30 Aralık 2022 tarihinde Ankara'da uğradığı silahlı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in cinayetiyle ilgili davanın ilk duruşması, bugün Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşmaya, cinayetin arkasındaki isimlerden bazıları ve olayın karanlık yönleriyle ilgili olarak suçlanan 8 sanık katıldı. Duruşmaya, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş'in katılmama kararı alması dikkat çekti. Ayşe Ateş, adaletin sağlanacağına dair umudunu yitirdiğini belirterek, duruşmaya katılmayacağını açıkladı.
Cinayetle ilgili suçlamalar ve talepler
Sinan Ateş'in öldürülmesinin ardından başlatılan soruşturma, birçok isimle bağlantılı olarak genişledi. Sinan Ateş'in cinayetinin arkasındaki gizli bağlantılar ve cinayete karışan kişilerin gizliliğini koruma girişimlerinde bulunan sanıkların yargılandığı davanın iddianamesi, cinayetin çok yönlü bir suç ağına işaret ettiğini gösteriyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, cinayetle ilgili suçlanan 8 kişinin farklı suçlamalarla yargılanıyor. Bunlar arasında Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Ankara İl Başkanı Yardımcısı Suat Yılmazzobu, eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat ve bir polis memuru da bulunuyor.
Burak Kılıç, Suat Yılmazzobu ve Gürsel Horat; kişisel verileri hukuka aykırı olarak elde etme ve yayma suçlarından 2 ile 4 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor. Polis Memuru Talha Atalay; kamu görevlisi olarak bu suçu işlediği için 3 ila 6 yıl arasında hapis cezası isteniyor. Fatih Küçükertutan, Gökhan Türkmen, Recep Küçükerturan ve Yunus Hasar ise cinayet sonrasında suçluyu kayırdıkları gerekçesiyle 6 ay ile 5 yıl arasında hapisle cezalandırılmak isteniyor.
Ayşe Ateş: Adalete güvenmeyi reddetti
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, adalete olan güvenini yitirdiğini belirterek duruşmaya katılmama kararı aldığını duyurdu. Ayşe Ateş, "İki yavrum da 'Anne sana bir şey olmayacak değil mi?' diyerek ağlamayı bırakana dek, adalete güvenmeyi reddediyorum" diyerek yaşadığı acıyı ve adaletin sağlanması konusundaki umutsuzluğunu dile getirdi. Sinan Ateş'in katledilmesinin ardından başlatılan soruşturma ve yargı sürecine duyduğu güvensizliği vurgulayan Ayşe Ateş, cinayetle ilgili bazı sanıkların korunmasına ve yargı sürecinin eksik işlemesine karşı sert bir eleştiride bulundu.
Ayşe Ateş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"İnanmayı, katılmayı, izlemeyi, güvenmeyi reddediyorum! Sinan’ın uçuş bilgilerini temin eden Gürsel Horat’ın, 'Ekibi kurduk, kafasına sıkacaklar' diyen Suat Yılmazzobu’nun, cinayete karışan Tolgahan Demirbaş’a bilgi notu gönderen komiser Talha Atalay’ın, yaşadığımız evin fotoğraflarını çeken Burak Kılıç’ın, kiralık katilin makam aracıyla kaçırıldığı kesinleşmesine rağmen ifade dahi vermeyen Ahmet Yiğit Yıldırım’ın, isimleri yazmakla tükenmeyecek şekilde uzayan ve alçakça bir yöntemle işlenen bu cinayette dahli olduğu tespit edilen herkesin karıştığı suç nispetinde kovuşturulmadığı bu düzende, yargının bağımsız olduğuna ve üstünlerin hukuku olmadığına inanmayı reddediyorum."
Ayşe Ateş, X hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"İNANMAYI, KATILMAYI, İZLEMEYİ, GÜVENMEYİ REDDEDİYORUM!
Sinan’ın uçuş bilgilerini temin eden Gürsel Horat’ın,
"Ekibi kurduk, kafasına sıkacaklar" diyen Suat Yılmazzobu’nun,
Cinayete karışan Tolgahan Demirbaş’a bilgi notu gönderen komiser Talha Atalay’ın,
Yaşadığımız evin fotoğraflarını çeken Burak Kılıç’ın,
Kiralık katilin, makam aracıyla kaçırıldığı kesinleşmesine rağmen ifade dahi vermeden takipsizlik alan Ahmet Yiğit Yıldırım’ın,
İsimleri yazmakla tükenmeyecek şekilde uzayan ve alçakça bir yöntemle işlenen bu cinayette dahli olduğu tespit edilen herkesin karıştığı suç nispetinde kovuşturulmadığı,
İki yıldır iki şüphelinin telefon kilidinin açılamadığı,
Sinan’ın en yakın arkadaşlarının ifadelerine duruşmada başvurulmadığı,
Sinan’ın sokak ortasında katlinin alacak verecek meselesine indirgenip birbirinden bağımsız iki grubun işlediği alelade bir cinayet gibi gösterilmek istendiği bu düzende,
Yargının bağımsız olduğuna ve üstünlerin hukuku olmadığına inanmayı,
Bugün tam bu saatte başlayan duruşmaya katılmayı,
Arkası sağlam şüphelilerin karşımda alaycı sırıtışını bir kez daha izlemeyi,
İki yavrum da “Anne sana bir şey olmayacak değil mi?” diyerek ağlamayı bırakana dek de adalete güvenmeyi
REDDEDİYORUM!"