Gazeteciler Cemiyeti tarafından Avrupa Birliği (AB) finansmanıyla yürütülen Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi (M4D) Projesi kapsamında, “Tehdit Altında Araştırmacı Gazetecilik” başlıklı söyleşi düzenlendi. Basın Evi’nde gerçekleştirilen söyleşide, araştırmacı gazetecilik çalışmalarında sözlü ve fiziki tehdit altındaki çalışma koşulları değerlendirildi.

Moderatörlüğünü gazeteci Erhan Karadağ’ın üstlendiği söyleşinin konuğu, son yıllarda ağırlıklı olarak terör örgütü IŞİD’in bölgedeki kadın ve çocukları hedef alan insan kaçakçılığı gibi faaliyetlerini mercek altına aldığı araştırma haberleriyle tanınan ve bu nedenle birçok ödüle layık görülen gazeteci Hale Gönültaş oldu. Gönültaş, Suriye’deki iç savaş ortamında yaşananlara "insan" odaklı yaklaşan araştırma haberleri ve yazı dizilerine imza atarken aldığı tehditlerle nasıl başa çıkmaya çalıştığını ve deneyimlerini aktardı.

Söyleşide, Gönültaş’ın başta IŞİD olmak üzere radikal yapılarla ilgili saha araştırmaları, sahadaki tehlikeli çalışma koşulları ve aldığı tehditler üzerine deneyimleri konuşuldu.

Çok sayıda genç gazetecinin de katıldığı etkinlikte, araştırmacı gazeteciliğin bugün Türkiye’de karşı karşıya kaldığı engeller masaya yatırıldı.

Whatsapp Görsel 2025 05 14 Saat 18.36.46 5873Ede5

Gönültaş: İyi gazeteci, haberinin arkasında duran, kamu yararına çalışan kişidir

Gazetecinin bilgi kaynağını süzgeçten geçirip kamuoyuna aktaran kişi olduğunu belirten Gönültaş, iyi bir gazetecinin taşıması gereken özellikleri sıraladı: "İyi gazeteci, haberinin arkasında duran, haberin tüm taraflarıyla değerlendiren, kamu yararına çalışan, tepkilerden etkilenmeyen kişidir."

1990'ların başından beri gazetecilik yaptığını ifade eden Gönültaş, o dönemin görece daha özgür olduğunu ve kurumların yaptıkları haberlerin arkasında durduğunu belirtti. Savunma muhabirliği yaptığı dönemlerde savunma sanayi ihalelerindeki yolsuzlukları araştırdığını anlatan Gönültaş, "Haber ayrıntıda gizlidir, ben bunu çok önemserim" dedi.

2002 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu zamanında, TSK teamüllerine aykırı olarak komutanların değiştirileceği yönünde kulisten aldığı bir bilgiyi haberleştirdiğini belirten Gönültaş, "Bu haberi kesinleştirdikten sonra manşeti yıkarak bu haberi verdik. Ertesi gün TSK'dan telefonlar geldi, beni çağırdılar. Bana bunu hangi cesaretle yazdığımı sordular, ben de gazetecilik yaptığımı söyledim. O gün TSK’ya, Anıtkabir’e girişim yasaklandı ve ben hala gazeteci olarak Anıtkabir’e giremiyorum" diye konuştu.

“Serbest gazetecilikte her alana hakim olmak gerekir”

Doğan Grubu’nun satışıyla birlikte işsiz kaldığını, ardından serbest gazeteciliğe yöneldiğini aktaran Gönültaş, serbest çalışan bir gazetecinin çok yönlü olması gerektiğini vurguladı:

“Serbest gazetecilikte kaynaklara ulaşmak, röportaj tekniklerini bilmek ve birçok alana hâkim olmak şart. Göç, çatışma, insan kaçakçılığı gibi zorlu alanlarda çalıştım ve buralarda nasıl davranmam gerektiğini, bölgenin şartlarını zaten biliyordum. Bunları bilmeden orada bu işi yapamazdım” dedi.

Göç yolculuğuna bizzat katılarak yaptığı haberlerin önemine de dikkat çeken Gönültaş, sahada geçirilen sürenin haberin derinliğini belirlediğini söyledi.

Whatsapp Görsel 2025 05 14 Saat 18.36.47 2Afd92Fb

"İŞİD hücresiyle yüzleşmek sahada mümkün oldu"

Gazetecilik yaşamı boyunca Ortadoğu’da ve radikal İslamcı örgütlerin bulunduğu bölgelerde çalışan Hale Gönültaş, IŞİD yapılanmasına dair yaptığı araştırmaları anlatırken gazetecilik cesaretinin bilgiyle birleşmesi gerektiğini şu sözlerle aktardı:

“Cahil cesaretiyle değil, bilgiyle sahaya çıkıyorum. Nerede neyle karşılaşacağımı biliyorum. Suriye’de, IŞİD bölgesine gittiğimde başıma ne geleceğini kestirebiliyordum.”

