Endüstriyel tarımda kullanılan 16 kimyasal madde Tarım Bakanlığı’nca yasaklandı. Avrupa’da yasak olan 19 etken maddenin Türkiye’de kullanıldığına dikkat çeken Buğday Derneği’nin Müdürü Şehirlioğlu “Sağlıklı bir gelecek için alternatif tarım yöntemlerini destekleyici politikalar üretilmesi gerekir” dedi. Ziraat Yüksek Mühendisi Çiftçi ise pestisitin toprak canlılığını yok ettiğini bildirdi. Pestisit piyasasını kontrol eden firmaların 2018 yılı satış gelirleri 68 milyon doları buldu

[caption id="attachment_187535" align="alignright" width="211"] Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu[/caption] Sercan Engerek - Tarım ve Orman Bakanlığı geçen yıl üniversitelerden görüş istediği 41 pestisitten 16’sını kademeli olarak yasaklama kararı aldı. Avrupa Komisyonu ise yayımladığı “Çiftlikten Çatala ve Biyoçeşitlilik” raporunda 2030 yılına kadar yüksek derecede tehlikeli pestisit kullanımının yüzde 50 azaltılmasını hedefledi. Avrupa Birliği’nde (AB) yasak olan 19 etken maddenin hâlen ülkede kullanıldığına dikkat çeken Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, “Organizmalar zamanla bu zehirlere karşı direnç geliştirerek daha dayanıklı hâle geliyorlar. Ürün zararlıları dayanıklılık geliştirdikçe de daha zehirli pestisitlere ihtiyaç duyuluyor. Kısır bir döngü bu... Kalıcı çözüm ve sağlıklı bir gelecek için organik tarım, agroekoloji, biyolojik ve biyoteknik mücadele gibi alternatifleri destekleyici politikalar üretilmesi gerekir” açıklamasında bulundu. Tarım ilacı olarak bilinen pestisitler tarlada ürüne zarar veren yabancı ot ve böcekleri yok etmek ve ürün miktarını artırmak için kullanılıyor. Gıdada bıraktığı kalıntı yoluyla insan sağlığını etkilediği için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kanserojen madde olarak değerlendirilen pestisit, biyoçeşitliliği de bozuyor. 100’ün üzerinde sivil kuruluşun bir araya gelerek oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın, geçen yılın kasım ayında başlattığı Zehirsiz Sofralar* kampanyasında “ölümcül tehlike” olarak nitelendirilen 13 pestisitin acilen yasaklanması talep edildi. Proje Danışmanı Dr. Bülent Şık, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üniversitelere sorduğu 41 etken maddenin zararlarını araştırdı. Araştırma sonucunda kimyasalın çiftçiler, tarım işçileri, ekosistem için taşıdığı tehlikeye dikkat çekilirken pestisitlerin üreme sistemine ve beyne zarar verdiği, çocuklarda gelişim bozukluğuna neden olduğu tespit edildi. Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı’nın belirlediği 13 pestisitten 4’ü yasaklanırken, AB’de yasak olan 19 etken madde ise hâlen Türkiye’de serbest olarak kullanılıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinden toplanan bal örneklerinden dörtte üçünün pestisit kalıntısı içerdiğini belirten Buğday Derneği’nin Genel Müdürü Şehirlioğlu, “Kimyasal içeren etken madde için bir alt limit belirlense de özellikle hormon bozucu pestisitler için böyle bir alt limitin tanımlanamayacağı”nın altını çizdi. Biyoçeşitlilik azalıyor, gıda üretimi düşüyor Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) geçen yıl açıkladığı rapora göre ise biyoçeşililikteki azalma nedeniyle gıda üretimi düşüyor. Bitki, arı, kuş ve balıkların azalmasında tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların etkisi öne çıkıyor. Endüstriyel tarımda kullanılan pestisitlerin ancak yüzde 2’sinin hedeflenen zararlıyı yok ettiğini, geri kalan yüzde 98’inin ise havaya, suya ve toprağa karıştığına işaret eden Şehirlioğlu şunları söyledi: “Kullanılan zehirler ürünlerde zarar yapan organizmalardan çok faydalı canlılara zarar veriyor. Zararlı diye bilinen organizmalarla beslenen kuşlar ve avcı böcekler pestisitlerden daha fazla