Kafessiz Türkiye, pek çok şirketin 2025 yılı için kafessiz tavuk yumurtası kullanma taahhüdü verdiğine ve Avrupa, Amerika, Güney Amerika’daki ülkeler gibi Türkiye’nin de kafes sisteminden kurtarılması gerektiğine işaret etti. Endüstriyel hayvancılık dallarından olan yumurta tavuğu yetiştiriciliği, söz konusu tavukların son derece kötü koşullarda bakılmasıyla hem hayvan hem de insan sağlığını tehlikeye atıyor. A4 büyüklüğündeki alanda yaşamaya zorlanarak, bir yıllık ömürleri boyunca toprağa basamayan, kanatlarını açamayan ve hareket edemeyen bu tavukların gözleri ve ciğerleri de yoğun azot miktarı nedeniyle yanabiliyor. Kafessiz yumurta ile kafes yumurtasının arasındaki maliyet farkı ise 30 ila 35 kuruş arasında…
SULTAN YAVUZ/ANKARA- Oxford Üniversitesi’nde felsefe, siyaset ve ekonomi eğitimi alan Kafessiz Türkiye Kampanya Direktörü Emre Kaplan, üniversitedeyken kafessiz bir Türkiye için “change org” sitesinde bir imza kampanyası başlattığını ve mezun olduktan sonra da kurumsal bir yapıya kavuşmak için kolları sıvadığını söyledi. Amaçlarının kafes yumurtacılığının Türkiye’de adım adım sona ermesi olduğunu vurgulayan Kaplan, “yumurta tavuğu yetiştiriciliğinin, ortamı nedeniyle hem hayvanlar hem de tüketiciler açısından sakıncalı olduğunu belirtti. Kaplan, et tavuklarının 40 günlük ömrü olduğunu ve cüsseleri nedeniyle de böylesi bir ortamda yetiştirilmediklerini ancak bir yıl yaşayan yumurta tavuklarının acı içinde bir hayat geçirdiklerini ifade etti. Kaplan, tavukların temel farkındalığa ve sosyal becerilere sahip olduklarını söyleyerek, anne tavuğun, tehlike anındaki civciviyle empati kurduğunu kaydetti. Sayı sayabilme özelliği olan tavukların kendi içlerinde sosyal bir hiyerarşisi de olduğunu ve alanlarına saygı gösterdiklerini vurgulayan Kaplan, “Civcivler o kadar kabiliyetli doğar ki, normalda bir yaşından küçük çocuklar bir şeyi sakladığınızda kaybolduğunu sanarlar, hatta yüzünüzü kapatıp açtığınızda, yüzünüzün de yok olduğunu sanarlar ama civcivler öyle değil. Saklasanız da, aramaya devam ederler. Zihinsel olarak faaliyeti olan ve acı çekebilen varlıklar yani” dedi. Tavuklar eziyet altında tutuluyor Kaplan, Türkiye’de 120 milyon yumurtacı tavuk olduğunu ve Türkiye’nin öncelikli sorunlarından birinin kafes sistemi olduğunu belirterek, tavuk endüstrisindeki tek sorunun bu olmadığını ancak kafes sisteminin rahatlıkla çözülebileceğini ifade etti. Kaplan, kafeste yaşamak zorunda bırakılan tavukların koşullarını şöyle anlattı: “Muhabbet kuşu gibi kafeslerde kalmıyorlar. Kuşlar, aşağı yukarı hareket edebilir, kanat açabilirler ama bu sözünü ettiğimiz kafeslerde, tavuk başına bir A4 kâğıdı kadar yer düşüyor. Oradaki tavuğun kanadını açması mümkün değil, ölene kadar toprağa basamadan bunun içinde duruyorlar. Beş insanı asansöre kapattıklarını düşünün, ne sıkıntı yaşarlarsa, aynısını yaşıyorlar, mesela dışkı sorunu… Orada felaket bir koku var, tesise girenler muayene edip, yumurta toplayıp çıkıyor ama o hayvanlar, o amonyaklı havada bir yıl yaşıyorlar ve eğer havalandırma da azsa, gözleri ve ciğerleri yanmaya başlıyor. 50 bin, 100 bin hayvanın bir tesise kapatılmasının sonucu bu… İkinci olarak da, bir tavuğu köyde bıraksanız, hep dolaşır, toprağı eşeler ama tel kafeste yürüyecek alan yok. Bunun yol açtığı stres ve mahremiyet duygusu çok yüksek, biz kolumuzu açmadan nasıl rahatsızca yaşarsak, onlar da öyle. Bu nedenle saldırganlıkları artıyor ve toprak olmayınca, onu didikleyemedikleri için biriken stres birbirlerini yaralama veya öldürmeyle sonuçlanıyor. Hatta yetiştirici kitaplarında cannibalism (yamyamlık) diye irdelenen bir konudur bu. Bir sene güneş görmeden, toprağa basmadan, birbiriyle didikleşip ölüyorlar. Kafesten çıkararak bunu engelleyebilirsiniz. Büyük bir süper market zincirinde 10 tane kafessiz yumurta 13.95 liradan satılıyor. Kafes yumurtası da 11 lira. Yumurta başına 35 kuruş maliyeti var. Hayvanları önemsemeyen biri bile bunu kabul edecektir. Kafesten kurtulan tavuk tüneyebilecek, kum banyosu yapacak, hareket edecek.” İnsan sağlığına tehdit Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin sağlık ve kafes sistemine ilişkin araştırmasında, Avrupa’da milyonlarca hayvanı kapsayacak şekilde tesis gezildiğini ve dar alandaki hayvanların dışkı ortamı nedeniyle “Salmonello” isimli bakteri riski taşıdığının ortaya çıktığını söyleyen Kaplan, bu bakterinin tavuk ve yumurta zehirlenmelerinde görüldüğünü belirtti. 