“Haberin ardından onlarca çocuk kurtarıldı”

Bir sabah Ankara Ulus’ta gördüğü minibüslere binen İslami kıyafetli çocukların peşine düştüğünü, bu takibin büyük bir IŞİD merkezini ortaya çıkardığını söyleyen Gönültaş, süreci şöyle anlattı:

“O çocuklar mülteciydi, eğitime erişimleri yoktu, kimlikleri yoktu, vatansızdılar. Çocukların tutulduğu yere giderek fotoğraflar çektik, ses kaydı aldık. Haber yayınlandıktan birkaç saat sonra operasyon gerçekleşti. Üç IŞİD militanı tutuklandı, onlarca çocuk kurtarıldı.”

Irak’ta yaptığı bir başka araştırmada, darkweb (karanlık ağ) üzerinden IŞİD’in kadın ve çocukları köle olarak sattığını ortaya çıkaran Gönültaş, Hadiya adlı genç bir kadının kurtarılma sürecini de haberleştirdi.

Sınır haberciliğinin çok ayrı ve haber potansiyeli yüksek ancak güvenlik riski de barındıran bir alan olduğunu vurgulayan Gönültaş, IŞİD'in toprak kaybetmesinin ardından çok sayıda IŞİD yöneticisi ve militanının Türkiye'ye gelirken kadın ve çocukları "savaş ganimeti" olarak yanlarında getirdiklerini ve bu kişilerin cinsel istismara uğradığını belirtti. Irak'tayken IŞİD'in darkweb üzerinden köle satışı yaptığını öğrendiğini söyleyen Gönültaş, şunları ekledi: "IŞİD’in öldürülen liderlerinden El Bağdadi'nin akrabaları Kırşehir’e yerleşmişti, orada büyük bir IŞİD yapılanması vardı ve buna göz yumuluyordu. Hadiya isimli genç bir kadın ve kızının darkwebde satışı yapılıyordu, bunun haberini yaptım. Hadiya’yı kurtardık."

Whatsapp Görsel 2025 05 14 Saat 18.36.47 18Bbd56D

“Gazetecilikte sona ulaşmak esastır”

Yaptığı haberlerin çoğunun dava süreçlerini de takip ettiğini belirten Gönültaş, gazetecilikte sadece olayı ortaya çıkarmanın değil, takip ederek sonuç almanın da önemine işaret etti:

“Haber sahada yapılır ve sonuna kadar gidilmelidir. Dava sürecini izlemek, yetkililerle iletişim kurmak zordur ama gazeteci için esas olan haberin nihai sonucuna ulaşmaktır.”

2012’den sonra özellikle IŞİD haberlerinden sonra yoğun tehdit aldığını aktaran Gönültaş, bu süreçte hem fiziki hem de dijital güvenliğini korumaya çalıştığını, ancak bir noktadan sonra yaşadığı tehditlerin yaşam alanına kadar girdiğini söyledi:

“Bu benim gazetecilik hayatımda hep vardı. 2012den sonrayı farklı bir süreç olarak ele alacak olursak IŞİD’le ilgili çok haber yaptım. Bu süreçte bana tehdit mesajları ve telefonları geliyordu, sosyal medyadan sürekli taciz mesajları geliyordu. Bu süreç hep devam etti, her zaman dikkatli ve korunaklı çalıştım. Ta ki ev adresim ortaya çıkana kadar... Takip edilmeye başlandım ve olayların ciddiyeti arttı. Bu çok uzun süre devam etti."

Whatsapp Görsel 2025 05 14 Saat 18.36.46 Bf994319

“Güvenlik nedeniyle yurtdışına çıktım, gazeteciliğe devam ettim”

Almanya’ya yerleşme kararını güvenlik gerekçesiyle aldığını belirten Hale Gönültaş, orada da gazeteciliğe devam ettiğini söyledi:

“Basın örgütlerinin telkiniyle yurtdışına çıktım. Orada haberlerimi yapmaya devam ettim. Haber kaynaklarımla iletişimimi koparmadım, dijital güvenliğimi artırdım. Sağlığım elverdiği sürece gazeteciliğe devam edeceğim.”

"İnsan elbette korkar ama bedel ödemek gerekiyor"

Gönültaş, gazetecilik kariyeri boyunca aldığı tehditlere rağmen mesleğini sürdürmeye devam ettiğini belirtti. "İnsan elbette korkar ama bedel ödemek gerekiyor. Fiziken ve ruhen ne kadarını kaldırabilirim diye düşünmek gerekiyor. Yaptığın işin arkasında durmak gerekiyor" diyen Gönültaş, haber kaynaklarını korumanın önemine de dikkat çekti. Terörle mücadele kapsamında defalarca hakim karşısına çıktığını, cezaevine girecek raddeye geldiğinde dahi haber kaynaklarını açıklamadığını ifade etti.

Muhabir: Cemre Polat