Yolsuzluk yasaklar yoksulluk

Abone Ol
ÖNCELİKLİ SORUN YOKSULLUK Aslında iktidarın da yoksulluk ve işsizlikle ilgili negatif veriler konusunda sıkıntılı olduğu, bu sorunların çözümü için bazı adımlar attığını biliyoruz. Ancak, küresel boyuttaki salgın ve ekonomik krizin yanı sıra, istihdama yönelik yatırımlar konusunda dış yatırımcıların da çekingen davrandığı bir dönemdeyiz. Küresel aktör ve Soros yatırımcılarının tek istediği, gittikleri ülkede minimum riskle kısa sürede bol kazanç elde etmek. Fabrikayla, işçiyle uğraşacağına, borsa, tahvil ve faiz üzerinden kısa dönemde maksimum kazanç sağlamak onların işine gelir. Yabancı yatırımcı vur kaç taktiğini istihdama yönelik yatırımlara tercih eder. Hal böyle olunca da ülkemizde işsizlik artıyor, genç işsiz ordusu çığ gibi büyüyor, mutfaklarda yangın başlıyor. Global araştırma şirketi Ipsos, Türkiye’nin de aralarında olduğu 27 ülkede insanların endişelerini ortaya koymak üzere yaptığı “Dünyayı neler endişelendiriyor” konulu son araştırma, ülkemizde yaşayanların virüs salgınından çok işsizlik ve yoksulluktan kaygılandığını ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de yaşayanlar, yoksulluğu öncelikli sorun olarak gören beş ülkeden biri. Ülkemizde yoksulluk ve gelir adaletsizliğinin en büyük sorun olduğunu düşünenler diğer ülkelere göre yüzde 36 ile, ortalamanın çok üzerinde. Araştırmaya katılan ülkelerdeki insanların yüzde 50'si Covid-19 salgınını en önemli sorun olarak görürken, bu oran ülkemizde yüzde 33’le çok gerilerde. İşsizlik, araştırmanın yapıldığı ülkelerde yüzde 37 ile ikinci önemli sorun olarak görülüyor. En büyük endişenin işsizlik olduğu Türkiye’de ise bu oran yüzde 44’le diğer ülke ortalamalarının çok üzerinde. *** TÜNELDE IŞIK GÖRÜNDÜ MÜ? 2 buçuk milyon kişinin çalıştığı, 1 buçuk trilyon TL’lik perakende sektörü, 2021 yılında Korona Virüs salgınının yaralarını sarmayı bekliyor. Kısıtlama ve karantinadan kapanıp daralan, büyük ciro kayıpları yaşayan sektörün en önemli temsilcileri kafe ve restoranlar, 2020’deki kara bulutların dağılmasını umuyor. Şimdilik en büyük kaygı, salgının önlenemeyip kısıtlamaların sürmesi ve kısa dönem çalışma desteğinin 31 Mart’ta sona erecek olması. Kafe ve restoranların açılması, vatandaşın ağır ekonomik darboğazda bu işletmelere bir anda para yağdıracağı anlamına gelmiyor. İşsizlik fonunda biriken 135 milyar TL’den bugüne kadar kısa çalışma desteği çerçevesinde 53 milyar ödendi, bu desteğin pandemi bitene kadar sürmesi şart. Zira destek sona erince küçük KOBİ, esnaf ve işletmeler bir daha açılmamak üzere kepenklerini kapatmak zorunda kalacak. Not: *Zülfüyare dokunmak: (TDK) hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamı gücendirmek, darılmasına yol açmak. Sıkıntı verecek, sorun olacak konulara girmek.