İzmir’de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftasında Eğitim Sen tarafından her yıl geleneksel olarak yapılan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi” bu yıl Millî Eğitim Bakanlığı ve Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hedef alındı.
Geçtiğimiz hafta, Eğitim Sen İzmir 4 No’lu Şube Kadın Sekreteri Evren Nesil Dinçer Çalık, Mali Sekreter Erdal Balcı ve üye öğretmen Nurşen Turan Öğüt hakkında, “müfredatta yer almayan konular işlendiği” gerekçesiyle uyarı ve kınama cezaları verildi. Eğitim Sen, cezaların siyasi baskılarla verildiğini belirtti, karara hukuki itirazda bulunacaklarını duyurdu.
Sendika tarafından yapılan açıklamada, “Sendikamız Eğitim Sen tarafından 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle yıllardır olduğu gibi bir ders saatinde ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi’ yapılacağı ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratılacağı duyurulmuştu.
Ancak Millî Eğitim Bakanlığı, 10 Mart tarihinde sendikamızın aldığı karara dayanarak yapılan toplumsal cinsiyet eşitliği temalı dersleri çarpıtarak kamuoyunu yanıltmaya çalışmış, suçlayıcı ve gerçek dışı açıklamalarda bulunmuştu.
12 Haziran 2025 tarihinde ise Bornova İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından sendikamız yöneticileri Eğitim Sen İzmir 4 No’lu Şube Kadın Sekreteri Evren Nesil Dinçer Çalık, Mali Sekreteri Erdal Balcı ve üyemiz Nurşen Turan Öğüt hakkında, 10 Mart 2025 Pazartesi günü girdiği derslerde ‘müfredatta yer almayan toplumsal cinsiyet eşitliği konularını işledikleri’ gerekçesiyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/B-a maddesi uyarınca ‘kınama’ cezası verilmiştir. Bu karar, yalnızca bireysel bir cezalandırma değil, aynı zamanda öğretmenlik mesleğinin özerkliğine, bilimsel eğitime ve sendikal haklara açık bir müdahaledir” ifadelerine yer verilmişti.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, yaşananları gazetemize değerlendirdi.
“Bu bir siyasi talimattır, hukuktan döneceğini düşünüyoruz”
Toplumsal cinsiyet eşitliği derslerinin her yıl yapıldığını belirten Kemal Irmak, bu yıl bakanlık ve iktidara yakın sendikaların birlikte hareket ettiğini söyledi.
Irmak, “Her 8 Mart haftasında çocukları toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlendirmek amacıyla bu dersi veriyoruz. Bu sene bakanlık ve iktidara yakın sendikalar eşgüdümlü olarak saldırıya geçti. Çok açık bir tehdit yapıldı, ders verecek öğretmenlerin haklarında idari ve adli soruşturma başlatılacağı söylendi. Halen devam eden soruşturmalar var. Geçtiğimiz hafta İzmir’de kadın arkadaşlarımıza uyarı ve kınama cezaları verildi” dedi.
Cezaların idari kurullarda savunmalara rağmen verildiğini belirterek, “Bu kararlar politik bir talimatla verildi. Hukuktan döneceğini düşünüyoruz. Ortada fiili bir suç yok. Kaldı ki müfredatta toplumsal cinsiyet eşitliği başlığı zaten var” sözlerini aktardı.
“Bakanlık geçmişte bu eğitimi kendisi veriyordu”
Irmak, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin geçmişte bizzat MEB tarafından hazırlandığını hatırlatarak, “2014-2016, 2018-2019 yıllarında bakanlığın yaptığı projelerde toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları olarak tanımlanıyordu. O dönem Avrupa Birliği ile ilişkiler vardı, konuya insan hakları merkezli yaklaşıyorlardı. Şimdi ise bu konu etik dışı ithamlarla hedef gösteriliyor. İlkokul ve ortaokul çağındaki çocukları LGBTİ’ye özendirdiğimiz suçlaması yapıldı. Bu, çok bilinçli bir açıklama.”
“Bu Eğitim Sen’e dönük bir suikasttır”
Cezaların yalnızca öğretmenlere değil, doğrudan sendikaya yönelik olduğunu vurgulayan Irmak, “Eğitim Sen’e dönük bir itibarsızlaştırma var. Cumhurbaşkanı’nın kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söyleyen açıklamaları ortada. Bu düşünce tarzına sahip olanlar tabii ki bizi hedefe koyuyorlar” dedi.
Eğitim Sen’in yalnızca eğitim değil aynı zamanda kadın mücadelesi yürüten bir sendika olduğunu vurgulayan Irmak, “Biz kadın sendikasıyız. Kadın meclisimiz var. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki duruşumuz çok net” diye konuştu.
“Kadınlarla eşit olmadığımız yerde toplum özgür olamaz”
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yalnızca bir eğitim politikası değil, temel bir demokratik gelişmişlik göstergesi olduğunu vurgulayan Irmak, şunları söyledi: “Kadınlar dünya yükünün yüzde yetmişini sırtlanırken, toplumda karşılıkları yüzde yirmi bile değil. Yöneticilikte, iş paylaşımında eşit değiller. Kadınlarla eşit olmadığımız bir yerde özgür ve eşit bir toplumdan söz edemeyiz. Eşitliğin olmadığı hiçbir yerde mutluluk da olmaz. ‘Biz kardeşiz’ gibi yuvarlak cümlelerle bu mesele geçiştirilemez.”
“Bu mücadele herkesin iyiliğine”
Kemal Irmak, toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulunarak sözlerini şöyle tamamladı: “Biz herkesle eşit, kardeşçe bir dünyayı savunuyoruz. Bu mücadelenin herkesin iyiliğine olacağını düşünüyoruz. Eğitim Sen, bu baskılara boyun eğmeyecek ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürecektir.”
