ANKARA - Savunma sanayisinin amiral gemisi olarak kabul edilen Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) şirketleri, yurt içi ve dışındaki faaliyetleriyle önemli ekonomik büyüklüklere ulaştı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savaş gücünün artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla savunma sanayi şirketleri kuran ve geliştiren TSKGV, sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu şirketlerle bu alanda önemli sorumluluklar üstleniyor. Dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında yer alan ASELSAN ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ), ROKETSAN, HAVELSAN, elektrik enerjisi üretiminde kullanılan elektrik ve elektromekanik ekipmanlar üreten İŞBİR, batarya, şarj cihazı, uçak aküsü üreticisi ASPİLSAN, vakıf şirketi olarak beklentileri karşılamaya çalışıyor. Yarattıkları istihdam ve katma değerle ülke ekonomisine katkı sağlayan vakıf şirketleri, özgün ürünlerini yurt dışına da satıyor. Başarı sürdürüldü Vakfın 30 yıllık tarihinde bakıldığında bağlı ortaklıkların ekonomik verilerinde çok ciddi mesafe alındı. Bu başarı söz konusu şirketlerin geçen yılki performansıyla sürdürüldü. Vakıf şirketlerinin aktifleri geçen yılın sonunda yaklaşık 23 milyar lira oldu. Söz konusu şirketlerin öz kaynakları 5 milyar 837 milyon liraya çıktı. Net satışlarını geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 24 artıran vakıf şirketleri, 2016'da 7 milyar 798 milyon liralık satışa imza attı. Yurt dışı satışlar ise hemen hemen 2015 rakamıyla aynı sevide gerçekleşerek 2 milyar 433 milyon lira oldu. Karını geçen yıl yüzde 31 artırarak 1,8 miyar liraya çıkaran söz konusu şirketlerin, istihdama katkısı da 14 bin 99'u buldu. Vakıf şirketlerinin ortaya koyduğu başarıda karlarının yüzde 75’inin kendilerine bırakılması, bununla yatırım ve Ar-Ge harcaması yapılması, Vakfın aldığı yüzde 25’lik bölümün de yine Vakıf Senedi gereğince, Mütevelli Heyeti onayı ile savunma sanayisi yatırımlarına yönlendirilmesi etkili oldu. Şirketlerin verimliliğe önem vermesi, yurt dışı pazarlara da odaklanılarak ihracatın önemli ölçüde artırılması, Ar-Ge kaynaklarının artırılarak özgün ve milli ürünlere öncelik verilmesi, stratejik yatırımların hızlı ve zamanında yapılması, şirket ve vakıf yöneticilerinin belirlenmesine özel önem verilmesi gibi faktörlerde performans artışına katkı verdi.