ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük tarifesine ilişkin açıklamaları, küresel piyasalarda büyük bir dalgalanmaya yol açtı. Trump, Çin başta olmak üzere birçok ülkeye yönelik gümrük vergilerini önemli ölçüde artıracaklarını duyurdu. Bu açıklamanın ardından piyasalarda küresel resesyon endişeleri güçlendi.
Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz rezervlerinde de düşüş yaşandı. ABD merkezli Morgan Stanley analistleri ise ABD’deki orta ölçekli bankalara ilişkin yatırım tavsiyelerini aşağı yönlü revize etti.
TCMB'nin toplam rezervleri 156 milyar 511 milyon dolardan 154 milyar 261 milyon dolar seviyesine geriledi. Böylece, Merkez Bankası'nın rezervleri bir haftada 2 milyar 250 milyon dolar düştü.
Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği (VAVEK) Başkanı ve Öğretim Görevlisi Dr. Turgay Bozoğlu, tarifeleri yükseltme kararının küresel ekonomi üzerindeki etkilerini inceledi.
Küresel büyüme oranları
Küresel büyümenin ticaret savaşının gölgesinde yavaşlama eğilimine gireceğine dikkat çeken Bozoğlu, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve OECD gibi kuruluşların da bu duruma dair uyarılarda bulunduğunu söyledi.
OECD’nin son raporuna atıfta bulunan Bozoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Rapor, Trump’ın tarife artırımlarının ABD, Kanada ve Meksika başta olmak üzere birçok ekonomide büyümeyi aşağı çekeceğini ortaya koyuyor. OECD’ye göre daha geniş kapsamlı bir ticaret savaşında, ABD büyümesi beklenenin çok altında kalacak ve elde edilmek istenen gümrük geliri, ekonomik yavaşlama nedeniyle oluşan kaybı telafi edemeyecek. Örneğin, tüm ülkelerin karşılıklı olarak tarifeleri 10 puan kalıcı artırdığı bir senaryoda, küresel büyüme ikinci yılda yaklaşık yüzde 0,3 daha düşük gerçekleşirken, ABD ekonomisi üçüncü yıl sonunda aksi halde olacağından yüzde 0,7 daha düşük büyüyecek hale geliyor. Bu doğrultuda, uluslararası kuruluşlar küresel büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etmekteler.
Dünya ekonomisi 2024’te yüzde 3,2 büyümüşken, 2025 için bu oranın yüzde 3,1’e gerilemesi bekleniyor; 2026’da ise yüzde 3’e doğru bir yavaşlama öngörülüyor. Elbette bu ortalama görünümün arkasında farklı bölgelerin ayrışması var: ABD ve Kuzey Amerika ticaret belirsizliğiyle ivme kaybederken, Çin gibi bazı büyük gelişen ekonomiler kendi iç destekleriyle büyümeyi kısmen koruyabiliyor. Ancak genel tablo, ticaret gerilimleri arttıkça küresel büyümenin bariz şekilde yara alacağına işaret ediyor."
"İmalat sanayi ve ihracata dönük sektörler ilk baskıyı hissedecek"
Bozoğlu, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Genel Direktörü Roberto Azevêdo’nun, "Ticaret çatışmalarının yarattığı belirsizliğin, verimlilik artırıcı yatırımları geciktirdiği ve yaşam standartlarını uzun vadede olumsuz etkilediği” yönündeki açıklamalarına da yer verdi.
Bu uyarının küresel ölçekte geçerli olduğunun altını çizen VAVEK Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle imalat sanayi ve ihracata dönük sektörler, büyüme üzerindeki ilk baskıyı hissedecek alanlar olacaktır. Küresel değer zincirlerinin bozulması, şirketlerin maliyetlerini artırarak üretim ve yatırım planlarını aksatır. Sonuçta, küresel büyüme oranları hem 2025 hem 2026 için belirgin şekilde aşağı yönlü risklerle karşı karşıyadır. Eğer tarife restleşmesi tırmanmaya devam ederse, bazı ekonomiler durgunluğa sürüklenebilir. Tam tersi, taraflar arasında bir uzlaşma sağlanabilirse büyüme görünümü yeniden iyileşme gösterebilir – ancak mevcut yüksek belirsizlik düzeyinde bu iyimser senaryoya şimdilik temkinli yaklaşılıyor."