etkileniyor. Ayrıca hastalık etmenleri organizmalar, bu zehirlere karşı direnç geliştirerek daha dayanıklı hâle geliyorlar. Doğa içindeki av-avcı ilişkisi bozulunca ve ürün zararlıları dayanıklılık geliştirdikçe daha fazla pestisite ve hatta daha zehirlilerine ihtiyaç duyuluyor. Bu da kısır bir döngü yaratıyor.” Toprak ölüyor 1950’li yıllarda üretimi artırmaya yönelik tohum ıslahını, kimyasal gübre kullanımını, tarımda makineleşmeyi öngören “Yeşil Devrim” ile dünyada tarımsal üretim biçimi değiştirildi. Yeni tohum türüyle pestisit, gübre tüketimi ve çiftçinin maliyeti artarken, toprak daha çok kimyasala maruz kaldı. Aşırı, bilinçsiz ve yoğun kullanımı nedeniyle pestisitlerin toprağı verimsizleştirdiğinin altını çizen Ziraat Yüksek Mühendisi Ferdan Çiftçi, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Pestisitler toprak mikroflorasını oluşturan algler, funguslar, örümcekler, bakteriler, toprak solucanları gibi organizmaları yok ederek toprakların zaman içinde verimsizleşmesine neden olmaktadır. Çünkü bu organizmaların toprağın fiziksel yapısını düzeltmek, nitrifikasyonu gerçekleştirmek gibi yararları vardır. Toprak canlı bir varlıktır. Bir küp şeker büyüklüğünde bir toprak parçası içinde mikroskobik boyutta binlerce canlı vardır. Pestisitler toprak canlılığını yok etmektedir. Endüstriyel tarımda pestisit kullanımı şu anda bir zorunluluktur. Eğer hastalık ve zararlılarla mücadele edilmez ve pestisit kullanılmazsa ürün kayıpları yaşanabilir. Ancak çevreye ve insan sağlığına etkileri ile birlikte düşündüğümüzde toplam faydasının ne olduğu sorusu yakıcı bir sorudur. Buna olumlu cevap verebilmek de mümkün değildir.” TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın değerlendirmesine göre dünyada yıllık olarak 3 milyon 800 bin ton pestisit kullanılıyor. İspanya, Fransa ve İtalya’dan sonra Türkiye pestisit tüketiminde dördüncü sırada yer alıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Çevresel Göstergeler” raporuna göre Türkiye’de 2016 yılında 50 bin ton olan pestisit tüketimi 2017’de yüzde 8 artarak 54 bin tona yükseldi. Ziraat Mühendisleri Odası, 2018 yılsonu itibariyle Türkiye’de 59 bin ton kimyasal tarım ilacı kullanıldığını açıkladı. [caption id="attachment_187536" align="alignright" width="347"] Ziraat Yüksek Mühendisi Ferdan Çiftçi[/caption] Zehir piyasası beş şirketin elinde Tarım ilacının ekonomisini yorumlayan Buğday Derneği’nin Müdürü Şehirlioğlu, tarım zehri piyasasının yüzde 65’inin beş şirketin elinde olduğunu belirtti. Public Eye ve Unearthed adlı sivil toplum kuruluşlarının analizine göre tarım zehri piyasasına hâkim olan Bayer, BASF, Syngenta, FMC ve Corteva gibi şirketlerin Türkiye’deki 2018 yılı satış gelirleri 68 milyon dolar. Şehirlioğlu, “Bize tohum satıp arkasından da bu tohumların direnç gösteremeyecekleri hastalık etmenlerine karşı tarım zehirlerini pazarlıyorlar. Hatta bu firmalar arasında sonrasında bu zehirlerin etkisi ile kanser olanlarımıza kanser ilacını satanları da var” ifadesini kullandı. Şehirlioğlu’na göre pestisite bağımlı tarım sisteminde köklü bir reform yapılamamasının gerisinde lobi faaliyeti var. BM’nin 2017’de yayımladığı rapora atıfta bulunan Şehirlioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Pestisit şirketlerine yönelik kimyasal zehrin ‘zararlarının sistematik inkârı’, ‘agresif ve etik dışı pazarlama yöntemleri’ ve hükûmet içinde lobicilik çalışmaları yapmak iddiaları gündeme getirildi. Bu şirketler ‘reformları engelleyerek küresel pestisit kısıtlamalarını felç etmek’ ile itham edildi. Raporda artan dünya nüfusunun pestisitler olmadan beslenemeyeceği iddiası ise ‘bir masal’ olarak nitelendi.” * Zehirsiz Sofralar hakkında ayrıntılı bilgiye şu linkten ulaşabilirsiniz: www.bugday.org