Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması ve erken seçim talebiyle başlattığı ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitinglerinin dördüncüsünü Konya'da düzenlendi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, burada yaptığı konuşmasında erken seçim talebini tekrarladı. "Şunu tekrar edelim, ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığı getir. Adayım yanımda, sandığı önümde istiyorum" ifadelerini kullanan Özel, şunları söyledi:

"Depremin siyaseti olmaz"

"Ekrem Başkan Cumhurbaşkanı olduğunda elbette ondan hepimiz hizmet bekleyeceğiz, birçok şey isteyeceğiz. Benim isteyeceğim tek şey, Ekrem Başkandan isteyeceğim bir bakanlık var. O da Deprem Bakanlığı'dır. O bakanlığın yardımcılarının da tüm partilerden olmasıdır. Çünkü depremin siyaseti olmaz, şakası olmaz."

"İstanbul'a AK Partili bir siyasetçiyi Başsavcı yaptılar"

"Konya'ya açık açık konuşmaya geldim, dertleşmeye geldim. Kendine oy verince baş tacı yaptığım milli iradeyi yok sayanları şikayete geldim, Konya'ya şikayete geldim. Geçmişte birçok tartışmalı kararı almış, sonra siyasete atılmış, bakan yardımcılığı yapmış birisini İstanbul’a Cumhuriyet Başsavcısı yaptılar. Anayasa'ya açıkça aykırı. Hakimler, savcılar siyasete girerse geri dönemezler. Ama Cumhurbaşkanı eliyle Anayasa'yı ayaklar altında çiğneyerek İstanbul'a AK Partili bir siyasetçiyi Başsavcı yaptılar. O günden beri belediyeler, madden manen silkelendiği gibi hukuken de taciz altındadır, saldırı altındadır."

"Bugün olmuş Saraçhane’nin zalimi"

"Namuslu bir soruşturmaya kimsenin söyleyecek sözü yok. Hatırlayın, Tayyip Bey de dünya kadar suçlamayla; rüşvetten, irtikaptan, yolsuzluktan, Akbil’den, ondan bundan sorgulandı mı? Yargılandı mı? Suçlu bulundu mu? Ancak bir günden bir güne Tayyip Bey'in kapısına polis gönderildi mi? Bir günden bir güne gözaltına alınıp emniyete götürüldü mü? Orada tutuldu, sorgulandı mı? Yollanıp da tutuklanıp cezaevine kondu mu? Sadece ve sadece birinci kademe bitmiş, Yargıtay bitmiş, ceza kesinleşmiş; o durumda bile Tayyip Bey İBB’den çıktı, Saraçhane’de mitingini yaptı. Davulla, zurnayla cezaevine uğurlandı. Yanında kim yatacak, ona bile karar verdiler. Ama o günün Saraçhane’nin o günkü mağduru, bugün olmuş Saraçhane’nin zalimi. O gün kendine yapılmayanları, bugün rakibine yapanla karşı karşıyayız."

"Darbe her zaman kamuflajdan gelmez, bazen de böyle savcı cübbesiyle gelir''

İşte o AK Partili siyasetçiden savcı yapınca, 'hadi bakalım' deyip onu akıncılar gibi Ekrem Başkan’la savaşa yollayınca, 19 Mart darbesi geldi. 19 Mart, hem bir yıl önce İstanbul’un 16 milyona hizmet etsin diye seçtiği Belediye Başkanı'na darbedir hem de 23 Mart günü 15,5 milyon vatandaşımızın oylarıyla, hem de zorunlu olmadan, ellerinde bastonları ya da karnında bebesiyle sandığa koşturan 15,5 milyon vatandaşın adayı gösterdiği Cumhurbaşkanı adayımıza, milletimiz takdir ederse bir sonraki Cumhurbaşkanımıza darbe yapılmaya çalışılmaktadır. Her zaman darbeler askerden gelmez, bazen de böyle sivillerden gelir. Darbe her zaman kamuflajdan gelmez, bazen de böyle savcı cübbesiyle gelir. Darbenin her zaman bir karargahı vardır. Bugünkü darbenin karargahı Beştepe’dir, saraydır.

Tanal, Boğaziçi'nde çöken tavanı paylaştı: "İktidar ve kayyım zihniyeti altında çürütülüyor"
Tanal, Boğaziçi'nde çöken tavanı paylaştı: "İktidar ve kayyım zihniyeti altında çürütülüyor"
İçeriği Görüntüle

"Tayyip Bey’in bile dolduramayıp kaçtığı bu meydanda, Konya’nın vicdan sahibi bütün demokratları var"

Burada Konya’nın pırıl pırıl gençleri var. Bunları duyunca bağırıyorlar, seslerini duyurmak istiyorlar. Belki bu slogana sadece CHP’liler değil. Hiç şüphe yok ki il başkanım da bahsediyor, bu meydanda sadece CHP’liler yok. Artık Tayyip Bey’in bile dolduramayıp kaçtığı bu meydanda, Konya’nın vicdan sahibi bütün demokratları var. Sosyal demokratlarla muhafazakar demokratlar kol kola. Milliyetçi demokratlarla Kürt demokratlar yan yana. Burada her partiden, her görüşten, tüm Konya’dan vicdan sahibi güzel insanlar var ve gençler diyor ki, 'Hak, hukuk, adalet.' Buradan, 45 gün sonra, Ekrem Başkan hem ailesinin hem eşinin dostunun gözüne bakabilirken, meydanlar 100 binler, milyonlar olup ona destek olurken, bugün bu iftiraların altında kalıp da utanmayanlar var. Bakın bir anket yapıldı. Bu iddialara inananlar sadece yüzde 25. Dört kişiden biri. Dokuz ankette ortalama yüzde 26,5. En yüksek olanında yüzde 29, bilemedin yüzde 30. Milletin, 10 kişiden 2,5 kişinin, zorlarsan üç kişinin inanıp, gerisinin inanmadığı bu iddialardan öyle rezil iftiralar duyduk ki insan diyor ki: 'Bu nasıl terazi, kefesi yok; bu nasıl harman, mahsulü yok.'"

Kaynak: ANKA Haber Ajansı