Türkiye’nin gıda güvenliği, tarımsal geleceği ve ekosistem dengesi açısından kritik öneme sahip olan zeytinlikler bir kez daha tehdit altında. TBMM’ye sunulan ve komisyondan geçen torba yasa teklifiyle, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılması mümkün hâle geliyor. Peki, gerçekten “zeytin ağacı taşınabilir” mi? Yeni düzenleme neyi hedefliyor, neyi riske atıyor?

Bu soruların yanıtlarını, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay verdi. Tolunay’a göre “zeytin ağacı taşınabilir” söylemi, kamuoyunu yanıltan, bilimsel ve ekolojik gerçeklerle çelişen bir propaganda aracı hâline gelmiş durumda.

Tolunay, teknik olarak zeytin ağaçlarının taşınabilir olduğunu belirtiyor. Ancak bunun, yasa tasarısında iddia edildiği gibi bir “çözüm” olmadığını vurguluyor: “Evet, zeytin ağacı tekil olarak taşınması en kolay ağaç türlerinden biridir. Ama bu durum, kömür madenciliği ya da enerji yatırımları uğruna zeytinliklerin yok edilmesini meşrulaştıramaz.”

“Ekosistem taşınamaz”

Taşınan ağaçların yeni yerlerinde tutunması, kök sistemlerinin yeniden oluşması ve meyve verimine dönmeleri yıllar alıyor. Özellikle kabak budama (radikal budama) yapıldığında, ağacın eski verimini kazanması 5 ila 10 yılı bulabiliyor. Zeytinliklerin birer üretim alanı olmanın ötesinde, karmaşık bir yaşam döngüsünü barındırdığını ifade eden Tolunay, zeytin ağaçlarının taşınması sırasında bu ekosistemin tümüyle dağıldığını belirtiyor. “Bir zeytin ağacını söktüğünüzde sadece ağacı değil, çevresindeki mikroorganizmaları, kuşları, böcekleri de yok ediyorsunuz. Taşınan ağacın eski verimine kavuşması yıllar alır. Üstelik taşınan ağaçların büyük kısmı tutmayabilir.”

Tolunay’a göre bu taşımalar istisnai durumlarda, bireysel ve hasta ağaçlar için geçerli olabilir. Ama söz konusu olan on binlerce ağacın taşınmasıysa, bunun hem teknik hem de hukuki ciddi sakıncaları var. Yeni teklif, maden yapılacak zeytinlik alanlardaki ağaçların aynı il ya da ilçede başka bir alana taşınmasını öngörüyor. Masraflar şirketlere ait olacak. Taşınamıyorsa eşdeğer yeni bir alan oluşturulacak. Ancak Tolunay’a göre bu, uygulamada pek mümkün değil:
“Zeytinlik sahipleri taşınan ağaçlara ulaşabilecek mi? 50-100 kilometre uzaktaki zeytini nasıl toplayacaklar? Sahipliği kimde kalacak? Bunlar yanıtlanmamış çok ciddi sorular.”

Zeytin Yasası devre dışı mı bırakılıyor?

Türkiye'deki zeytinliklerin hukuki koruması 1 Şubat 1939’da yürürlüğe giren “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun” ile başladı. Bu yasa, zeytin üretimini artırmayı ve zeytinlik alanlarını korumayı hedefliyordu. En önemli madde ise 20. maddeydi: “Zeytinlik sahalarına en az 3 kilometre mesafede, kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesisler kurulamaz.”

Bu açık ve istisnasız yasa, 2008’de değiştirildi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı izniyle zeytinyağı fabrikalarının kurulabileceği bir “istisna” eklendi. Bu istisna zamanla “istismar”a dönüştü. Zeytinlik statüsünün yok sayılması, ÇED raporlarının zeytinlik olmayan parseller üzerinden hazırlanması gibi uygulamalarla enerji ve madencilik projeleri yasal engelleri aştı.

OGM'den İzmir Urla'da devam eden orman yangınına ilişkin açıklama
OGM'den İzmir Urla'da devam eden orman yangınına ilişkin açıklama
İçeriği Görüntüle

Zeytinliklerin korunmasını garanti altına alan özel bir yasa olduğuna dikkat çeken Tolunay, yeni düzenlemelerin bu yasayı dolanma çabası olduğunu savunuyor: “1939'dan kalan Zeytin Yasası bugüne kadar 11 kez delinmek istendi ama hepsi Anayasa’ya aykırı bulundu. Şimdi ise ağacın taşınabilirliği bahane edilerek bu yasa etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor.”

“Meralar elden gidiyor, gıda güvenliği tehlikede”

Yasa tasarısının yalnızca zeytinliklerle sınırlı olmadığını belirten Tolunay, orman alanlarının da büyük risk altında olduğunu dile getiriyor.

“Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne ormanlardaki karar yetkisi verilmesi planlanıyor. Bu da Türkiye’deki ormanların yüzde 50 ila yüzde 90’ının bu kuruma devri anlamına gelir.”

Ayrıca, milli parklar ve tabiat parkları dahil olmak üzere korunan alanlarda da madenciliğin önünü açan düzenlemeler olduğunu belirten Tolunay, bilimsel danışma kurulu gibi bağımsız mekanizmaların da tasarıda yer almadığını vurguluyor. Tasarıyla birlikte meralarda yenilenebilir enerji yatırımlarının önü açılıyor. İlk bakışta çevreci görünen bu adımın, aslında hayvancılığın sonunu getirebileceğini söyleyen Tolunay:

“Meralar ot demektir, ot da sofradaki ettir. Bu düzenleme gıda güvenliğini doğrudan etkiler. 14 milyon hektarlık mera alanı tehdit altında.”

“Bu sadece doğa için değil, toplumsal bir mesele”

Tolunay, yasa tasarısının doğaya yönelik etkilerinin çok ötesinde, hukuk devleti ilkelerini ve toplumsal geleceği de tehdit ettiğini ifade ediyor:

“Yasa tasarısı, doğayı, ormanları, zeytinlikleri ve meraları enerji ve maden yatırımları uğruna feda ediyor. Bu, Türkiye’nin net sıfır karbon hedefini de imkânsız kılar. Ayrıca elde edilen ekonomik kazançların çoğu yabancı şirketlere gidiyor, ülkemize ise doğa tahribatı kalıyor.”

Yeni Yasa Tasarısı Ne Getiriyor?

Torba yasa teklifiyle, Maden Kanunu ve diğer çevre yasalarında köklü değişiklikler öngörülüyor:

  • Zeytinlikler madenciliğe açılıyor. Ancak şirketlerin önce bu ağaçları başka yere taşımaya çalışması, bu mümkün değilse “eşdeğer yeni zeytinlik alanı” oluşturması zorunlu kılınıyor.

  • Tüm masraf ve sorumluluk ruhsat sahibine ait olacak.

  • Yeni kurul yetkili olacak: Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilecek kurul, Tarım ve Orman Bakanlığı dâhil tüm kurumların üzerinde karar verebilecek. Kritik veya stratejik madenler için bu kurul nihai karar merci olacak.

  • MAPEG’e devredilen orman alanları: Madencilik yapılacak ormanlık alanlar, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne bedelsiz devredilecek.

  • ÇED süreçleri hızlandırılıyor: ÇED kararı beklenmeden yatırım izinlerine başlanabilecek. Kurumlar görüş bildirmezse olumlu sayılacak.

  • Meralar da tehdit altında: 14 milyon hektarlık mera alanı, yenilenebilir enerji yatırımları için ÇED’siz olarak kullanıma açılıyor.

Muhabir: Ahmet Çağatay Bayraktar