Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Tuncay Keser, üst kurulun İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı'nın beş ayrı izleme raporunun, toplantıya 20 dakika kala 'gündem dışı' olarak eklenmesine tepki gösterdi.
RTÜK'ün 20 Mart 2025 tarihli 2025/12 sayılı toplantısında, toplantının başlamasına 20 dakika kala üyelere gönderilen ve dört kuruluşa (NOW, Tele 1, Halk Tv ve SZC TV) ilişkin beş ayrı izleme raporunun gündeme alınması “oy çokluğuyla” kabul edildi. Söz konusu karara karşı oy kullanan Keser, toplantının ilgili müzakerelerine katılmadı.
Bununla birlikte, muhalefet şerhinde, Üst Kurul’un çalışma usullerine göre üyelerin toplantı gündeminin en az bir gün önceden bilgilendirilmesi gerektiğini belirten Keser, toplantıda gündem değişikliğinin sadece 20 dakika öncesinden bildirildiğini anımsattı.
Ayrıca, Keser, medya kuruluşlarına yüzde 5’e kadar idari para cezası ile beş kez program durdurma gibi ağır yaptırımlar öngören raporların daha uzun hazırlık ve değerlendirme süresi gerektirdiğini söyledi.
"Nitelikli bir müzakere yapılması mümkün değil"
Keser'in açıklamalarında şunlar kaydedildi:
"Gündemde, yayınlarında ihlal olduğu gerekçesiyle izleme raporları bulunan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ek yeni yaptırımlar uygulanmasını öngören raporlarla ilgili, sağlıklı ve verimli bir müzakere yapılması için 20 dakikalık hazırlık süresinin yeterli olmadığına kuşku yoktur. Gerekli hazırlık süreci olanağı tanınmayan bir ortamda, nitelikli bir müzakere yapılması mümkün değildir. Hazırlık için yaklaşık ‘20 dakika’ verilen ‘acil’ görüşmelerden, adil sonuç çıkması da mümkün değildir."
"Sürdürülebilir değil"
Karşı oy yazısında Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına da işaret eden Keser, ifade ve basın özgürlüğüne müdahalenin ancak demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun, ölçülü ve son çare olarak yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Medya kuruluşlarına yönelik yaptırımların sıklığına dikkat çeken Keser, bu durumun kamuoyunda RTÜK’ün tarafsızlığına yönelik soru işaretleri doğurduğunu vurguladı. Keser, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gündem dışı olarak görüşülmesi istenen raporlar, SZC, Halk TV, NOW ve Tele 1 logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşlarla ilgilidir ve bu kuruluşlar, son birkaç yılda en fazla yaptırımla karşılaşan kanallardır. Bu durum, yayıncı kuruluşların basın ve ifade özgürlüğü konusunda çok hassas ve adil davranılmadığı algısını doğurmakta, tarafsız olması gereken Üst Kurulun yaptırım kararlarını sorgulanır hale getirmektedir. Çok sesliliği boğan, yorum ve eleştiri hakkını cendereye alan bu durum sürdürülebilir değildir. Hak ve özgürlüklere keyfi müdahale hukuk devletlerinde ve çağdaş demokrasilerde kabul gören bir durum değildir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin çerçevesini çizdiği demokratik toplum düzeninin gerekleriyle de örtüşmemektedir."
