Mustafa Süzen - 2018 yılından itibaren ifade, örgütlenme ve barışçıl gösteri hakkı alanında çalışmak üzere sosyal medya kampanyaları, dava takibi, medya gözlem ve raporlama gibi çalışmalar yaptıklarını anlatan Sivil Alan Araştırmaları Derneği Başkanı Berna Akkızal, pandemi süreci ve sonrasında öğrencilerin yaşadığı hak ihlallerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Bazı üniversite yönetimleri, ders ve sınav sırasında kopya çekmelerini önlemek için öğrencilerin video ve ses kaydını almaya karar verdi. Böyle bir uygulama, hem akademik ifade özgürlüğünü kısıtlayan hem de kişisel hakları ihlal eden bir karardı. Mahpus öğrencilerin on-line derslere ve sınavlara ne şekilde katılacağı, bu konuyla ilgili alınan önemler, ne gibi hazırlıklar yapıldığı da belirsiz.” “Kişilik hakları ihlali ve ekonomik sorunlar ön planda” Türkiye’deki üniversitelerin ifade, eylem ve örgütlenme özgürlüğü açısından incelendiğinde pandemi öncesi ve sonrası sorunların oldukça farklılık gösterdiğine dikkat çeken Akkızal, salgın öncesi daha çok kulüpleşmeye izin verilmemesi, protesto haklarını kullananlara açılan soruşturmalar, akademik ifade özgürlüğünün kısıtlanması gibi sorunların ön planda olduğunu bildirdi. Akkızal, Covid -19 sonrası dönemde eğitimde fırsat eşitsizliği, kişilik haklarının ihlali ve ekonomik sorunlar ön plana çıktığını belirterek açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Pandemi sürecinde alınan öğrenci hakları açısından olumlu ve olumsuz kararlar var. Olumlu karar sınavların çevrimiçi yapılmasına karar verilmesi. Bizler tabii ki bu kararı sınavların yüz yüze yapılması olasılığına karşı olumlu bulduk. Yine de bu süreçte çevrimiçi ders dinleme ve sınav konusunda çok büyük hak ihlalleri tespit ettik. İlk gözümüze çarpan ihlal, tüm öğrencilerin gerekli altyapıya sahip olmamalarıydı. Çevrimiçi derslere katılmak için öğrencilerin evden çıkamadığı dönem mutlaka bir internet bağlantısı ve bilgisayara ihtiyaçları oldu. Bu da her öğrencinin ekonomik olarak karşılayabileceği bir koşul değildi.” “Dayanışma ve birlikte ses çıkarmanın işe yaradığını söyleyebiliriz” Pandemi döneminde öğrencilerin daha çok sosyal medya üzerinden seslerini duyurduğu, yapılan uygulamalara itiraz ettiğini aktaran Akkızal, sözlerine şöyle devam etti: “Birçok çevrimiçi eylem, ülke gündeminde üst sıralara taşındı. Bazılarında da kazanımlar elde etti öğrenciler. Bu eylemlerde öğrenciler sınavlar sırasında ses ve görüntü alınmasına, vakıf üniversitelerinin yaptıkları zamlara, çevrimiçi sınav sistemlerinin düzgün çalışmamasına itiraz ettiler. Dayanışmanın ve birlikte ses çıkarmanın işe yaradığını söyleyebiliriz. Birçok okul yönetimi geri adım attı, öğrenciler haklarını geri kazandı.” Akkızal, değerlendirmelerini şu sözlerle tamamladı: “Üniversitelerin özerkliği her koşulda sağlanmalıdır. Bir sivil alan olarak kampüsün bilimin ve eleştirel düşüncenin üretildiği yer olmasının ilk koşulu budur. Öğrencilerin dilediği gibi kulüpleşme hakkı, protesto hakkı olmalı.”