Ticaret hacminde daralma beklentisi
Küresel ticaret hacminin yüksek tarifelerden doğrudan etkilenecek kritik göstergeler arasında yer aldığını ekleyen Bozoğlu, "Trump’ın yüzde 125’lik tarife hamlesi, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret akışını ciddi ölçüde kısıtlama potansiyeline sahip" dedi.
Bozoğlu, daralan ABD-Çin ticaret hacminin 'iki ülkenin tedarik zincirine bağlı üçüncü ülkeleri de etkileyebileceğini' vurguladı. Dünya Ticaret Örgütü’nün 2019'da ticaret savaşları nedeniyle dünya mal ticareti büyüme tahminini yüzde 2,6’dan yüzde 1,2’ye çektiğini hatırlatan Bozoğlu, şunları kaydetti:
"Bu son on yılın en düşük artış oranına işaret ediyordu. 2020 için de öngörülen toparlanma, gerilimin seyrine bağlı olarak belirsiz bir aralıkta tutulmuştu. Bu veriler, ticaret savaşlarının küresel ticaret hacmini ne denli frenleyebileceğini ortaya koyuyor.
Bugünkü durumda, ABD-Çin arasındaki tarife restleşmesinin devamı, küresel ticaret hacmini büyüme yerine daralma sürecine sokabilir. Taraflar karşılıklı gümrük duvarlarını yükseltirken, ticaret akışları alternatif pazarlara yönelmeye çalışacaktır. 2018-2019 ticaret savaşı döneminde de gördüğümüz gibi, ABD’nin Çin’den ithalatı azalırken Vietnam, Meksika gibi üçüncü ülkeler ABD pazarına daha fazla ürün satarak ticaret yön değiştirmelerine neden olmuştu. Ancak ticaretin bir kısmı başka rotalara kaysa da toplam hacim genelde düşer; zira tarifeler ticareti verimsizleştirip maliyetleri yükseltir."
"Küresel ticaret hacmine mola etkisi yapabilir"
VAVEK Başkanı, Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO), ticaret geriliminin tırmanması halinde 2020'de küresel ticaret artışının yüzde 1’in altına inebileceği ve tarifelerin yükselip karşılıklı misillemelerin sürdüğü bir kısır döngünün küresel ekonomi için yıkıcı olabileceği uyarısında bulunduğunu anımsattı.
Bu durumun dünya ekonomisinde ciddi bir duraksamaya neden olabileceğini vurgulayan Bozoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Trump’ın 90 günlük süreyle diğer ülkelere nefes aldırması, küresel ticaret hacmine bir mola etkisi yapabilir. Bu sürede ABD ile Avrupa, veya ABD ile gelişen ülkeler -Türkiye, Hindistan vb.- arasında ticaret akışları normal seyrinde devam ederse, en azından kısa vadede ticaret hacmindeki düşüş sınırlanabilir. Fakat Çin gibi dev bir aktörle ABD’nin ticaretinin adeta frenlenmesi, dünya toplam ticaretinde büyümenin yerini duraklama veya küçülmeye bırakmasına yol açabilir. Uzun vadede, şirketler yüksek tarife riskine karşı tedarik zincirlerini yeniden şekillendirmeye başlarlarsa (örneğin üretimi Çin’den Güneydoğu Asya’ya kaydırmak gibi), bölgesel ticaret dinamiklerinde değişimler görülür. Bu tür bir tedarik zinciri yeniden yapılandırması, bazı ülkelerin -Vietnam, Hindistan, Meksika vb.- ticaret hacimlerinde kazanımlar getirirken, Çin’in ve hatta ABD’nin ticaret hacmini kalıcı olarak düşük bir patikaya oturtabilir. Sonuç itibariyle, eğer Trump’ın hamlesi geri alınmaz veya kapsamlı bir anlaşmaya dönüşmezse, küresel ticaret hacmi önümüzdeki dönemde baskı altında kalacak ve büyüme hızları tarihsel ortalamaların oldukça altında seyredecektir."