Ankara Pideciler Simitçiler ve Çörekçiler Esnaf Odası Başkanı Savaş Delibaş, pandemi döneminde esnafa destek için sunulan yüzde birlik KDV indiriminin en az iki yıl sürdürülmesi, verilen kredilerin hibe edilmesi, gelir kaybı desteğinden simitçi esnafının da faydalanması için çağrıda bulundu

NAZ AKMAN/ANKARA-  Pideciler, simitçiler ve çörekçiler esnafı susam ve un fiyatlarındaki artış nedeniyle sektörde tekelleşmeye gidildiğini öne sürerek, alanda denetimin sağlanması konusunda çağrıda bulunmuştu. Ankara Pideciler Simitçiler ve Çörekçiler Esnaf Odası Başkanı Savaş Delibaş salgın sürecinde sıkıntılı dönemden geçen esnafın bu şartlar altında toparlanamadığını belirterek, önümüzdeki ay yüzde sekiz oranında artış yapılacağı beklenen KDV’nin yüzde bir oranındaki indiriminin en az iki yıl devam etmesi gerektiğini, esnafa salgın sürecinde verilen kredilerin hibe edilmesi ve gelir kaybı desteğinin simitçi esnafını da kapsaması gerektiğini ifade etti. Delibaş, simit, pide ve çörek yapımında kullanılan temel malzemelere kısa süre içinde birden çok kez zamlandığını söyleyerek, “Un fiyatı 170 TL’den 240’a yükseldi. Kısa sürede birden fazla kez sistematik olarak her hafta una zam yapıldı. Beş ay içerisinde yüzde 35 oranında sistematik olarak susama da zam yapıldı. Bu alanda denetim mekanizmasının olması gerekiyor, tekelleşme önlenmeli. Oda olarak sesimizi duyan, taleplerimize yanıt veren yetkili bir mercii yok. Susam zamları tavan yaptı, bu durum simit üreticilerini iflasa sürükledi. Üç ay içinde sistematik bir şekilde neredeyse yüzde yüz zam yapılması fırıncıları kapatma, kilit vurma noktasına getirdi. böyle devam etmesi halinde simide de yüzde 50 zam yapmak zorunda kalacağız. Devletin denetim mekanizması olan Ticaret Bakanlığı'nı göreve davet ediyoruz.” dedi. [caption id="attachment_223394" align="alignright" width="410"] Ankara Pideciler Simitçiler ve Çörekçiler Esnaf Odası Başkanı Savaş Delibaş[/caption] “Yüzde birlik KDV indirimi iki yıl sürdürülmeli” Simitçi esnafının ayakta kalabilmesi için salgın sürecinde esnafa kolaylık sağlanması için yapılan KDV indiriminin önümüzdeki iki yılı da kapsaması talebinde bulunan Delibaş, esnafın diğer taleplerine ilişkin de “Pandemiden dolayı KDV yüzde sekizden yüzde bire düşürülmüştü ancak KDV’ler bu ay itibariyle yeniden yüzde sekize çıkarılacak. Sanki esnaf zararını karşılamış ve kar etmeye başlamış gibi davranılıyor. Esnafın kepenk kapatmaması için KDV indiriminin en az iki yıl daha sürdürülmesi şart. Bununla beraber maalesef salgın sürecinde esnafımız sunulan pek çok destekten faydalanamadı, kapsam dışı kaldı. Dükkanımız kapalı olmasına rağmen elektrik faturası sanki dükkanımız açıkmış gibi aynı oranda geldi. Kapalı dükkanda sayaç nasıl okunuyor ve böyle bir tutar nasıl yazılabiliyor. Kira desteği alamadık, bin esnaftan 20-30’u bu desteği alabilmiş. Yine ticari kazancı basit usulde tespit edilenlere gelir kaybı desteği sağlandı fakat esnafımız kapsam dışı kaldı. Esnafa faizsiz sunulan 25 bin liralık desteği aldık fakat geri ödemede 27 bin olarak yansıtıldı. Kira desteği alamadık. Yaklaşık bir yıldır dükkanını açamayan esnaf bu şartlar altında mesleğini nasıl