Mustafa Süzen - Hatay’ın İskenderun İlçesi’nde bir erkeğin asitli saldırısına uğrayan Berfin Özek’in Avukatı Mehtap Sert, kadına yönelik olası şiddet ve cinsel istismar olaylarında izlenmesi gereken yollara ilişkin açıklamalarda bulundu. Avukat Sert, kadına yönelik şiddetin artmasında, iktidarın kadın politikalarının yanı sıra kültürel kodların, ekonomik sebeplerin, alkol ile kumar bağımlılığı gibi sorunların etkisinin olduğuna işaret etti. “İktidar, yasaların uygulanmasında gerekli tedbirleri almıyor” Toplumda kadın ve erkeğin eşit görülmediğini vurgulayan Avukat Sert, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Şiddeti, tacizi, tecavüzü engelleyecek yasal mekanizmalar olmadığı ve yasalar da gerekli cezayı vermediği için suç oranları artmaktadır. Şiddete ve cinsel istismara maruz kalan mağdur şikâyet için başvurduğunda profesyonel eğitim alan personel ile muhatap olmuyor. Bu sebeple sürekli savunma mekanizmaları içinde çoğunlukla yılıp, şikâyetten vazgeçiyor. Tecavüze uğramış bir kadına, ifade alan görevli kişi tarafından ‘aşılı’ gibi korkunç kelimeler ve cümleler kullanabiliyor. İktidar, kadını toplum ve aile içinde bir birey olarak görmediği için yasaların uygulanmasında gerekli tedbirleri almıyor. Hatta devletin en üst kalemlerinden en alt kalemlerine kadar hepsinde sürekli ‘Reisli’ ailenin propagandası yapılıyor.” “Birçok mağdur şikâyetten vazgeçiyor” Kadını şiddetten koruyacak mekanizma ve kurumların tam anlamıyla inşa edilip bir koordinasyon sağlanmadığını aktaran Avukat Sert, bu sebeple birçok mağdurun şikâyetten vazgeçip, devamında ölümle sonuçlanan bir tabloyla karşılaşıldığını anlattı. Kadınları koruyabilecek olan tek yasanın 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa ve İstanbul Sözleşmesi olduğuna değinen Sert, açıklamasını şöyle tamamladı: “Şiddet mağduru bir kadının 6284 Sayılı Yasa kapsamında, karakol, savcılık, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM), kaymakamlık, valilik ve belediyelere başvuru hakkı vardır. Farklı sebeplerden dolayı evden çıkmaması halinde Alo Danışma 183 ve 155 polis hattına başvuru hakkı bulunuyor. Ancak tüm bu süreçlerde mağdur ile sanığın yan yana gelmemesi, tam bir koruma sağlanması gerekir. Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) mevcut yasalar, yargının takdir yetkisine bırakıldığı için çoğunlukla eril yargı sanığı aklıyor. Hak ettiği cezayı alsa bile infaz rejimi sayesinde kısa süre yatıp çıkıyor. Kadın yaşadığı şiddetin travmasını atlatamadan sanık halk arasına karışmış oluyor. Şiddetin önlenmesi için; kadın erkek arasında tam bir eşitliğin sağlanması, kültürel kodların değişmesi ve 6284 sayılı Yasanın samimiyet uygulanması gerekir.”