“Yeni yılla birlikte gelen zamlarla tüketicinin ucuz enerji hakkı ayaklar altında”

NAZ AKMAN- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) yapılan açıklamaya göre; 1 Ocak 2022 itibarıyla kademeli tarife uygulamasına geçildiği bildirilmiş buna göre, mesken aboneleri için aylık 150 kilowatta kadar tüketim miktarları için fiyat 1,37 TL / kilowatt; 150 kilowattın üstündeki kısım için ise 2,06 TL/ kilowatt olarak belirlenmişti. Elektriğin birim fiyatı ilk kademe kullanımda yüzde 50, ikinci kademede ise yüzde 125 zamlanmış oldu. Aynı şekilde Ocak ayı itibarıyla yeni doğal gaz tarifesine göre, konutlarda doğal gazın fiyatı yüzde 25, büyük sanayi ve ticari kuruluşlara sağlanan doğal gazın fiyatı ise yüzde 50 zamlandı. Tüketici Hakları Derneği (THD), elektrikten doğal gaza, akaryakıttan köprü geçişlerine kadar pek çok alanda yeni yılla birlikte gelen zamlarla tüketicinin ucuz enerji hakkının gasp edildiğini belirterek, enerji politikalarının tüketici haklarına uygun olması gerektiğini belirtti. Enerji politikalarının kamu yararına değiştirilmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, elektrik ve doğalgazdaki yüzde 18 KDV oranının yüzde bire indirilmesi talep edildi. THD’nin yeni yılla birlikte yapılan yüksek enerji zamları ve artan enerji giderlerinin tüketicilerin bütçelerine olan etkileri ve çözüm önerilerine ilişkin açıklamasında, “Tüketiciler soğuğa ve karanlığa mahkum edildi! Yüksek enerji zamları tüketici hakları ve kamu yararına aykırıdır” denildi. “Dört kişilik hanenin ortalama aylık elektrik tüketim bedeli yüzde 76 zamlandı” Dernek önünde yapılan açıklamada, dar gelirli hanelere devlet enerji desteğinin verilmesi, yüksek enerji zamları ile elektrikteki kademe sınırının iptal edilmesi, ithalata dayalı enerji politikalarının sonlandırılması, özel enerji şirketlerinin kamulaştırılması, yerli kaynaklara dayalı enerji politikalarının belirleyici olması ve enerji politikalarının kamu yararına değiştirilmesi talep edildi. Açıklamada, “Yeni yılın ilk uygulaması olarak devreye konulan yüksek elektrik, doğal gaz, akaryakıt zamlarıyla tüketiciler soyulacak, şirketler kazanacak. Tüketicilerin evrensel haklarından olan temel gereksinimlerinin karşılanması hakkı kapsamında; ucuz enerjiye yani ucuz elektrik, ucuz doğal gaz ve ucuz akaryakıta erişim hakkı yüksek enerji zamlarıyla ayaklar altına alınmıştır. Bu son elektrik zamları ile birlikte dört kişilik bir hanenin aylık ortalama 230 kilowat saat elektrik tüketimi için ödeyeceği bedel 211TL’den 371,50TL’ye yükselecektir. Yani, dört kişilik hanenin ortalama aylık elektrik tüketim bedeli yüzde 76 zamlanmıştır. Dört kişilik bir hanenin aylık ortalama doğal gaz tüketimi 80.33 m3’dür. Bu miktar Türkiye’nin soğuk bölgelerinde ve soğuk mevsimlerinde iki ile beş kat artmaktadır. Doğal gaza yapılan zam ile birlikte dört kişilik hanenin aylık ortalama doğal gaz gideri 181.3TL’den 226.6TL’ye yükselecektir. Dört kişilik hanenin aylık ortalama elektrik ve doğal gaz giderleri toplamı 598 TL olacaktır. Kış aylarında ise doğal gaz tüketimi ve gideri ortalama iki kat artacağından dolayı kış aylarındaki dört kişilik hanenin ortalama elektrik ve doğal gaza ödeyeceği bedel ise 825TL olacaktır. Soğuk bölgelerde ve soğuk mevsimlerde ise bu bedel daha da artmaktadır” denildi. Özel enerji şirketleri kamulaştırılmalıdır! Dar gelirli tüketicilerin yüksek elektrik ve doğal gaz zamları ve fiyatları