Macaristan Olimpiyatlar ve Spor Müzesi öncülüğünde, Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı ve İstanbul Macar Kültür Merkezi işbirliği ile hayata geçirilen, Macar -Türk ortak futbol tarihini anlatan “Yeşil Sahada Kardeşler- Birlikte, Karşılaşmada” isimli sergi açıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Zafer Çarşısı Sergi Salonu’nda meraklılarıyla buluşan sergi, 27 Ekim’e kadar ziyaretçilere açık olacak

SULTAN YAVUZ/ANKARA - Macar Kültür Merkezi’nin, Macar ve Türk ortak futbol tarihini anlatan “Yeşil Sahada Kardeşler- Birlikte, Karşılaşmada” başlıklı sergi Ankara’da da açıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Zafer Çarşısı’nda hayata geçirilen sergi, izleyicilere sunuldu. Serginin açılışına, Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Teqball Diplomatik İlişkiler Müdürü Gergely Muranyi, Spor Hizmetleri Genel Müdürü Mehmet Baykan ve Ankara Büyükşehir Belediyesi temsilcileri de katıldı. Küratörlüğünü Lajos Szabo’nun üstlendiği sergi, Türkiye’deki üç büyük takım başta olmak üzere, spor kulüplerinde görev alarak galibiyet kazandırmış isimleri, Macar futbol oyuncularını ve karşılıklı oynanan maçların fotoğrafları ile gazete kupürlerini meraklısıyla buluşturuyor. Ayrıca sergide, Macar tasarımcıların buluşu olan, kavisli bir masa üstünde futbol topuyla oynanan “Teqball” da sergileniyor. Futbol ortak kültür Futbol, Macaristan’da 19. yüzyılın ortasında oynanmaya başlandı, kurallar dahilinde ilk futbol maçları ise 1897’de gerçekleşti. Oyun çok hızlı bir şekilde yaygınlaşınca Futbol Federasyonu 1901’de kuruldu. Macar futbolu, Avusturya ve Çek futboluyla birlikte “Tuna Bölgesi Futbol Okulu” olarak tanındı ve çok kısa bir sürede Avrupa’nın önde gelen spor okullarından birisi oldu. Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki siyasi ve ekonomik krizden dolayı, yetenekli Macar oyuncuların çoğu yurt dışında forma giymeyi tercih etti. Bu oyuncuların birçoğu, daha sonra başarılı ve ünlü antrenörlere dönüştü. Macar ve Türk halklarının ortak tarihi ise, Orta Asya’nın bozkırlarından 16-17. yüzyıldaki Osmanlı İmparatorluğu’yla savaşlara, Prens Ferenc Rákóczi’nin Tekirdağ’da geçirdiği yıllardan 1848-49 Macar İhtilali ve Özgürlük Savaşı sonrasındaki mültecilerin Osmanlı’ya sığınmasına kadar uzanıyor. 20. yüzyılda ise bu bağ kendisini en çok spor alanında gösteriyor. Yüzyıl başındaki savaşlardan kaçan Macar futbolcu ve teknik insanların bazıları Türkiye’ye ulaşarak, Türk futbolunun gelişmesine, şimdiki başarılarında katkı sağladı. Bu sergiyle birlikte, başta Macar teknik direktörlerin ve oyuncuların Türk futboluna kattığı değer olmak üzre, iki ülkenin karşı karşıya oynadığı büyük kulüp ve milli maçların geçmişten günümüze uzanan ortak tarihi ele alınıyor. Başkentte Macarlar Türkiye’de bilinen ilk Macar teknik direktör József Schweng, 1930’da ilk kez Karşıyaka’da çalışmaya başladı. Schweng ayrıca, 1936’da milli takımı olimpiyatlara hazırlarken aynı zamanda da Ankaragücü’nün teknik direktörüydü. Schweng’den sonra takıma Gábor Obitz geldi. 