Alevi Bektaşi Federasyonu’nun (ABF) 11. Olağan Genel Kurulu, Ankara’nın Keçiören ilçesindeki Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kurula ABF bileşenlerinin yanı sıra, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, CHP Milletvekili Süleyman Bülbül ile çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

Genel Kurulda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, şu ifadeleri kullandı:

TİP'li Kadıgil: "Bu ülkede maden şirketlerinin devleti var ama halkın bir devleti yok"
TİP'li Kadıgil: "Bu ülkede maden şirketlerinin devleti var ama halkın bir devleti yok"
İçeriği Görüntüle

"Alevi canlar merak etmesinler. Kesinlikle onların olmadığı bir süreç olmayacak. Bakın biz İmralı Adası'ndayken dört saat kaldık. Orada Sayın Öcalan'a 'Aleviler bu sürecin neresindedir?' diye sorduklarında aynen şöyle söylemişti, 'Aleviler tam da bu işin ortasındadır. Aleviler tam da bu işin kalbidir' dedi. Şimdi gerçekten Alevilerin eşit yurttaşlık hakkının tartışılmadığı, masada olmadığı Alevilerin özgür olmadığı, bir süreç barış süreci olur mu? Böyle bir süreçle toplumsal barışımızı sağlayabilir miyiz? Bazıları zannediyor ki bu süreçte sadece Kürtlerin kimlik hakları, demokratik hakları konuşuluyor. Emekçilerin hakları konuşulmuyor. Alevilerin eşit yurttaşlık hakları konuşulmuyor. Yok sayılan, katledilen kadınların özgürlüğü konuşulmuyor gibi yalan yanlış algılarla bu süreç biraz sabote edilmeye sorusunu bizim kendi tabanımız da soruyor. Vallahi bu muhatabı biz yaratmadık. 22 yıldır oy veren, işte Türkiye halkları karşımıza bir muhatap çıkardı. Keşke karşımızda ve bizi daha iyi anlayan bu meselede gerçekten bu meseleyi samimiyetle çözen bir yönetim olsaydı."

"Suriye'de Aleviler göçertiliyor, kimliksizleştiriliyor"

Şimdi biz de yanı başımız kan gölü içerisindeyken, çatışma ve savaş içerisindeyken biz hele bu süreci biraz erteleyelim. 5-10 yıl sonra bir başka yönetim geldiği zaman konuşalım demeye gerçekten hakkımız var mı? İnsanlar katlediliyor. Suriye'de Aleviler göçertiliyor, kimliksizleştiriliyor, malına, canına el konuluyor. Cezaevleri devrimci, sosyalist, Kürt, aktivistlerle, siyasetçilerle dolu. Ağzını açanın tutuklandığı, dava açıldığı, gözaltına alındığı, gittikçe körleşen, demokrasiden uzaklaşan, ekonomik adaletin olmadığı bir süreçte bu kapının aralanmasına büyük bir değer ve anlam işlemek lazım.

"Aleviler tam masanın kendisindedir"

"Aleviler neresindedir? Hüseyin Başkan söyledi, Aleviler tam masanın kendisindedir. DEM Parti'de Aleviler diğer halklar ve inançlar bir bileşen değildir, DEM Parti'nin aslıdır. DEM Parti'nin kendisidir. Dolayısıyla o masada sadece Kürtler yok, Aleviler, halklar inançlar, emekçiler ezilenler hakkı hukuku yok sayılan herkes vardır. Bu konuda kaygılanmak yerine kamuoyundaki yalan yanlış tartışmalardan beslenmek yerine bu işi yürüten, esası olanların söylediklerine bence kulak vermek gerekiyor. Barış Alevisiz olur mu? Alevinin cemevleri ibadethane resmi statüsü kazanmazsa barış olur mu? Alevi katliamlarıyla yüzleşilmeden toplumsal barışı sağlayabilir miyiz? Dolayısıyla rahat olalım. Süreç hepimizindir. Bu süreç hepimizin hakları için yürüyor. Bu sürecin başarıya ulaşması halinde de hepimiz demokratik haklarımızla karşılaşacağız. Alevi'nin kimliği takılacak, anayasal güvence sağlanacak, demokratik, laik, özgürlükçü bir ülkede hep birlikte yaşayacağız."

"En başta Aleviler bu sürece destek vermelidir"

"Bu süreci farklı şekilde yorumlama yerine en başta Aleviler bu sürece destek vermelidir. Bekleyecek, duracak bu kargaşa, bu çatışma, bu savaş ikliminde üç yıl, beş yıl, on yıl önümüzü görmeden ne olacağını bilmeden binalarımıza çekilip ve bekleyecek halimiz yok. Başlamış bir süreç var, değerlidir, kıymetlidir. Bu süreci başlatan aktörün kendisi Öcalan'ın kendisi 'Aleviler bu işin merkezindedir, Aleviler olmadan bu barış, barış olmaz. Alevilerin eşit haklarını tanınmadığı bir demokrasi değil, başka bir şey de olmaz' diyor. Onun için lütfen tereddütle yaklaşmayalım. Bu toplumun, bu coğrafyanın en fazla katledilen, mağdur edilen inançları ve halkları olarak, emekçileri ve ezilenleri olarak her zamankinden daha fazla bir arada durmak ve bir sürece mesafeli yaklaşanları da ikna edip toplumsal bir basınç oluşturmak zorundayız. Alevi'nin olmadığı Kürtlerin sadece Kürtlerin masada olduğu bir süreçte emin olun hepimizin eli zayıf var. Bu konuda kaygılanmamıza gerek yok. Gerçek barış Aleviler ve toplumun tüm kesimlerinin kendini eşit yurttaş hissettiği ve kabul edildiği mümkün olduğu bir şekilde olacağını söylüyorum. Eşitlik olmadan barış olmayacak, Alevi olmadan barış olmayacak. Alevi canlarından bugüne kadar canları çok yandı. Dolayısıyla bu sürece destek vermelerini talep ediyorum."

Kaynak: ANKA Haber Ajansı