sürdürebilir? Bu süreçte en azından KDV indiriminin yüzde bir oranında devam ettirilmesi, verilen kredilerin hibe edilmesi veya gelir kaybından faydalandırılması esnaf için can suyu olur. Destekler verilirken esnaf ayrımı yapılmamalı” sözlerine yer verdi. Salgın sürecinde dükkanların kapalı olması nedeniyle pek çok simitçi esnafının başka sektörlere yöneldiğini belirten Delibaş, meslekteki kayıplara işaret ederek, “Uzun bir süre kapalı olmamız nedeniyle çalışanlarımız farklı sektörlere yöneldi, bu da meslek kaybına neden oldu. Salgın döneminde Ankara’da yaklaşık üç bin simitçi ustası varken şimdilerde bunun iki bini kayıp. Herkes yana yakıla simitçi ustası arıyor” dedi. Simitte kalite düşebilir Yüzde 95’in üzerinde ithalata dayalı olan susamdaki artışın devam etmesi durumunda simitte fiyat ve kalitede değişimin olacağını ifade eden Delibaş, “Susama Mart-Ağustos ayları arasında yüzde 35 oranında sistematik olarak zamlandı. Martta 14-15 TL aralığında olan susam fiyatları, şimdi 19-20 TL. Geçen yıldan bu yana yükselişini sürdüren susam fiyatlarının önüne geçilemiyor. Susamı önceden aylık alırdık, şimdi haftalık, hatta neredeyse günlük alıyoruz. Günlük hesap yapmak zorundayız. Susamcı susamı bırakırken ‘bir dahaki sefere zam gelecek alabileceğiniz kadar alın’ diyor. Alım gücümüz iyice düştüğü için toplu alım yapamıyoruz. Geçmişte susamın, simidin maliyetini etkileme oranı yaklaşık yüzde beş iken, bugünkü durumda bir simidin maliyetini etkileme oranı yüzde 25. Bu da susamın simidin en önemli ve en pahalı hammaddesi olduğunu gösteriyor. Normalde 25 kiloluk bir çuval susamın iki çuval una kullanılması gerekirken, artık beş altı çuval kullanılıyor. Böyle giderse susamıyla çıtır çıtır olan Ankara simidi susamsız üretilecek. Ankara’mız, Türkiye simit kültürünü yavaş yavaş kaybediyor. Bir nevi merdiven altı sayılan kokulu, acılı, ucuz fakat zehirlenme ihtimali olan susamın Türkiye’ye girdiğini biliyoruz. Bu durum Ankara simidi için tehlikeli bir durum. Alım gücü düşen simitçi esnafımızın buna yönelebilme tehlikesi var. Coğrafi İşaret Tescil Belgeli Çıtır Ankara Simidi yok oluyor. Susamda fiyat artışlarının önüne geçilmeli” diye konuştu. İthal susamda tekelleşme iddiası Yüzde 95’i ithal olan susamın denetlenemediğini, sektörde tekelleşmeye gidildiğini iddia eden Delibaş, “Ham susam ithalatında uygulanan gümrük vergileri sıfırlanmıştı. Sudan, Nijerya gibi genelde Afrika ülkelerinden ithal edilen susamı, Mersin Limanı üzerinden Türkiye’ye sadece bir ithalatçı firma getiriyor. Fiyatlar sadece bu ithalatçı firma tarafından belirleniyor. Burada bir tekelleşme var. Denetim mekanizmasının çalışmadığını söyleyebiliriz. Mersin Limanı’ndan toptancılar tarafından çekilen susam Türkiye’de tekrar işleniyor. Maliyetler üst üste biniyor. Susam özellikle Ankara’da Ankara simidine özel işleniyor. Kavrulan, pekmezlenen simit, Ankara simidi için özel işlemlerden geçiyor. Bu da susam maliyetlerini artıran etkenler arasında. Türkiye düşük oranda da olsa aynı zamanda susam üreten bir ülke. Ancak Türkiye’de Antalya-Mersin gibi illerde az miktarda üretilen yüksek kaliteye sahip susam çok pahalı. Alım gücümüzü aşıyor” dedi.