1950’lerin sonlarında, István Turbéky Ankara Demirspor’da çalıştı. Ankara’daki kulüplerde Macarlar ile en fazla çalışan kulüp ise Gençlerbirliği oldu. Daha önce Macar Milli Takımında oynayan kaleci Zsolt Petry, sonra yine milli takımdan Tamás Sándor, FC Torino’dan kiralanarak takımın Süper Ligde kalmasında önemli rol oynadı. 1998 ile 2000 arasında ise József Pecze, Gençlerbirliği’nin teknik direktörlüğünü üstlendi. Günümüzde üç büyük takım dışında İstanbul’da Macar oyuncular yalnızca Kasımpaşa’da sahaya çıktı. İkisi de Macar Milli takımında da oynayan, Nijerya doğumlu Otigba Kenneth Karim ve Kevin Varga. Varga, Kasımpaşa’da oynamaya devam etti. İstanbul dışında ise ayrıca Göztepe’de Macar oyuncular yer aldı. 2001’de Péter Kabát takımda yer alırken, şimdi ise kalede Balázs Megyeri bulunuyor. Milli Takım Karşılaşmaları Kulüpler dışında, Türkiye Futbol Federasyonu ekibi içerisinde de uzun yıllardır Macar uzmanların izleri görülüyor. Milli Takım’ın dört Macar teknik direktörü oldu; 1927-32 arasında Béla Tóth, 1948 ve 1960’ta Ignác Molnár, 1957’de László Székely ve 1985’te Kálmán Mészöly. Bazı Macarlar federasyonda farklı görevler de aldılar. András Kuttik 1960-63 arasında federasyonun İstanbul’daki eğitmeniydi, József Schweng antrenör eğitiminin başında yer aldı, Gábor Obitz 1933-35 arasında federasyonun Ankara’daki antrenörü, István Szóbél ise 1957-58 arasında federasyon antrenörü oldu. İki federasyonun milli takım karşılaştırma istatistikleri ise değişiyor. Nisan 1932’de oynanan iki maçta Türk Milli Takımıyla aslında Macar Genç Milli Takımı oynadı. Her iki maçı Macaristan kazandı, ilkini 2-1, ikincisini 4-1. Macar istatistikler Helsinki Olimpiyatları sırasında Kotka’da oynanan eleme maçıyla başlıyor. Sonrasında turnuvayı da kazanan Macaristan takımı, Türkiye’yi 7-1 yendi. Bu Altın Takım’ın çağıydı ve aslında o dönemde hiçbir takımın Macarlara karşı çok şansı yoktu. 1954 Dünya Kupası finaline kadar Macaristan’ı yenmeyi başaran bir takım çıkmadı. Finaldeki yenilgiden sonra Macaristan yine 18 maç mağlubiyet görmedi. Bu seri ise, Şubat 1956’da İstanbul’da, Türkiye’nin sahadan 3-1’le ayrıldığı maçla son buldu. Bundan sonraki kırk yılda ise sadece dostluk maçları oynandı, hepsini Macarlar kazandı. Avrupa kupaları tarihinde Beşiktaş, sadece bir kez Macaristanlı bir takımla karşılaştı. 1977 yılında UEFA Kupa Galipleri Kupası’nda Diósgyőri VTK ile ilk maçta 2-0 galip çıkan Beşiktaş, ikinci maçta 5-0 mağlup olarak kupaya veda etti. Teqball 2012 yılında futbol hayranı üç Macar girişimci, cinsiyetten bağımsız bir şekilde oynanan Teqball isimli yeni bir oyun keşfetti. Özel olarak tasarlanmış kavisli bir masada oynanan futbol temelli bu oyun, kısa bir sürede büyük ilgi gördü ve dünyaya yayıldı. Sergide de yer alan teqball ve diğer tarihi belgeleri merak edenler, 27 Ekim’e kadar sergiyi gezebilecek.