Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) binasında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin mevcut yönetimini sert bir şekilde eleştirerek, "Bugünkü iktidar otokrasiye mahkum olmuş bir cunta yönetimidir" dedi. Özgür Özel, iktidarın bir darbe hazırlığı içinde olduğunu iddia ederek, halkın iradesinin her koşulda savunulacağı mesajını verdi.
"İktidarın Yaptığı Darbe Girişimine Karşı Direnmeye Devam Edeceğiz"
Özel, konuşmasında iktidarın, CHP ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik sürdürdüğü baskıların arkasında bir darbe girişimi olduğunu öne sürdü. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin birinci yıl dönümünde, parti olarak verdikleri sözlerin fazlasını yerine getirmenin gururunu yaşadıklarını belirten Özel, “İktidara geliyoruz diye; yoksulların, kimsesizlerin, işsizlerin, emeklilerin ve gençlerin umudu biziz diye darbe girişimine maruz kalıyorsak bu, Türkiye’nin yarınının önünün açık olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
"Demokrasinin Yanında Durmaya Devam Edeceğiz"
Özgür Özel, CHP'nin 47 yıllık geçmişinde tek başına iktidar olmadığını fakat her zaman milletin kararına saygı gösterdiğini belirtti. AK Parti'nin 23 yıl süresince ülkeyi tek başına yönetme yetkisi aldığına dikkat çeken Özel, CHP'nin, AK Parti'nin tek parti yönetimine karşı dahi demokrasiyi savunduğunu ve bu süreçte hep sandığa saygılı olduğunu vurguladı. Ayrıca, geçtiğimiz yıl 31 Mart seçimlerinde AK Parti'nin iktidarını değiştirme sürecinin başladığını ve bu değişimin halkın tercihleriyle şekillendiğini belirtti.
"Yoksulluk Artarken Sosyal Belediyecilikle Güçlü Adımlar Attık"
Özel, CHP'nin belediyecilik anlayışını da gündeme getirdi. 31 Mart seçimlerinin ardından, partilerinin iktidar olduğu şehirlerde sosyal belediyecilik anlayışıyla dezavantajlı gruplara destek sağladığını, temel belediyecilik hizmetlerini eksiksiz bir şekilde sunduğunu ifade etti. Özel, "Eskinin orta direği yoksul oldu, derin yoksulluk gelişti. CHP'nin belediyelerinin sosyal belediyeciliği bambaşka noktaya evrildi" diyerek, partilerinin, yoksulluğa karşı attığı adımları övdü.
"Büyük Bir Darbe Girişimi Yaşanıyor"
Özel, iktidarın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik olarak başlattığı hukuksuzlukları, darbe girişiminin bir parçası olarak nitelendirdi. İstanbul’a atanan başsavcının, İmamoğlu’nu hedef alarak bir darbe hazırlığı sürecine girildiğini savunan Özel, "Bizi ve milleti sindirmek için adım adım bir darbe girişimi planladılar. Gerçek suçlular dışarıda serbestçe dolaşırken, İmamoğlu'nun diplomasını iptal ederek, onu susturmayı hedeflediler" dedi.
"Milletin Kararlılığı Her Engeli Aştı"
Özgür Özel, 19 Mart'ta yaşanan halkın sivil darbe girişimine karşı sokaklarda ve meydanlarda gösterdiği kararlılığı örnek gösterdi. 15 buçuk milyon vatandaşın, Ekrem İmamoğlu'na destek vermek için sokağa çıkarak darbe girişimine karşı koyduğunu belirten Özel, "O gün, milletimiz darbe girişimini sokakta bastırdı. Bizim kararlılığımız her türlü engeli aşacaktır" dedi. Ayrıca, Maltepe’de düzenlenen büyük mitinge de dikkat çeken Özel, 29 Mart'ta gerçekleştirilen mitingde milyonların katılımını vurgulayarak, İstanbul'un her köşesinden halkın dayanışma için bir araya geldiğini ifade etti.
"İktidarın Yıkılmasına Bir Adım Daha Yaklaşıyoruz"
Özgür Özel, iktidarın gidişatının geriye doğru olduğunu, anketlerin de bunu ortaya koyduğunu belirtti. CHP'nin arkasında halkın iradesi olduğunu ve gelecekteki iktidarın bu irade ile şekilleneceğini dile getiren Özel, "Bugün Türkiye’nin başında bir cunta yönetimi vardır. Ahlaki üstünlüğü, psikolojik üstünlüğü, çoğunluk enerjisini kaybetmişlerdir. Devletin aklı, milletin aklına teslim olacaktır" dedi.
