3 Mayıs Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle her yıl hazırlanan TGS Basın Özgürlüğü Raporu, 2024-2025 dönemi için yine karanlık bir tabloyu gözler önüne serdi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), bu yılki raporunda, gazetecilere yönelik baskıların, soruşturmaların ve yargılamaların her geçen yıl artarak devam ettiğini vurguladı. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, gazetecilere yönelik yapılan baskıların artık olağanlaşmış olduğunu belirterek, "Her yıl olduğu gibi, bu yıl da gazeteciler cezaevlerinde, adliyelerde ve karakollarda yaşamaya devam etti" dedi.
29 Gazeteci Cezaevinde, 212 Davada 311 Gazeteci Yargılandı
Raporda yer alan verilere göre, son bir yıl içinde 29 gazeteci cezaevine girdi ve bugün itibarıyla 18 gazeteci hala cezaevinde bulunuyor. Gazetecilere yönelik 313 soruşturma açıldığı, 123 gözaltı işlemi gerçekleştirildiği ve 90 gazetecinin ifadeye çağrıldığı ifade ediliyor. Bir yıl içinde 212 davada 311 gazeteci yargılandı ve bu davaların çoğu ceza yargılaması olarak sonuçlandı. Toplamda 137 yıl 23 gün hapis cezası verildi. Ayrıca, 57 gazeteci beraat etti ve 161 bin 980 TL adli para cezası verildi.
Yeni Tehdit: Ev Hapsi ve Dezenformasyon Yasası
Gökhan Durmuş, son dönemde gazetecilerin karşılaştığı en büyük tehditlerin ev hapsi ve Dezenformasyon Yasası olduğunu belirtti. Durmuş, ev hapsi kararlarının, gazetecileri haber yapmaktan, haber kaynağından ve toplumdan kopardığını söyledi. Ayrıca, Dezenformasyon Yasası'nın 2022 yılında yürürlüğe girmesinin ardından, bu yasa gerekçe gösterilerek en az 67 gazeteci hakkında 85 soruşturma açıldığını ve 15 gazeteci gözaltına alındığını ifade etti.
Fiziksel ve Sözlü Saldırılar Devam Ediyor
Raporda yer alan bir diğer çarpıcı veri ise gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar ve sözlü tehditler oldu. 56 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı, 90 gazeteci ise sözlü tehditlere maruz kaldı. Ayrıca, 90 haber içeriği erişim engeliyle karşı karşıya kaldı, 34 haber içeriği ise tamamen silindi. Son bir yıl içinde, 3 basın kurumu saldırıya uğradı ve 3 basın kurumu hedef gösterildi.
Gazetecilerin Ekonomik Durumu ve Yoksulluk
Rapor, gazetecilerin ekonomik zorluklarını da gözler önüne serdi. Gazetecilerin yarısı kendisini yoksul hissediyor ve çoğu, geçen yılki alım güçlerinin düştüğünü ifade ediyor. Ayrıca, gazetecilerin çalışma koşulları ve meslek güvencesizliği altında büyük bir ekonomik belirsizlikle karşı karşıya olduğu belirtildi. Gazetecilerin çoğunluğu ek iş yapmaya hazır olduğunu ancak bunun için fırsat bulamadığını belirtti. TGS, gazetecilerin ekonomik krizle başa çıkabilmek için sendikal haklar ve örgütlenme mücadelesini daha güçlü bir şekilde sürdürmesi gerektiğinin altını çizdi.
Basın ve İfade Özgürlüğü İçin Dayanışma Önemli
Gökhan Durmuş, raporun sonunda gazetecilerin örgütlenme ve dayanışma içinde olmalarının hayati olduğunu belirtti. "Bu karanlık tabloyu ancak sendikalaşarak aşabiliriz, aydınlatabiliriz" diyen Durmuş, gazetecilerin ve medya çalışanlarının birlikte hareket etmesinin, basın özgürlüğünün savunulmasında önemli bir adım olduğunu vurguladı. Durmuş, basın özgürlüğünün, bir toplumun demokrasi ve hak özgürlüklerinin sağlanmasında en önemli unsur olduğunu belirterek, gazetecilerin sadece mesleklerini değil, halkın haber alma hakkını da savunmaya devam ettiklerini söyledi.
Yolsuzlukla Mücadele ve Basın Özgürlüğü
Raporda, yolsuzlukla mücadele ve hesap verebilirlik gibi önemli konulara da değinildi. Durmuş, şeffaf bir toplumun inşası için gazeteciliğin kritik bir rol oynadığını ve bunun engellenmesinin, demokratik değerlerin zayıflaması anlamına geldiğini söyledi. Raporda, hukukun, basın özgürlüğünü koruyacak şekilde çalışması gerektiği ve basın meslek örgütlerinin bu mücadelede bir arada olması gerektiği ifade edildi.