Kadın Milli Takımımızın Dünya Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonu olması, Erkek Voleybol takımızın Dünya Milletler Ligine katılmaya hak kazanması, Efeler ve Sultanlar liginin dünyanın en önde gelen liglerinden birisi olması bizi bir voleybol ülkesi yapıyor. Ancak bu yeterli mi? Ülkemizde oynayan ABD’li, Sırp veya toplam yabancı oyuncu sayısı kadar Türk oyuncuları Yabancı ülkelere ihraç edemezsek, oralarda ülkemizin ve voleybolumuzun reklamını yapamazsak tam bir voleybol ülkesi olduğumuzu söyleyemeyiz. Şu anda voleybolumuzu ve Türkiye’yi temsil eden sporcu elçilerimizin sayısı da az değil ve her geçen gün artıyor.
Voleybol liglerinde 3+1 (3 sahada, 1 yedek) yabancıya müsaade eden TVF, maalesef, son iki yıldır 3+2 olarak değiştirmiştir. Bu nedenle Eczacıbaşı 5 yabancı oyuncuyu, Vakıfbank 6 yabancı oyuncuyu, FB Opet ise 4 yabancı oyuncu istihdam etmektedir. Vargas’ın gelişiyle FB OPET’de 5 yabancı oyuncuya çıkacaktır. Kısacası, takımlarımızda yedekler bile yabancı oyuncu olmuştur. Bu nedenle yedek kalmak istemeyen yerli ve milli oyuncularımız rotayı yurt dışına çevirmiştir. Bu değerli sporcularımızdan bazılarını kısaca tanıtmak istiyorum.
Pasörler: Buket Gülübay Macaristan’ın Vasas Óbuda takımında, Selina Koç ABD’de Long Island Uni; Arelya Karasoy Koçaş Fransa Neptunes de Nantes; Deren Çukur, ABD Georgia Institute of Technology takımında oynamaktadır.
Orta Oyuncular: Şahin Ecem Macaristan KNRC; Yağmur Çinel ABD’de Hofstra Üniversite takımlarında oynamaktadır.
Çalıştırıcılar: Yunus ÖÇAL Yunanistan Kadın Milli takımı ve AEK kadın voleybol takımını; Behlül YAVAŞGEL ve Ezgi DİLİK ABD’de Thompson Rivers Üniversitesi kadın voleybol takımını çalıştırmaktadır.
Voleybolda oyuncu, kulüp, çalıştırıcı, medya, destekleyici firmalar yanı sıra en önemli unsur hakemlerimizdir. Hakemlerin için, özellikle İngilizce olmak üzere geliştirme programlar yapılmalı ve hakemlerimizin de şampiyonalarda, olimpiyatlarda daha çok düdük çalması sağlanmalıdır ki biz voleybol ülkesi olalım.