Muğla İkizköy Mahallesi'nden gelen köylüler, zeytinliklerin maden işletmeciliğine açılmasını öngören yasa teklifine karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dikmen Kapısı önünde toplandı. Söz konusu teklifin, ekolojik dengeyi bozacağını, doğayı ve yerel halkı olumsuz etkileyerek, özellikle zeytinlik alanlarını talan edeceğini savunan köylüler, haklarını savunmak için güçlü bir direniş gösteriyor.
Protestoya, Muğla'nın yanı sıra Denizli, Aydın, Ordu ve Artvin gibi illerden de katılım oldu. Katılımcılar, yasaya karşı tepkilerini dile getirirken, "Havama, suyuma, toprağıma dokunma", "Maden yasası geri çekilsin", "Toprağa dokunan eller kırılsın" sloganlarıyla seslerini duyurmaya çalıştı.
"Toprağımıza Sahip Çıkmalıyız"
İlk olarak Muğla İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık konuştu. Işık, yasanın kabul edilemez olduğunu belirterek, “Biz zeytinimizi, toprağımızı hiçbir şekilde şirketlere feda etmeyiz. Enerjinin alternatifleri var ama toprak giderse, su giderse yaşam biter. Bizim karşımıza enerjiyle gelmesinler. Bizler, topraklarımızı savunuyoruz. Toprak, su ve hava, hepimizin ortak mirasıdır. Bu mirası kimseye teslim etmeyeceğiz,” dedi.
Işık, köylülerin TBMM önünde yalnızca birkaç kişiyle yer aldığını belirterek, “Şirketler rahatça Meclis’e girip çıkarken biz köylüler olarak Meclis’e giriş yasağı koyuluyor. Bu milletin Meclisi değil mi? Bizim sesimizi duymak yerine susturmak isteyenlere karşı direneceğiz,” şeklinde konuştu.
"İhtiyar Halimizle Toprağımızı Savunuyoruz"
Denizli'den gelen Hatice isimli bir köylü, yaşlarının ilerlemiş olmasına rağmen topraklarını savunmak için mücadeleye katıldıklarını dile getirdi. “İhtiyar halimizle, ellerimizdeki nasırlı parmaklarımızla toprağımızı korumaya geldik. Bu topraklar bize buğday, nohut, mercimek, ceviz gibi değerler sundu. Ama bu maden yasası, topraklarımızı talan edecek. Bunu kabul etmiyoruz,” dedi.
"Bizim Altınımız Fındık"
Ordu’dan gelen Cevat isimli bir vatandaş ise, protestolara fındıklarla katıldı. Fındıkların Ordu’nun altını olduğunu belirten Cevat, “Ordu’da 3 bin dönüm arazide maden işletildi. 13 milyon lira gelir elde edildi. Ancak aynı arazilerde fındık yetiştirilse, ülkeye 5 kat daha fazla fayda sağlanır. Bu yasa sadece Muğlalılara değil, tüm Türkiye’ye zarar verecek. Bütün ülkenin dikkatini çekmeliyiz,” diye konuştu.
"Çam Ağaçları Yerine Kumdan Dağlar, Dereler Yataklarında Molazlar Var"
Aydın’ın Çini Köyü’nden gelen Zeynep isimli bir kadın, köylerinin doğal güzelliklerini kaybettiklerini belirterek, 10 yıl önceki manzaraların artık kalmadığını vurguladı. “O köyde, o çam ağaçları vardı ki, tek bir ışık dahi geçemezdi. Şimdi o çam ağaçlarının yerine kumdan dağlar var. Dereler kurudu, hayvanlar ölüyor, toprağımız verimsizleşti. Bu durumu kabullenemiyorum. Eğer bu maden yasası kabul edilirse, köyümüzü tamamen kaybedeceğiz,” dedi.
"Ben Köyümden Vazgeçmek İstemiyorum"
Zeynep, köyünü savunmak için her türlü mücadeleyi vereceğini belirterek, “Benim köyümden, koyunlarımdan, suyumdan, evimden vazgeçmek istemiyorum. Eğer beni köyümden ederlerse, bir ağaç, bir bitki gibi düşünün, kuruyup ölürüm,” dedi. Zeynep, bu direnişin yalnızca kendi köyü için değil, tüm Türkiye için olduğunu, bu topraklarda yaşayan herkesin geleceği için mücadele ettiklerini ifade etti.
Toprak, Doğa ve Gelecek Nesiller İçin Bir Mücadele
İkizköylüler ve onlara destek veren diğer köylüler, bu protesto ile yalnızca bir yasanın geri çekilmesini değil, aynı zamanda doğanın, toprağın ve çevrenin korunmasını talep ettiklerini dile getiriyorlar. “Bizim mücadelemiz çocuklarımıza, gelecek nesillere verebileceğimiz bir miras bırakmak içindir,” diyen köylüler, devletin ve milletin, doğal kaynakları savunma sorumluluğuna dikkat çekiyor.
Yasaya Karşı Hukuki Mücadele
Köylüler, aynı zamanda bu yasa teklifinin hukuki olarak da geçerli olamayacağını ve anayasa ile güvence altına alınmış doğal varlıkların korunması ilkesine aykırı olduğunu belirtiyorlar. Zeytinlik alanlarının madenciliğe açılmasına karşı açılacak davaların da devam ettiğini ifade eden köylüler, meclise seslenerek bu yasaya karşı durmaya devam edeceklerini vurguluyorlar.