Mehmet Necati GÜNGÖR Anketler ne kadar doğruyu söylüyor sorusu son günlerin tereddüt kokan sorusu haline geldi. Korku ikliminde insanlar doğru cevap verirler mi? Yani, Türkiye korku iklimini yaşayan bir ülke mi? Bu sorular tartışıladursun; Anadolu’da böyle durumlarda kısaltılmış olan kelimeler aklımıza geliyor. Bizim vatandaşımız kestirmeden konuşmayı sever. “Hı”yı evet anlamında, “Cık”ı ise hayır anlamında kullanır. Eğer evin hanımı kocasından bir şey istiyorsa gönülsüz koca “hı” diyerek cevaplar. Bir nevi yasak savma, oyalama, zamana yayma cevabıdır. Kesin hayır ise “cık” kısaltması ile ifade edilir. Kadın sorar: Herif, paran var mı? Cevap: “cık” sa, Mesele anlaşılmıştır, gerisi söylenmez. Para yoksa istek de yok, başka bahara. Şimdi gelelim anketlere. Anketler yüz yüze değil de, telefonla yapılıyormuş. Telefonla sorulan sorulara vatandaş doğrudan evet veya hayır diyemiyormuş. Bu kısaltılmış kelimelerle cevap veriyorlarmış. Anketör bu dilden anlıyorsa mesele yok. Anlamıyorsa, hayırlarla evetler birbirine karışıyormuş. Bu durumda sağlıklı bir anket sonucu ortaya çıkmıyormuş. Vatandaş telefonda açıkça evet, ya da hayır dese başı belâya girmesinden korkuyormuş. İktidar, iktidardan düşmekten, Muhalefet, ittifakın parçalanmasından korkar olmuş. İktidarın büyük kanadı, küçük ortağın mızıkçılığından, Küçük ortak, büyük ortağın kazığından… “ Cık”lar çoğalıyor diyenler de var, “Hı”ların çoğaldığını söyleyenler de. Yorumlamak, anlayana düşer. Para konusunda en çok da “cık” cevabı veriliyormuş. “Cık” diyen, “telefonumda parazit oluyor” diyerek kendini kurtarmaya çalışırken, “Hı” diyenler bunu daha gür sesle söylüyorlarmış. Bakalım; sandıktan “cık” mı çıkacak, “hı” mı? Hayırlısı çıkar inşallah.