nedeniyle ihtiyaçları kadar doğal gazı ve elektriği kullanamayacağından soğukta ve karanlıkta yaşamaya mahkûm edildiği görüşünün yer verildiği açıklamada, yüksek enerji zamlarının, evrensel tüketici haklarına, kamu yararına ve sosyal devlet anlayışına aykırı olduğu vurgulandı. THD açıklamasında devamla, “Bugünkü ekonomik koşullar dikkate alınarak, bilimsel olarak belirlenmiş yoksulluk sınırının altında geliri olan ve hiç geliri olmayan hanelere devlet yardımcı olmalıdır. Örneğin, aylık 230 kilowat saate kadar elektrik tüketen ve yaz aylarında aylık 30 m3’e kadar, kış aylarında ve soğuk mevsimlerde ise aylık 200 m3’e kadar doğal gaz kullanan söz konusu hanelerden herhangi bir elektrik ve doğal gaz ücreti alınmamalıdır. Hiç geliri olmayan hanelerin enerji gereksinimlerinin tamamı ise ücretsiz olmalıdır. Bu ücretler devlet tarafından karşılanmalıdır. Bugün Türkiye’de petrolün yüzde 90’dan fazlası ithal edilmektedir. Önemli miktarda akaryakıt ürünleri ithal edilmektedir. Doğal gazın yüzde 98’i ithal edilmektedir. Elektriğin yüzde 45-50’ye yakın bölümü ithal doğal gaz ve ithal kömürden üretilmektedir. Türkiye’nin en yüksek ithalat bedeli enerji ithalat bedelidir. 2020 yılında enerji ithalatına yaklaşık 29 milyar dolar ödenmiştir. Dolayısıyla ithalata dayalı enerji politikaları elektrik, doğal gaz ve akaryakıt ürünlerinin pahalanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, ithalata dayalı enerji politikalarına son verilmelidir. Türkiye’de elektriğin yüzde sekseni özel elektrik şirketleri tarafından üretilmektedir. Elektrik dağıtımının yüzde yüzü ise elektrik dağıtım şirketlerince yapılmaktadır. Dolayısıyla özel elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin amaçları kar etmek olduğundan elektriğin fiyatı tüketicileri mağdur edecek düzeyde yükseltilmektedir. Aynı şekilde doğal gaz, petrol ve akaryakıt ürünlerinin ithalatı ve dağıtımı da özel şirketlerce yapıldığı için satış fiyatları yükseltilmektedir. Bu bakımdan, tüketicilerin enerjide mağdur edilmemesi için özel enerji şirketleri kamulaştırılmalıdır” ifadelerine yer verildi. “Enerji politikalarının tüketici haklarına uygun olması gerekir” Enerji politikalarının kamu yararına göre değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan THD, yöneticilere çağrıda bulunarak, “Elektrik, doğal gaz ve akaryakıt ürünleri temel bir üretim girdisidir. Dolayısıyla, bu üç temel girdiye yapılan zamlar iğneden ipliğe her şeyin zamlanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, özel enerji firmalarının tüketicileri mağdur etmemeleri ve enerjinin girdi olarak malların üretim ve maliyet bedelini yükseltmemesi için enerji politikaları kamu yararına göre değiştirilmelidir. Enerjinin ucuzluğu için yerli kaynaklara dayalı enerji politikalarına ağırlık verilmelidir. Özellikle de ülkemizin güneşli ve önemli derecede rüzgârlı bir ülke olması nedeniyle elektrik üretiminin güneşe ve rüzgâra dayalı olarak yapılması belirleyici olmalıdır. Tüketicilerin yeterli ve ucuz enerjiye erişimi, enerjinin üretimi sürecinde insana, çevreye ve doğaya zarar verilmemesi için enerji politikalarının bu yönüyle de tüketici haklarına uygun olması gerekmektedir. Tüm tüketiciler adına ülke yönetimine çağrıda bulunuyoruz: yaşadığımız enerji sorunlarına ve pahalılığına ilişkin ortaya koyduğumuz çözüm önerilerimizin dikkate alınarak gereğinin ivedilikle gerçekleştirilmesini diliyor ve bekliyoruz” dedi.