2019 yılında araştırmanın tekrarlandığını dile getiren Kaplan, kafes sisteminin hayvanlara olduğu kadar insanlara da zararlı olduğuna dikkat çekti. Kaplan, “Hayvan için de bizim için de temiz sonuç oluşturmuyor” dedi. [caption id="attachment_210655" align="alignright" width="301"] Kafessiz Türkiye Kampanya Direktörü Emre Kaplan[/caption] Türkiye’de şu an 40’tan fazla firma, kafes yumurtası kullanmamak için taahhüt verdi Kaplan, kafes sorununun çözülebilir olduğunu ve dünyada da bolca örneği olduğunu söyledi. Kademeli ve pragmatik bir anlayışla aracı firmaların, restoran ve gıda imalatçılarının karşısına bir yol haritasıyla çıktıklarını kaydeden Kaplan, adım adım maliyet farklarını yıllara yayarak dönüşümü gerçekleştirilebilir hâle getirdiklerini belirtiyor. Genelde 2025 yılını önerdiklerini ifade eden Kaplan, “Türkiye’de pek çok firma 2025’ten itibaren satmayacak veya kullanmayacaklarına ilişkin taahhüt verdi. Bazen de süreyi 2027-2030 olarak belirleyebiliyoruz. Bir çok restoranın kafesssiz yumurtaya geçmesi rekabetçi bir dezavantaj da oluşturmuyor. Rahatlıkla hem marka imajını yükseltmiş hem de hayvanları korumuş olurlar” dedi. Türkiye’de şu anda kafes sistemini reddeden 40’tan fazla sektör olduğunu söyleyen Kaplan, firmaların çok hızlı şekilde ikna olduklarını ve marka imajlarına da yakışır bir tutum sergilediklerini belirtti. Uluslararası büyük otel zincilerinin, büyük bir perakende marketin, bir pastane-fırın zincirinin, büyük bir mobilya markasının ve catering firmalarının taahhüt verdiğini ifade eden Kaplan, “Her bir otel zincirinin taahhüdü binlerce tavuğun hayatını etkiliyor. Bu ilerlemede ise uluslararası ortaklarıyla dünyadaki global ilerlemenin Türkiye’yi etkilemesi söz konusu… Bu dönüşüm bizden dolayı değil, bu global firmalar dünyanın her yerinde yapılanıyor ve Avrupa’da zaten kafes sistemi bitti, şirketlerin tamamı açıkladı. Güney Amerika da öyle… Şirketler globalleşmesini sağlıyor ve bu Türkiye için de geçerli olduğu için, konuşmamız gereken bunun ne zamandan itibaren olacağı” diye konuştu. Türkiye’nin yüzde 76’sı, “Kafes sistemi yasaklanmalıdır” diyor Kaplan, bu konunun gündemde yer almadığını ve gıda firmalarının da yumurta ambalajlarının üstüne kafeste tavuk fotoğrafı değil, yeşillik ve pastoral çağrışımı yapan resimler koyduklarını belirterek, durumun gerçeğini öğrenen insanların hayâl kırıklığına uğradığını söyledi. Kaplan, Türkiye’de insanların konuya yaklaşımını şu sözlerle anlattı: “Türkiye’de kafes olduğu bilinmiyor ama insanlar önemsemez demeyin. Bugüne kadar çok hızlı ve kolay ilerledik. Sosyal medyada milyonlarca görüntülenen videolarımız ya da büyük imza kampanyalarımız oluyor. Türkiye’de hayvansever duyarlılık var. Konda, endüstiyel hayvancılık konusunda Türkiye’deki kafeslere ilişkin anket yapıyor ve “fiyatı daha ucuz ama tavukların koşulları kötü” diyor. Bu doğru mudur?” Diye sorulunca, yüzde 82 katılmıyor ve yüzde 76 “yasaklanmalı” diyor. Türkiye’de bu konuda insanların endişeleri var ve giderilmesini istiyorlar. Bence bu işin pek çok ayağı var ve olumlu örnekler teşvik edilebilir. Bir de yumurtaların üzerindeki barkod numarası 3 rakamı ile başlıyorsa, o kafes yumurtasıdır. Biz almazsak, aynı zamanda sektörün gidişatına ilişkin sektöre mesaj vermiş oluruz.” Emre Kaplan, gönüllülere de kapılarının açık olduğunu ve gönüllünün şirket görüşmelerine de katılabileceğini ifade etti. Kafessiz Türkiye’nin vizyonunu geliştirmesinde önemli rol oynayacaklarını söyleyerek, becerilerini geliştirmek ve “ne yapabilirim?” diye soranların Kafessiz Türkiye’ye internet üzerinden ulaşabileceklerini duyurdu. Kafessiz Türkiye’nin internet sitesi: https://kafessizturkiye.com 
Editör: TE Bilisim