Özel parti üyelerinin aidiyetlerinin arttığına dikkat çekerek, "Daha bundan birkaç yıl öncesine kadar CHP’nin üyelerinin yüzde 40’ının telefon bilgilerinin sağlıklı olmadığı ulaşılamadığı gibi sözler ve kanaat hakimken son bir yılda her bir üyemize teker teker ulaşarak şu anda yüzde 98 buçuk üyemizin genel başkan talep ettiği takdirde 30 saniyede telefonun ucunda var edilebildiği, ulaşılabildiği, mesajlarla ulaşılabildiği, görev verilebildiği, fikrinin sorulabildiği, sorulan fikirler sonucunda kararların verilebildiği tam bir iletişim içindeyiz. Bu sürecin sonunda hep birlikte Türkiye’nin geleceğine bir kez daha el koyacağız" dedi.
"Demokratik Meseleler Bir Ülkenin İç Meselesi Değildir."
"Bir otoriter popülist liderin demokratik yollardan çıkmadan, şiddete bulaşmadan ama onun gösterdiği şiddete teslim olmadan, bedel ödeyerek, gerekirse hapiste, gerekirse şiddete maruz kalarak ama haklılık zeminini kaybetmeden nasıl geriletildiğini, nasıl durdurulduğunu, nasıl yenildiğini ve demokrasinin nasıl kurulduğunu anlatan bir kitap vardır. O kitap şu an yazım aşamasındadır" diyen Özel, "O kitabı Türkiye’deki bütün demokratlar yazıyor. Bu kitabın bir yazarı değil, 10 milyonlarca yazarı vardır. Bu kitap yüz milyonlarca, milyarlarca basılacak. Bütün dünyada okunacaktır. Bu kitap yazılırken, kitabı yazılacak bu devinim varken dünya basınının koşup gelmesi, dünyanın ‘Türkiye’de ne oluyor’ demesi kadar normal bir şey yoktur. Buna klasik, koruyucu, kendiyle çelişen ezberlerle ‘Bizi dünyaya şikayet ediyorlar’... Demokratik meseleler bir ülkenin iç meselesi değildir. İnsan hakkı ihlalleri, seçim hakkı ihlalleri, demokrasiye ve insanlığa karşı işlenen suçlarda asla bir ülkenin değil, tüm uluslararası toplumun söz söylemeye hakkı vardır. Japonya’nın yolda trende basılan adalara kadar ulaşan 8 buçuk milyon tirajlı gazetesine de konuştum, Almanlara da İngilizlere de Fransızlara da. Nereyi bulursam konuşuyorum. Anlattığım Türkiye’nin iç meseleleri değildir. Anlattığım Türkiye’deki darbe girişimidir. Siz Türkiye’de sandığı kaldırmaya kalkacaksınız, sonra Londra’ya koşup Mehmet Şimşek ağzıyla yalancı demokratlık numaraları yapacaksınız. Türkiye’ye, Tayyip Erdoğan rejimine katkı sağlamak isteyen, buranın bir otokrasi olduğunu bilerek katkı sağlasın. Tayyip Erdoğan rejimine siyasi kredi açmak isteyenler, geleceği onunla planlamak isteyenler, Türkiye’de seçmenlerin yüzde 65’inin bu iktidarı değiştirmeye kesin karar verdiğini, yüzde 10’unun bu karara yakın yerde durduğunu bilecekler. Avrupa’da kendi evinde demokrasicilik oynayıp Türkiye’de bir otokrasiye stabilite kazandırıp onu kullanarak ‘Türkiye’yi sığınmacı yuvası yaparız, parasını veririz Suriyelilere baktırırız. Türk ordusunu Avrupa’ya kalkan yaparız’ diyen arkadaş, bu iktidarın seneye değişeceğini bilecek. İngiliz İşçi Partisi açıklama yapmış, ‘Türkiye’de demokrasiden yanayız’ diye. ‘Uyan da balığa gidelim’. O İngiliz İşçi Partisi, kendisinin çıkıp, şimdi geriye dönmeye çalıştığı yerde, bir otokrata bir hafta kadar sessiz kalmış olmanın karşılığını Sosyalist Enternasyonal’ın Başkan Yardımcısı sıfatıyla Özgür Özel’den görecek. O zaman sen beni ikna etmeye çalışacaksın. Türkiye’deki demokrasi darbesine sessiz kalmanın bir hata olduğunu" sözlerini kullandı.