta ise bu fonun yüzde 2’sini kullanarak 13 madalya ile olimpiyatlardan dönen olimpik spor dalları var. Bunu yorumlamaya benim kalemim yetmez. Fakat 57 yıl önce yazdığı “Otobüs Hikayesi” fıkrasıyla Çetin Altan’ın güldüren ve düşündüren kalemi yeter: “Çalıştığı hastaneden Memiş efendi bir gün izin almış, Kastamonu taraflarındaki köyüne sıraya gitmiş. Eh gider tabi. Bir müddet sonra dönmüş hasta bakıcı Memiş efendi. Memiş efendinin döndüğünü gören bir doktor: -O hoş geldin Memiş efendi, ne var ne yok, nasıl geçti bakalım yolculuk? demiş. Memiş efendi, eyi geçti emme çoh şey geldi başımıza demiş. -Ne oldu, ne geldi, geçmiş olsun, hastalık falan mı? -Yoh hastalıh deeel, otoboslen giderken uçtuh… -Aman Memiş efendi, Allah korusu, nasıl oldu kaza? -Tam anlayamadık ki, şofor da eyi oğlan ama bi oyana kıvırttı, bi bu yana, tepetahlah oluvirdik. -E sonra? -Bir gaç kişinin gaşı gözü yarıldı. Zor belam çıhtıh otobostan. Şofor dayandı biz dayandıh, düzelttik otobosu, bindik. Doktor: büyük geçmiş olsun, neyse ucuz atlatmışsınız. Memiş efendi: Asıl ondan sonra oldu kaza demiş. -Ne nasıl kaza? -Düzelttih otobosu, bindih… Şoforda eyi oğlan hani… Yine bir aralıh bir oyana kıvırttı bir bu yana.. Aşağısı da uçurum gibi..Ulen, emen demeye galamdı uçtuh.. Doktor heyecanlanmış: -Artık binmeyin işte, binmeyin… -Binmeyip de nidecen… Bİndih . -Motorda falan bir arıza olmamış mı? -Vın vın itti, azıcıh gurcaladılar, çalıştı. Bindih.. -Hay Allah neyse verilmiş sadakan varmış Memiş efendi. -Şoforda eyi oğlan hani sarhoş falan da değil… Biteviye gittih. Çok kötü bazı insanlar. Gafama bastı biri. -Ne nasıl kim bastı kafana? -Kötü otobos da değil emme nasıl oldu? Bir ara gene bir o yana kıvırttı bir buraya otobos yandaki koca dereye daldı, yıhıldı. Can havliyle camdan fırlayayım diyenlerden biri bastı gafama. Sular girdi burnuma, püf püf derim kesilir nefesim. Yetiştiler imdada.. Köye de iyice yahlaştmıştıh eyice çıkarttılar otobosu, biz de iteledih koyduh yola. Doktor gözleri büyüyerek sormuş: -Bindiniz mi tekrar otobüse? -Hee bindih illevelakin işlemedi meret. Saatlerce uğraştı şoforlar, çok uğraştılar. Sonunda çalıştı motor. Doktorun tepesi atmış: -Niye binersiniz insan böyle otobüse biner mi? Memiş efendi doktorun sinirlenmesini anlayamamış: -Ee niye binecehdih, köyde yakın bindih tabi demiş. Sonra doktor düşününce kızmasının manasız olduğunu görüyor. Zavallılar o otobüse bağlamışlar kaderlerini… Başka otobüs yok. Şu anda sporda perşembenin gelişi çarşambadan belli. Yıllar sonra bankalar spor kulüplerinden alacaklarını alamayınca spor kulüplerine kayyum atanacak ve spor kulüpleri yabancı iş adamlarının eline geçebilecek. Selfici takımın akıllanacağı düzeleceği ve başarılı olacağı yok. Eğer Türkiye spordaki fon akışında olimpik spor dalları lehine düzeltme yaparsa her olimpiyatta daha da yukarı gideriz. Dört olimpiyat sonrası kırk madalyanın üzerinde alabiliriz. Günümüzde sporseverler Memiş efendi gibi kaderlerini medyada devamlı gördükleri profesyonel futbola bağlamışlar. Her seferinde devrilen profesyonel futbol otobüsünü düzeltip tekrar biniyorlar. Çünkü gördükleri bildikleri tek spor dalı o.