Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Tuncay Keser, SZC TV’ye verilen 10 günlük yayın durdurma cezasının usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına ve siyasi tartışma özgürlüğüne haksız ve orantısız müdahale içerdiğini açıkladı. Keser, söz konusu yaptırım kararına ilişkin muhalefet şerhini sosyal medya hesabından paylaştı.
RTÜK Üyesi Keser, şerhinde, bir toplumsal olay sırasında güvenlik güçlerinin müdahalesine ilişkin eleştirilerin basın ve ifade özgürlüğünün kapsamında olduğunu vurguladı. Keser, “Eleştirel değer yargısı niteliğindeki ifadelerin, basın ve ifade özgürlüğünü aşan bir yönü bulunmamaktadır. Ayrıca söz konusu ifadelerde ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf gözetme durumu ya da toplumdaki farklı gruplara yönelik kin ve düşmanlığa tahrik söz konusu değildir” dedi.
Siyasetçilerin ve siyasi parti liderlerinin siyasi tartışma özgürlüğü kapsamında yaptıkları açıklamaların medya üzerinden kamuoyuna aktarılmasının da basın özgürlüğü kapsamında korunduğunu belirten Keser, buna rağmen SZC TV’ye üst sınırdan ve en ağır yaptırımlardan biri olan 10 günlük yayın durdurma cezası verilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Keser, “Bu yaptırım basın özgürlüğüne ağır bir darbe olacak, adil ve ölçülü değildir. Ayrıca ihlal olarak değerlendirilen yayınlarda, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’a aykırı herhangi bir durum da bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Keser, bu gerekçelerle karara karşı muhalefet oyunu kullandığını ifade etti.
RTÜK’ün medya kuruluşlarına yönelik cezalandırma yetkisi, yayınların içeriğine göre değişkenlik gösterebiliyor. Ancak Keser’in muhalefet şerhinde işaret ettiği gibi, basın ve ifade özgürlüğü ilkelerine saygı gösterilmeden uygulanan ağır yaptırımların demokratik toplumlarda ciddi tartışmalara yol açtığı biliniyor. Keser’in açıklamaları, Türkiye’de medya özgürlüğü konusundaki hassasiyetlere de ışık tutuyor.
Öte yandan SZC TV’ye verilen cezanın gerekçeleriyle ilgili RTÜK tarafından yapılan açıklamada, toplumsal olaylar sırasında verilen yayın durdurma cezasının, yayınlarda yer alan içeriklerin kamu düzeni ve güvenliği açısından uygun bulunmamasından kaynaklandığı belirtilmişti. Keser’in muhalefet şerhi ise, bu tür yaptırımların sınırlarının ve uygulanma yöntemlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ediyor.